Halen iktidarda olan Sağcı partiler koalisyonunun Başbakanı Fredrik Reindfeld de, 2011 yılında başlattığı boşanma işlemlerini 2012 yılında sonuçlandırdı. Mahkeme, 18 yaşından küçük çocukları olduğu için, çifte 6 aylık düşünme süresi tanıdı. Kararlarında bir değişiklik olmayınca boşanma gerçekleşti, 20 yıllık evlilik, 2012 yılının şubat ayında sona erdi.
Nasıl ki; ”bal, bal!” demekle ağız tatlanmıyorsa; ”demokrasi, demokrasi!” demekle de demokrasi gerçekleşmiyor. Bunun tersi, monarşiler de her zaman zorbalık yönetimi anlamına gelmiyor. İsveç Krallığı, demokratik bir ülkede sembolik varlığını sürdürüp gidiyor. Tanrı geçinden versin, Kralımız Carl Gustaf ‘a bir şey olsa, yerine geçecek kişi şimdiden belli; hem de kral olacak kişi erkek değil, bir kadın.. Kralın erkek evladı olmasına karşın, ilk çocuğu kız olduğu için, Gustaf’tan sonra yerine büyük kızı Victoria geçecek ve İsveç bir kadın kral/ kraliçe tarafından yönetilmeye başlanacak. 2010 yılında evlenen Victoria, geçen yıl Estelle adlı bir kız çocuğu doğurdu. Krallık, Victoria’dan sonra kızı Estelle’ye geçecek ve İsveç kadınlar tarafından yönetilmeyi sürdürecek. Şimdiki Kralın dedesi de, 18 yüzyılda, erkek egemen İsveç sarayında erkek nesli tükendiği için, Fransızlardan ödünç alınarak kral yapılmış bir Fransız generaliydi.
2012 yılında, Wikileaks kurucusu Julian Assange başımızı çok ağrıttı. İsveç Hükümeti, Wikileaks belgeleriyle ABD’yi zor durumda bırakan Assange’ın, tecavüz suçlamasıyla yargılanmak üzere yakalanıp kendisine teslim edilmesini istedi. Assange hakkında açılan dava da çok ilginçti. İddiaya göre, İsveçli 2 kadın, Stockholm’de tanıştıkları Assange’i ayrı zamanlarda alıp evlerine götürmüş, kendi istençleriyle birlikte olmuş, sonra da polise giderek şikayette bulunmuşlardı… Dava, bana yıllar önce, Malmö’de izlediğim benzer başka bir davayı anımsattı. O davada da, gece yaşamına düşkün ”kara kafalı” bir yabancı, İsveçli bir kadına tecavüz suçlamasıyla yargılanıyordu. Yabancı, bir barda tanıştığı kadınla bir süre eğlendikten sonra, birlikte kadının evine gitmiş, geceyi birlikte geçirmişlerdi. Kadın, sabah kalkar kalkmaz doğruca poliste giderek tecavüze uğradığını söylemişti.
”Kara kafalı” yabancı, mahkemede kendisini şöyle savunuyordu:
” Bu kadın, benimle bir barda tanışmış mı;tanışmış… Birlikte bira içmiş miyiz; içmişiz.. Sonra da evine götürmüş mü, götürmüş.. Evde de birlikte içmiş miyiz; içmişiz…Eee! Geriye daha ne kalıyor?…”
Yabancı, o davadan ceza almadan kurtuldu. Ancak, rivayet olunur ki; Temel fıkrasındaki gibi, o olay da kendisine iyi bir ders oldu. O günden sonra birlikte olduğu kadınlardan, ”geceyi kendi istençleriyle paylaştıklarını”belgeleyen imzalı kağıt almaya başladı..
Geçen yılın önemli başka bir olayı; yıllar önce, Guantanamo Adasına Afganistan’dan, Cezayir’den, Pakistan’dan ”Müslüman terörist” taşıyan CİA uçaklarına hava sahasını açan İsveç’in, 2005 yılından bu yana Suudi Arabistan’da bir silah fabrikası kurma ve askeri personel yetiştirme çalışması içinde olduğu da geçen yılın Mart ayında İsveç Radyosu tarafından açıklandı.
