Malmö’nün Möllevången Meydanı’nda iş yerleri yan yanaydı. İkisi de Irak’lıydı. Biri Şii, diğeri Sünni’ydi. Yıllar önce, Azerbaycanlı Ali Ekber de aynı Meydanda bir video dükkanı işletiyordu. Bir çok kez, Türkiye’den getirteceği video filmlerinin, kasetlerin listesini bana hazırlatmıştı. Ali Ekber, günün birinde her şeyi bırakıp Azerbaycan’a döndü, sonra geri geldi. Doğaldır ki döndükten sonra Möllevången Meydanındaki eski dostlarını da ziyaret etmek istedi. Iraklı arkadaşları hala eski yerlerindeydi. Keçinin kuyruğu gibi ne uzamış, ne kısalmış, eski düzenlerini sürdürüp gidiyorlardı. Onlarla yeniden karşılaşırken ilişkilerinde bir tuhaflık hissetti Ali Ekber. Eski dostlarından biri, onu ”Ali Ekber!” diye çığlık atarak sevinçle karşılarken, diğeri oldukça soğuk davrandı. Ali Ekber, bu iki farklı tutumun nedenini önce kavrayamadı. Sonra anladı. Ali Ekber de Şii kökenliydi. O yüzden, eski arkadaşlarından biri onu coşkuyla karşılarken, diğeri adeta gözlerini tezgahın altına gizleyerek onu görmezden gelmeye çalışıtı:
” Eski dostlarımdan biri beni kendine yakın bulurken, diğeri soğuk davranıyordu. Ben, aynı Ali Ekber’dim, hiç değişmemiştim oysa. İkisine de aynı uzaklıkta veya yakınlıktaydım. Irak’ta yıllarca süren savaş, Suriye ve Mısır’daki son olaylar buradaki insanları da birbirine düşman etti. Suriye’de Esad gitse, Mısır’da Mursi geri gelse, bu durum düzelir mi, ilişkilerimiz yeniden eski güzelliğine kavuşur mu? Hiç sanmıyorum. Irak’ta, Suriye’de her gün yeni Kerbela olayları yaşanıyor. Bu ayrılık tohumlarını ekenlerin gözü kör olsun!..”
”O kadar umutsuz olma Ali Ekber, gün gelir, her şey yeniden düzelir belki” diyorum.
Yeniden, ”Sanmıyorum!” diyor, ” her gün yeni katliam haberleri geliyor. Buradaki insanlar, Irak’taki, Suriye’deki yakınlarını yitiriyorlar… Sünniler, şurada katliam yaptı!.. Şiiler burada şu kadar insanı öldürdü!.. İsveç’te yaşayan Irak’lılar, Suriye’liler de etkileniyor bu durumdan. Düşmanlıklar, önyargılar burada da körükleniyor..”
Irak’ın işgal edilmesinden önce böyle keskin ayırımlar yokmuş, Şiisiyle, Sünnisiyle bir arada geçinip gidiyorlarmış. Son yıllarda, İsveç’teki Müslümanlar arasında da soğukluklar artmış, işleri çıktığında dükkanlarını birbirine emanet eden aynı ülkenin insanları, ”Tanrının selamını’‘ dahi birbirlerinden esirger hale gelmişler. ”Bize bu düşmanlıkları yaşatanlara lanet olsun!” diyor Ali Ekber.
İsveç meydanlarında her gün tanık olduğumuz görüntüler de başka bir kara mizah! Bir bakıyorsunuz, harekete geçen bir gurup, bayrağını, flamasını kapmış, meydanlarda Esad karşıtı güçlere desteğini bildiriyor. Ertesi gün, Esad yanlıları çıkıyor aynı meydanlara. Bir gün Mursi’ciler, başka bir gün Sisi‘ciler… Kimsenin ”darbeci” görünmekten de korktuğu yok. Açık belli ettiriyorlar Sisi’ye desteklerini.. İsveçliler ise kendi meşreplerine göre hareket ediyorlar, onlar da bölünmüş durumda. Zaman zaman uğradığım Arap kardeşlerimiizin kahvehanelerinde de saflar iyice keskinleşmiş. Daha düne dek Esad yanlısı ve karşıtı şeklinde saf tutanlar, aralarında bölünmeye uğramış, Esad karşıtları da Mursi’ciler ve Sisi’ciler şeklinde ikiye ayrılmışlar..
