büyük gıda marketlerinde neler satın aldıklarına bakarım. Türkiye’yi ”teğet” geçen küresel ekonomik kriz, İsveç’teki etkisini artçı sarsıntılarla sürdürüyor. Et, balık, yumurta fiyatları Türkiye’den ucuz olmasına karşın, halk, kriz dönemi alışkanlıklarını sürdürüyor. Geldikleri ülkelerde temel temel beslenme gıdaları ekmek olan insanlar, İsveç’te de en fazla ekmek tüketiyorlar. Kampanyalarla unun kilo fiyatı bazen 3 Krona( yaklaşık 75 Kuruş) düşüyor. Ucuzluk günlerinde bir de bakıyorsunuz ki, gezegenimin yoksul insanları, yüklemiş pazar arabalarına 25 20- 30 kilo kilo unu, sokak aralarından karınca çevikliğiyle uzaklaşıyor. Hiçbir geliri olmayan, ”sosyal yardım”la geçinen ailelerden elektrik parası da alınmıyor. 24 saat boyunca yak elektrik fırınını, pişir sıcak ekmeği, sür üzerine margarini; sen de ye, çoluk çocuğun da yesin.. Çoğunlukla ekmekle beslendikleri için boyları güdük kalan insanların düşünsel etkinliklerinde de bir duraganlık gözleniyor.
Okul çağındaki çocukların evlerinde yeterince beslenemedikleri bilindiğinden, çocuk yuvalarında, ilkokullarda sabah kahvaltısı ve öğle yemeği; orta derceli okullarda da ise öğle yemekleri bedava veriliyor. Bir ara, geçici olarak görev yaptığım bir ilkokulda küçük yaştaki çocuklara sormuştum:
” Okula niçin geliyorsunuz?”
Koro halinde yanıt vermişlerdi:
”Yemek yemek için!…”
İsveç Çocukları Koruma Kurumu‘nun( Rädda Barn) geçen hafta açıklanan yıllık raporuna göre,
Güney illerinden Malmö’nün Rosengård mahallesindedeki çocukların yüzde 62.3 ‘ü yoksulluk sınırında yaşıyor. İl genelinde yoksulluk ortalaması ise yüzde 32.7 dolayında. Yoksullukta, Malmö’yü, Landskrona, Helsinborg, Perstorp ve Bjuv kentleri izliyor. İsveç’ te, 2006 yılında 220 bin olan yoksul çocuk sayısı, 2010 yılında 350 bine ulaştı. Rosengård mahallesi, işsiz aile sırlamasında da ilk sırada yer alıyor.İsveç genelinde, her dört kadından biri yoksulluk sırınında yaşıyor.
Yoksul çocuklar, boş zamanlarında, paralı spor etkinliklerine, gezilere ve okulda düzenlenen eğlencelere katılamıyorlar. ‘‘Sadaka kültürü”, İsveç’te de giderek yaygınlık kazanıyor. Isınma merkezi ısıtma sistemiyle karşılandığıdan, evlere kömür yardımı yapılmıyor; ancak, makarna, pirinç, yağ gibi yiyeceklerle giyecek maddeleri kiliselerde bedava dağtılıyor. Geçim sıkıntısı çeken aileler, koliler halinde hazırlanmış yiyecekleri evlerine götürerek beslenme gereksinmelerini karşılamaya çalışıyor. Bazı kiliselerin giriş bölümleri eskici dükkanı gibi.. Gelir düzeyleri iyi durumda olan aileler, evlerindeki fazla ayakkabı ve giyecekleri getirip kiliselere bırakıyor, gereksinmesi olanlar gelip buralardan alıyor. Zenginlikten değil de, ekmekle beslenen kültürden geldiğim için, şişmanlamakta artık dar gelen giysilerimi bırakırken konuştuğum Maria Kilisesi’nin görevlisi, kışın aniden bastırması nedeniyle ençok kışlık çocuk giysilerine ve ayakkabılarına gereksinme duyduklarını söylüyor. ”Sadaka kültürü”nün yaygınlaşmasından yakınan görevli:
” Sadaka kültürünün yaygınlık kazanması, sosyal devlet adına utanç vericidir. Çocukların, geleceğe güven duyguları yok ediliyor. Ailelere verilen sosyal yardım, çocuk parası ve kira yardımları arttırılarak ‘sadaka kültürü’nün önüne geçilmelidir.” diyor.
