
23 Nisan törenlerinin son yıllarda Danimarka’da düzeyli bir biçimde gerçekleşmesi için canla başla çalışan İshöj Anadili Eğitimi Öğretmeni Mustafa Kemal Demir’i de çabalarından dolayı ayrıca kutlamak istiyorum. Ama böyle önemli bir bayramımızın sorumluluğunun 70 bin vatandaşımızın yaşadığı bu ülkede sadece bir öğretmenimizin sırtına yüklenmesi çok acı bir durum.
Kutlu Doğum Haftası ve benzeri etkinliklerinde binlerce vatandaşımızı bir araya getiren derneklerimizin böyle önemli ulusal bir günümüzde bir sorumluluk üstlenmemeleri tuhaf.
Geçen yılki törenlerde de sahnede Türk bayrağı yerine sponsorların adlarıyla, reklam panoları yeralmıştı ve bu, törene katılanlarda şaşkınlık yaratmıştı.
Bu yılki törenlerde sahnede asılan dev Türk bayrağı ile Atatürk posterinin bile Danimarka’da görev süresini tamamladıktan sonra Türkiye’ye dönen bir emniyet görevlisinin hediyesi olması insanın yüreğini burkuyor. O da göndermesiydi, bu yılki 23 Nisan törenlerinde belki yine mahrum kalacaktık Türk bayrağından ve Atatürk posterinden.
Bundan 92 yıl önce çıkılan yolda gelinen durum içler acısı. Artık o hale geldik ki, kendi bayrağının, içinde yaşadığı bu yabancı ülkenin yetkililerini rahatsız edeceğini düşünen ve kendi bayrağından rahatsız olanların sesleri daha yüksek çıkmaya başlıyor.
Ağızlarını her açtıklarında Türkiye‘nin ne kadar büyük bir ülke olduğunu tüm dünyaya göstermek isteyenlerin bir 23 Nisan törenini bile tek bir öğretmen ve küçük bir dernekten beklediklerine tanıklık ediyoruz.
Bayram bağlamında konuşmacı olarak davet edilen bu ülkedeki siyasetçilerimizin konuşmaları ise tam bir felaket. 23 Nisan’ın ruhundan uzak yapılan bu konuşmaların ne kadar gerekli olduğunu anlayabilmiş değilim.
Çaresizlik mi, bilgisizlik mi, ilgisizlik mi? Bilemiyorum. Ama çocuklarımızın bile bu güzel günün tadını çıkardıklarına ve bayramı hak ettiği biçimde kutladıklarına inanmakta zorluk çekiyorum. Çocuklarımızın kendilerine armağan edilen bu bayramda bile kendi şarkılarını seslendirmek yerine yetişkinleri eğlendirmeyi tercih etmeleri üzüyor insanı. Öyle ki, bir kız çocuğu elinde gitar ile, erkek bir şarkıcının söylediği şarkıyı söylermiş gibi yaparak şov yapmak zorunda kalıyor. Diğer bir kız çocuğu da Barış Manço taklidi yapıyor, O’nun şarkısını söylüyormuş gibi yapıyor.
1979 yılında UNESCO tarafından “Çocuk yılı” ilan edilmesiyle uluslararası nitelik kazanan 23 Nisan gibi önemli ulusal bir bayramımız Danimarka’da maalesef hemşehri derneklerinin etkinlikleri gibi kutlanmaktan öte geçemiyor.
Tek bir öğretmenin çabalarıyla gerçekleşen 23 Nisan töreni ancak bu kadar olur. Tek teselli kaynağı Mustafa Kemal Demir gibi değerli bir öğretmenin çabalarını görmek. Tüm bu olumsuzluklara rağmen Mustafa Kemal Demir öğretmenin emeklerini takdir ediyorum.
Her ne kadar 23 Nisan Atatürk tarafından çocuklara armağan edilse de, bu bayram yetişkinlerin de bayramıdır. Çünkü 23 Nisan, Uulusal Kurtuluş Savaşı’nı yöneten, bağımsızlık savaşını kazanan bir meclisin açılış tarihidir. Büyüğüyle, küçüğüyle herkesin gurur duyacağı bir gündür.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramınızı kutluyorum.