Sıcak bir ikindi zamanı, kent merkezindeki bir kafeteryaların birinde oturmuş dünyanın halini, ahvalini tartışırken, arabalara doluşmuş bayraklı, flamalı bir gurup korna çalarak bize doğru yaklaştığını gördük. ”Bunlar da kim?” demeye kalmadan, ”Mubarak!… Mubarak!” diye bağırmaya başladılar!.
Onlar da Hüsnü Mübarek yanlılarıydı; Mübarek’in o gün Mısır’da serbest bırakılmasını kutluyorlardı..
- Hêlîn Burkay’ın ardından.. - 05/05/2017
- Herkes gider Mersin’e… - 20/01/2017
- Anamla anayasa tartışması - 05/01/2017
- Sığınmacıya öğütler… - 27/12/2016
- Hüsnü Mahalli ve bir kurt masalı… - 19/12/2016
- Çocuk yaşta evlilik türkülerimizi de zehirledi - 24/11/2016
- Nail Güreli’nin ardından… - 01/11/2016
- SABAHIN BİR SAHİBİ VAR! - 24/10/2016
- İbrahim’ın Destanı… - 18/10/2016
- Bir gelen var… - 20/09/2016
- Gazetecilikte, ’Nereeeden, nereye!’ - 12/09/2016
- ‘Video’ gelin… - 29/08/2016
- ÖMRÜM, ÖMRÜM! - 22/08/2016
- TAŞLAR YERİNE OTURURKEN… - 18/08/2016
- İsveç’te neler oluyor! - 11/05/2016
- Safa ile git Otyam Baba - 16/08/2015
- Şampanya ile kutlanan boşanmalar - 06/04/2015
- Avrupa’nın üzerindeki IŞİD hayaleti - 27/03/2015
- KUZEYDEN SAVAŞ ESİNTİLERİ.. - 25/10/2014
- AH İSVEÇ’İN ŞU SARHOŞ GEYİKLERİ! - 05/10/2014
- Oyları azalan Başbakan parti liderliğini bıraktı - 24/09/2014
- Kaynak işçiliğinden Başbakanlığa uzun, ince yol… - 08/09/2014
- ’Bu ateş, gün gelir sizi de yakar!’ - 25/08/2014
- Bir gurbetçinin tatil hikayesi… - 21/07/2014
- İsveç’te ulusalcılık ve yabancı düşmanlığı - 09/06/2014
- Gurbette yaşlanmak… - 30/05/2014
- Osmanlı tabloları Katar’a nasıl uçuruldu.. - 01/05/2014
- İsveç’te seçim havası - 07/04/2014
- Ev kuşunun öyküsü - 02/03/2014
- İSVEÇ’TE BAŞBAKAN VE BAKAN İSTİFALARI… - 29/01/2014
- Tavkirarlılar köklerini arıyor.. - 13/12/2013
- Gurbetin çocukları - 26/11/2013
- Tuncel Kurtiz’in İsveç serüveni… - 08/10/2013
- İsveç’te bit pazarlarına nur yağıyor.. - 26/09/2013
- Sisi’ci misin, Mursi’ci misin? - 10/09/2013
- İnternetten boşanma devri.. - 21/08/2013
- ‘Dümende” Peter Curman - 19/07/2013
- Taksim direnişinden Stortorget’e - 19/06/2013
- TEZGAH ALTINDAN İÇKİ SATIŞI - 06/06/2013
- Derenin derinliğini avanağa ölçtürürler - 06/05/2013
- Bu bizim hikayemiz - 24/04/2013
- Herkesi balık hafızalı sanıyorlar - 03/04/2013
- Bi Acem destanı - 24/03/2013
- Dağları bekleyen korku - 10/03/2013
- Sivil toplum örgütleri ne işe yarar? - 25/02/2013
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.