
Yine raporda, Norveçli teröristin bir çok ırkçıya ilham kaynağı olabileceğinden ve Danimarkalı ırkçıların yurtdışında askeri eğitimden geçtiklerinden sözediliyor. Dikkat ederseniz, gerek Norveç’teki gerekse örneğin ABD’deki ya da Avrupa’nın diğer ülkelerindeki ırkçı saldırılar, gruplar tarafından değil, bireysel yapılan eylemler. Bu da istihbarat örgütlerini kara kara düşündürüyor, çünkü bunun tespit edilmesi oldukça zor.
Ama biz büyük resme bakalım. İstihbarat birimi PET bu raporu yayınladı diye bu konunun üzerine gidileceğini sanmayın. Dedim ya, bu bilgiler yeni bilgiler değil.
Ben bildim bileli bu ülkede aşırı sağcı, ırkçı, Nazi gruplar bulunuyor. Dernekleri, örgütleri, partileri, yayınları, medyaları var. Dünyada devletten ekonomik destek alarak yayın yapan tek Nazi radyosu (Radio Oasen) Danimarka’da. Kopenhag yakınlarındaki Greve kasabasından yayın yapan radyonun 100 bin potansiyel dinleyicisi olduğunu da göz önünde tutun.
10 yıl boyunca, bundan önceki iktidarı destekleyen aşırı sağcı Danimarka Halk Partisi ile ırkçı gruplar arasındaki göbek bağını bilmeyen yok. Müslümanları cani, ırz, mal düşmanı, terörist olarak tanımlayarak nefret tohumları saçan, ırkçıları tetikleyen, siyasetçiler medyada bas bas bağırırken, istihbarat biriminin raporuna ne gerek var.
Özellikle 11 Eylül sonrası, Avrupa’da İslam’ı terörle özdeşleştiren söylemlerin aşırı sağı güçlendirdiği bilgilerinin istihbarat raporlarında yeralmasına gerek yok. Aşırı sağın ne kadar güçlendiğini göçmenler yaşayarak öğreniyorlar.
Fransa’da sokak ortasında siyahlar, Müslüman gençler öldürülüyor, İsveç’te sokakta dövülüyor, Almanya’da Türklerin evleri yakılıyor. Daha sayalım mı?
Bir terörist Norveç’te 80’e yakın insanı tarayarak öldürüyor, ama buna ırkçı saldırı demekten çekiniliyor ve bir ruh hastasının yaptığı bir eylem olarak gösterilmek isteniyor. Almanya’daki dönerci cinayetlerinde ırkçılarla istihbaratçılar arasındaki ilişki tüyleri ürpertici. Cinayetlerin zanlıları neden yıllarca yakalanamıyor? Güvenlik birimleri aşırı sağcı tehdidi neden görmezden geliyor?
Çok değil, daha kısa bir süre önce aralarında bir Türk politikacının da bulunduğu bir çok tanınmış simanın seçim afişlerinin yakıldığını ve bir çok kişinin de ırkçılar tarafından kara listeye alındığını medya bas bas bağırmıştı. Onunla ilgili bir işlem başlatıldığını duyan ya da bilen varsa söylesin.
Amerika’da, Avrupa’da Müslüman düşmanlığı aldı başını gidiyor. İslam karşıtlarının örgütleri her geçen gün güçleniyor.
Büyük resimde, Avrupa’da siyasetçilerin, liderlerin, yöneticilerin çok kültürlülüğün başarısızlığa uğradığını söyleyediklerini duyuyoruz. Onların çok kültürlülükle terör arasında bağlantı kurduklarını ve çok kültürlülük adına gösterilen toleransın değişmesi gerektiğini savunduklarına tanıklık ediyoruz. Aşırı sağ partilere oy kaptırmamak için onların retoriklerini benimsediklerini, bunun da sıradan insanlar üzerinde prim yaptığını, kışkırtmacılığın ırkçılara cesaret verdiğini görüyoruz ve kendi yapamadıklarını onlara yaptırdıklarını görüyoruz.
Avrupa Polis Teşkilatı Europol’in verilere göre, Avrupa’da terör saldırılarının ezici büyük çoğunluğu ‘ırkçı’ saldırılar olduğu ortaya çıktı. Europol’in sayılarına göre, son beş yılda kayıtlara geçen ve terör olarak tanımlanan eylem sayısı 2139. Bunlardan sadece 9’u İslamcı. 189’u aşırı solcu, geri kalan 2021’i ise ırkçı. Sadece 2010’da Avrupa’da 249 saldırı yaşandı. Ancak bunların sadece 3’ü İslami terör olarak kayda geçti. Diğerleri kayda bile geçmiyor. Bütün bu bilgilere internet medyasından ulaşmak mümkün.
