🔊 Sesli dinle

7 ekim saldırısının ikinci yılında savaş yıkımı sürüyor iki milyon insan hâlâ hayatta kalma mücadelesi verirken barışın gölgesi bile görünmüyor

Hüseyin DUYGU
huseyin.duygu@haber.dk

İsrail’e yönelik terör saldırısının üzerinden iki yıl geçmesine rağmen Gazze’deki savaş hâlâ bir medeniyet çöküşü olarak devam ediyor.

7 Ekim 2023’te İsrail’e düzenlenen terör saldırısı iki açıdan trajikti.

Maskeli adamların İsrail sınırını geçmesiyle yaşananlar acımasızdı. Siviller sakat bırakıldı ve öldürüldü. Çocuklar, ebeveynlerinin öldürüldüğünü ya da kaçırıldığını gördükten sonra öldürüldü. 251 kişi yakalanıp Gazze’ye geri götürüldü; kimileri korkunç koşullarda hayatta kalırken, bazıları da hayatını kaybetti.

Aynı zamanda, Filistinlilerin muazzam acılara yol açacak bir İsrail misillemesiyle karşı karşıya kalacakları başından beri belliydi. Bu muhtemelen Hamas’ın da bir hesabıydı. Beklenen İsrail vahşeti, İsrail’e yönelik uluslararası eleştirileri tetikleyecek ve sıradan Filistinliler bir oyunun piyonu olarak görülecekti.

Saldırı günü, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail’in “güçlü bir intikam” alacağına dair güvence vermişti. Dönemin savunma bakanı Yoav Gallant ise iki gün sonra “Gazze Şeridi’nin tamamen kuşatılacağını” duyurmuştu.

Hamas’ın İsrail’e düzenlediği ve Gazze’deki Filistinlilere yönelik soykırımla sonuçlanan saldırının ikinci yıldönümü olan 7 Ekim’e geldik.

İsrail halkına yönelik, çoğunluğu sivil olmak üzere yaklaşık 1.200 kişinin öldürüldüğü bir saatlik terör saldırısı, başlangıçtı. Tüm kuralları çiğneyen bir savaşta 200’den fazla kişi rehin alındı. İsrail, anlaşılabilir bir şekilde şoktaydı, ancak savaşın, bir dizi dava tehdidiyle karşı karşıya olan ülkenin sıkıntı içindeki Başbakanı Binyamin Netanyahu için uygun bir zamanda geldiğine dair birçok işaret vardı.

Ardından İsrail’in yanıtı, askeri hedeflerle siviller arasında ayrım yapmayan yoğun ve giderek artan bombardımanlar şeklinde geldi. Birkaç ay sonra, İsraillilerin misilleme yapmaktan çok daha fazlasını hedeflediği ortaya çıktı. Amaçları, Gazze Şeridi’ndeki Filistinlileri yok etmek ve yerlerinden etmekti.

İki yıl sonra bugün Gazze Şeridi’nde 70 bin dolayında ölü ve 170 bin civarında yaralı var, bu da nüfusun onda birinden fazlası demek.

Barış gelecek mi?

Kimse bu soruya cevap veremiyor. Yılın başında ateşkes vardı. Sonra İsrail ateşkesi bozdu ve katliamlar hız kesmeden devam etti. Bir gün Dünya’yı yuvarlak, ertesi gün düz olarak tanımlayan ABD Başkanı Donald Trump, barışın tek garantisi gibi görünüyor. Daha önce Gazze’yi Ortadoğu’nun Rivierası olarak övmüştü. Ona göre bombalamalar inşaat hazırlığından başka bir şey değildi, sakinlerinden arındırılmış harap topraklar sadece yeni bir yatırım nesnesiydi.

Barış gelirse Filistinliler ne olacak? Toprak artık ekilemiyor, herbisitlerle ilaçlanmış, yıkıntılar barınak sunmuyor. Hizmetçilerden ve dilencilerden oluşan bir halk mı? Filistinlilerin varoluşu buna indirgendi: İsrail otomatik tüfekleri onları hedef almaya devam ederken, yarın bile hayatta kalma umudu. Gazze’nin hayatta kalan sakinleri her yerde bu sivri namlulu silahlar tarafından, hatta rüyalarına kadar takip edilecek.

Şu anda Gazze Şeridi’nde iki milyon insan, bu işi başarabileceklerine dair ufak bir umutla nefesini tutuyor.