Görevli, sözlerini şöyle sürdürüyor:
”Dünyadaki savaşların ve yoksulluğun acısını en çok çocuklar yaşıyor. İsveç’te yaşayan çocuklar da bu etkiden kendilerini kurtaramıyorlar. İsveç’te, yoksullaşmanın başlangıcı 20 yıl öncesine dek uzanıyor. Yoksulluk içinde büyüyen çocuk, okul yaşamında da başarılı olamıyor. Zorunlu temel eğitimden sonra okulu bırakarak sokakta zararlı alışkanlıklar ediniyor. İsveç genelinde suç işleyenlerin çoğunluğunu gençler oluşturuyor. Gece gürültüyle uyandığınızda, bir de bakıyorsunuz ki, bir otobüs durağındaki camları parçalayan bir gurup genç, naralar atarak oradan uzaklaşıyor.Yaşlı insanları kapkaçtan korumak için artık banka önlerinde sivil ve resmi giysili güvenlik görevlileri bekliyor.”
Kurnaz kilise görevlisi, eteğndeki taşları döktükten sonra, lafı döndürüp dolaştırıp ”Sizin ülkenizde durum nasıl?” a getiriyor. ‘‘Bizim ülkemizde, çocuklar, çöplüklerden geçiniyor; okul dışındaki zamanlarında kağıt mendil satıyor, ayakkabı boyuyor. Köprü altlarında, sur diplerinde tinerci oluyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre, 2008- 2011 yılları arasında 16 bini kız olmak üzere, toplam 27 bin çocuğumuz kayboldu. 12 bin çocuk da evlerinden kaçtı. Hal bu iken, annelerimizden, enaz üç çocuk yapmaları isteniyor..” diyemiyorum.
- Hêlîn Burkay’ın ardından.. - 05/05/2017
- Herkes gider Mersin’e… - 20/01/2017
- Anamla anayasa tartışması - 05/01/2017
- Sığınmacıya öğütler… - 27/12/2016
- Hüsnü Mahalli ve bir kurt masalı… - 19/12/2016
- Çocuk yaşta evlilik türkülerimizi de zehirledi - 24/11/2016
- Nail Güreli’nin ardından… - 01/11/2016
- SABAHIN BİR SAHİBİ VAR! - 24/10/2016
- İbrahim’ın Destanı… - 18/10/2016
- Bir gelen var… - 20/09/2016
- Gazetecilikte, ’Nereeeden, nereye!’ - 12/09/2016
- ‘Video’ gelin… - 29/08/2016
- ÖMRÜM, ÖMRÜM! - 22/08/2016
- TAŞLAR YERİNE OTURURKEN… - 18/08/2016
- İsveç’te neler oluyor! - 11/05/2016
- Safa ile git Otyam Baba - 16/08/2015
- Şampanya ile kutlanan boşanmalar - 06/04/2015
- Avrupa’nın üzerindeki IŞİD hayaleti - 27/03/2015
- KUZEYDEN SAVAŞ ESİNTİLERİ.. - 25/10/2014
- AH İSVEÇ’İN ŞU SARHOŞ GEYİKLERİ! - 05/10/2014
- Oyları azalan Başbakan parti liderliğini bıraktı - 24/09/2014
- Kaynak işçiliğinden Başbakanlığa uzun, ince yol… - 08/09/2014
- ’Bu ateş, gün gelir sizi de yakar!’ - 25/08/2014
- Bir gurbetçinin tatil hikayesi… - 21/07/2014
- İsveç’te ulusalcılık ve yabancı düşmanlığı - 09/06/2014
- Gurbette yaşlanmak… - 30/05/2014
- Osmanlı tabloları Katar’a nasıl uçuruldu.. - 01/05/2014
- İsveç’te seçim havası - 07/04/2014
- Ev kuşunun öyküsü - 02/03/2014
- İSVEÇ’TE BAŞBAKAN VE BAKAN İSTİFALARI… - 29/01/2014
- Tavkirarlılar köklerini arıyor.. - 13/12/2013
- Gurbetin çocukları - 26/11/2013
- Tuncel Kurtiz’in İsveç serüveni… - 08/10/2013
- İsveç’te bit pazarlarına nur yağıyor.. - 26/09/2013
- Sisi’ci misin, Mursi’ci misin? - 10/09/2013
- İnternetten boşanma devri.. - 21/08/2013
- ‘Dümende” Peter Curman - 19/07/2013
- Taksim direnişinden Stortorget’e - 19/06/2013
- TEZGAH ALTINDAN İÇKİ SATIŞI - 06/06/2013
- Derenin derinliğini avanağa ölçtürürler - 06/05/2013
- Bu bizim hikayemiz - 24/04/2013
- Herkesi balık hafızalı sanıyorlar - 03/04/2013
- Bi Acem destanı - 24/03/2013
- Dağları bekleyen korku - 10/03/2013
- Sivil toplum örgütleri ne işe yarar? - 25/02/2013
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.