İssveç’te Türkçe yayın yapan www.harbigazete.com sitesine göre ise, geçen yıl, Norveç’e ait C-130J tipi bir NATO askeri uçağı, Kuzey İsveç’teki Kebnekaise Dağı’na düştü. NATO üyesi olmayan İsveç, 12 NATO ülkesiyle birlikte Response( soğuk tepki) tatbikatına katılmıştı ve uçak bu tatbikat sırasında düşmüştü. Olayın açığa çıkmasıyla bir kez daha görüldü ki, her fırsatta tarafsız(!) bir ülke olduğunu vurgulayan İsveç, soğuk savaş yıllarından kalma alışkanlıklarından vazgeçmemiş, tarafsızlık görünümü altında ABD ve NATO saflarında; ”Kızıl bant takmış” temsili düşman askerlerine karşı savaşı geleneğini sürdürüyordu..
- Hêlîn Burkay’ın ardından.. - 05/05/2017
- Herkes gider Mersin’e… - 20/01/2017
- Anamla anayasa tartışması - 05/01/2017
- Sığınmacıya öğütler… - 27/12/2016
- Hüsnü Mahalli ve bir kurt masalı… - 19/12/2016
- Çocuk yaşta evlilik türkülerimizi de zehirledi - 24/11/2016
- Nail Güreli’nin ardından… - 01/11/2016
- SABAHIN BİR SAHİBİ VAR! - 24/10/2016
- İbrahim’ın Destanı… - 18/10/2016
- Bir gelen var… - 20/09/2016
- Gazetecilikte, ’Nereeeden, nereye!’ - 12/09/2016
- ‘Video’ gelin… - 29/08/2016
- ÖMRÜM, ÖMRÜM! - 22/08/2016
- TAŞLAR YERİNE OTURURKEN… - 18/08/2016
- İsveç’te neler oluyor! - 11/05/2016
- Safa ile git Otyam Baba - 16/08/2015
- Şampanya ile kutlanan boşanmalar - 06/04/2015
- Avrupa’nın üzerindeki IŞİD hayaleti - 27/03/2015
- KUZEYDEN SAVAŞ ESİNTİLERİ.. - 25/10/2014
- AH İSVEÇ’İN ŞU SARHOŞ GEYİKLERİ! - 05/10/2014
- Oyları azalan Başbakan parti liderliğini bıraktı - 24/09/2014
- Kaynak işçiliğinden Başbakanlığa uzun, ince yol… - 08/09/2014
- ’Bu ateş, gün gelir sizi de yakar!’ - 25/08/2014
- Bir gurbetçinin tatil hikayesi… - 21/07/2014
- İsveç’te ulusalcılık ve yabancı düşmanlığı - 09/06/2014
- Gurbette yaşlanmak… - 30/05/2014
- Osmanlı tabloları Katar’a nasıl uçuruldu.. - 01/05/2014
- İsveç’te seçim havası - 07/04/2014
- Ev kuşunun öyküsü - 02/03/2014
- İSVEÇ’TE BAŞBAKAN VE BAKAN İSTİFALARI… - 29/01/2014
- Tavkirarlılar köklerini arıyor.. - 13/12/2013
- Gurbetin çocukları - 26/11/2013
- Tuncel Kurtiz’in İsveç serüveni… - 08/10/2013
- İsveç’te bit pazarlarına nur yağıyor.. - 26/09/2013
- Sisi’ci misin, Mursi’ci misin? - 10/09/2013
- İnternetten boşanma devri.. - 21/08/2013
- ‘Dümende” Peter Curman - 19/07/2013
- Taksim direnişinden Stortorget’e - 19/06/2013
- TEZGAH ALTINDAN İÇKİ SATIŞI - 06/06/2013
- Derenin derinliğini avanağa ölçtürürler - 06/05/2013
- Bu bizim hikayemiz - 24/04/2013
- Herkesi balık hafızalı sanıyorlar - 03/04/2013
- Bi Acem destanı - 24/03/2013
- Dağları bekleyen korku - 10/03/2013
- Sivil toplum örgütleri ne işe yarar? - 25/02/2013
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.