- Emeklerin boşa gitmedi, rahat uyu Sadi… - 16/08/2020
- Heykelleri yıkarak tarihi silebilir miyiz? - 16/06/2020
- Danimarka’da normalleşme sürecine girildi - 20/04/2020
- Korona günlerinde aşk… - 19/03/2020
- Nazi işgali altındaki Danimarka’daki basının gözüyle modern Türkiye - 27/09/2016
- Güle güle usta - 18/09/2016
- Sosyal Demokratlar erimeye mahkum - 28/04/2014
- Ne şiş yansın, ne kebap - 29/03/2014
- Bu ülkede yok yok… - 02/03/2014
- Yalanın İcadı… - 29/01/2014
- İçinden Meriç geçen bir yaşam öyküsü - 12/12/2013
- 100 aday, 38 üye… - 26/11/2013
- Bir arpa boyu yol gidilmiş… - 19/10/2013
- Besle kargayı, oysun gözünü! - 28/08/2013
- Oturun oturduğunuz yerde - 24/06/2013
- Avrupalı Türk mü… Hadi ordan! - 23/05/2013
- Dünyanın en güçlü kadınları…! - 24/04/2013
- İfade özgürlüğü tehdit altında mı? - 25/02/2013
- Yalanlara inanmaya devam… - 23/01/2013
- Çocuk olamadan anne olan çocuklar… - 18/10/2012
- Kardeş kanı dökmenin açıklaması ne olabilir ki? - 25/09/2012
- Aynı tas aynı hamam - 24/08/2012
- Siyaseti sevdirmenin yolları… - 18/06/2012
- Alanya: Bir dünya kenti - 06/06/2012
- Pizzacısın sen, pizzacı kal… - 22/05/2012
- 23 Nisan’ın ardından… - 25/04/2012
- Avrupa can çekişiyor - 22/03/2012
- Ateş düştüğü yeri yakıyor - 22/02/2012
- Bu nasıl hükümet! - 25/01/2012
- Göçmenler kimin için önemli? - 15/12/2011
- Biz büyük resme bakalım - 20/11/2011
- Tünelin sonu karanlık - 21/10/2011
- Kaybederken kazanmak… - 27/09/2011
- Türk çocuklarının vize çilesi - 24/08/2011
- Türkler Avrupalı değil… - 20/06/2011
- Arap baharı mı, Avrupa’nın kara kışı mı? - 18/05/2011
- İskandinav modelinin sonu geldi - 27/04/2011
- Bu insanlara kim sahip çıkacak? - 23/03/2011
- Modern köle pazarı - 20/02/2011
- Ölen öldüğüyle kalmasın artık! - 18/01/2011
- Hipnotize olmuş teröristler? - 20/12/2010
- Aşırı sağcılar kimin tetikçisi… - 24/11/2010
- Danimarka’nın varoşları: ‘Gettolar’ - 28/10/2010
- PKU’lu çocuklarımız Danimarka’dan seslendi: ‘Sesimizi duyun’ - 22/10/2010
- Tencere dibin kara… - 21/09/2010
Ringsted de 23 Nisan yillardir aksamadan kutlanmakta .Anadili Eğitimi Öğretmeni Faruk Celikerin emekleri cok büyük,onada hakkini vermek gerekiyor.
Bugün başka bir ulusal günümüzün, 19 Mayıs Gençlik Ve Spor Bayramı’nın olması ve bunun konuşulması gerektiği halde aktarılmakta geç kalmış 23 Nisan yorumumu öne alıyorum. .
Öncelikle bu kadar samimi, cesur ve aynı zamanda gerçekçi bir köşe yazısını, özleyip de uzun zamandır birçok gazetede göremediğimiz türden olduğu için yazarını tebrik ediyorum. Ayrıca hislerimize tercüman olduğu için teşekkür ediorum. . Yazılanların tümüne katılıyorum. Zaten şikayetler de çözümler de aynı yazının içinde verilmiş. Benim katacaklarım ise şunlar:
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını düzenleyenlerin yetersiz desteklenmekten, ekonomik yetersizlikten ve esirgenen profesyonel yardımdan ötürü sırtını Cumhuriyeti, Atatürk’ü, kurtuluş düşüncesini, bağımsızlığı ve çağdaş eğlenceyi tam benimseyememiş kişi ve kurumlara dayıyor ve/veya dayamak istiyor olmalarıdır.
Ne demişti Atatürk? “Öğretmenler! Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfianı hür nesiller ister.”
Ne kadar yerinde bir söz. Bunu yapabilmek için önce öğretmenlerin veya öğretmenlik ve liderlik görevinin üstlenenlerin önce kendilerinin fikren, vicdanen ve irfanen hür olmaları gerekmez mi?
23 Nisan Kutlamalarının daha iyi yapılması konusundaki önerilerimi ise ayrıca yazmak istiyorum. Gazete izin verirse yayınlanmasını da istiyorum.
19 MAYIS GENÇLİK VE SPOR BAYRAMIZ KUTLU OLSUN.