Yukarıda da belirttiğim gibi istihbarat birimi bir rapor yayınladı diye ırkçılıkla daha sert mücadele edileceğini düşünerek kendimizi kandırmayalım. Meseleyi doğru bir biçimde anlayabilmek için biz arka plandaki büyük resme bakmaya devam edelim.
Kendi ülkelerindeki ırkçılığa göz yuman ve de dolaylı olarak onu körükleyen, onun güçlenmesine katkıda bulunan siyasetçiler, yönetimler, iktidarlar, dünya barışından, özgürlüklerden, eşitlikten, demokrasiden sözettiklerinde artık içim daralmaya başlıyor, fenalıklar geliyor.
Batı, ne zaman kendi çıkarları için dünyanın orasını, burasını kurcalamaktan vazgeçip, çok kültürlülüğü de içten benimseyerek her vatandaşına eşit vatandaş gibi davranmaya başlar, ayrımcı politikalarına son verirse, o zaman çuvaldızı kendimize batırmaya başlarız.
- Emeklerin boşa gitmedi, rahat uyu Sadi… - 16/08/2020
- Heykelleri yıkarak tarihi silebilir miyiz? - 16/06/2020
- Danimarka’da normalleşme sürecine girildi - 20/04/2020
- Korona günlerinde aşk… - 19/03/2020
- Nazi işgali altındaki Danimarka’daki basının gözüyle modern Türkiye - 27/09/2016
- Güle güle usta - 18/09/2016
- Sosyal Demokratlar erimeye mahkum - 28/04/2014
- Ne şiş yansın, ne kebap - 29/03/2014
- Bu ülkede yok yok… - 02/03/2014
- Yalanın İcadı… - 29/01/2014
- İçinden Meriç geçen bir yaşam öyküsü - 12/12/2013
- 100 aday, 38 üye… - 26/11/2013
- Bir arpa boyu yol gidilmiş… - 19/10/2013
- Besle kargayı, oysun gözünü! - 28/08/2013
- Oturun oturduğunuz yerde - 24/06/2013
- Avrupalı Türk mü… Hadi ordan! - 23/05/2013
- Dünyanın en güçlü kadınları…! - 24/04/2013
- İfade özgürlüğü tehdit altında mı? - 25/02/2013
- Yalanlara inanmaya devam… - 23/01/2013
- Çocuk olamadan anne olan çocuklar… - 18/10/2012
- Kardeş kanı dökmenin açıklaması ne olabilir ki? - 25/09/2012
- Aynı tas aynı hamam - 24/08/2012
- Siyaseti sevdirmenin yolları… - 18/06/2012
- Alanya: Bir dünya kenti - 06/06/2012
- Pizzacısın sen, pizzacı kal… - 22/05/2012
- 23 Nisan’ın ardından… - 25/04/2012
- Avrupa can çekişiyor - 22/03/2012
- Ateş düştüğü yeri yakıyor - 22/02/2012
- Bu nasıl hükümet! - 25/01/2012
- Göçmenler kimin için önemli? - 15/12/2011
- Biz büyük resme bakalım - 20/11/2011
- Tünelin sonu karanlık - 21/10/2011
- Kaybederken kazanmak… - 27/09/2011
- Türk çocuklarının vize çilesi - 24/08/2011
- Türkler Avrupalı değil… - 20/06/2011
- Arap baharı mı, Avrupa’nın kara kışı mı? - 18/05/2011
- İskandinav modelinin sonu geldi - 27/04/2011
- Bu insanlara kim sahip çıkacak? - 23/03/2011
- Modern köle pazarı - 20/02/2011
- Ölen öldüğüyle kalmasın artık! - 18/01/2011
- Hipnotize olmuş teröristler? - 20/12/2010
- Aşırı sağcılar kimin tetikçisi… - 24/11/2010
- Danimarka’nın varoşları: ‘Gettolar’ - 28/10/2010
- PKU’lu çocuklarımız Danimarka’dan seslendi: ‘Sesimizi duyun’ - 22/10/2010
- Tencere dibin kara… - 21/09/2010
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.