Bir zamanlar “savaşma seviş” diyen hippilerin özgürlük hayaliydi. Bugün turistlerin merakla gezdiği, polisin temkinle baktığı, Kopenhag’ın göbeğinde 34 hektarlık bir çelişki alanı.

Foto: Christiania.org
Cengiz KAHRAMAN
cengiz.kahraman@haber.dk
Kopenhag’ın kalbinde, devletin yasalarının sokağa uğramadığı bir yer var: Christiania. 1971’de bir grup idealist, eski bir askeri kışlayı işgal edip burayı “kurtarılmış bölge” ilan ettiğinde amaç belliydi: kapitalizme, düzene ve sıkıcılığa karşı bir alternatif yaşam kurmak.
O dönemde “Make love not war (savaşma seviş)” diyen gençlik hareketi, Danimarka’da da yankı bulmuştu. Hatta dönemin tanınmış sanatçıları, müzisyenleri ve yazarları da burada yaşamayı seçmişti. Çünkü Christiania sadece bir mekân değil, bir fikir, bir duruştu.
Bir zamanlar Kopenhag şehir merkezinin çok yakınında bulunan Christiania’da yok yoktu. Kopenhag’a gelip de çılgınca bir gün geçirmek isteyenler Kurtarılmış bölge Christiania’ya uğrarlardı. Burada, müzikten dansa, yemekten içkiye ve de Kuzey’in bütün esrarkeşlerine yetecek esrara kadar hepsinden vardı. Danimarka’da esrarın yasak olmasına rağmen burada sokak aralarında kurulan tezgahlarda esrar açıkta satılıyordu.

Foto: Christiania.org
Bugün o hippi romantizmi epey soldu. Ama Christiania hâlâ yaşıyor, nefes alıyor, direniyor, komün yaşam biçimi halen sürüyor. Toplumda kabul görmeyen ve aileleriyle uyuşmayan gençler, düzensizliğin düzen sayıldığı Christiania’da bugün yaşamın tadını çıkarıyorlar. Yaklaşık 900 kişinin yaşadığı bu 34 hektarlık alanda hâlâ devlet yok, ama düzen de yok. “Koşmak yasaktır” tabelaları hâlâ duruyor — çünkü koşmak, polis baskınını ya da ondan kaçışı hatırlatıyor. Evet, burada yürümek serbest ama kaçmak değil.
Pusher Street kapandı ama konu kapanmadı
Bir zamanlar Christiania’nın kalbi sayılan Pusher Street, 6 Nisan 2024’te resmen kapatıldı. 2023’te 30 yaşındaki bir gencin burada silahlı saldırıyla öldürülmesi, bardağı taşıran damla oldu. Devlet “bitti bu iş” dedi, esrar satışını yasakladı.
Ama Christiania’da bir şeyin “yasaklanması”, onun gerçekten bittiği anlamına gelmez. Şimdi satış sokak aralarına, gizli köşelere kaymış durumda. Tabelalar kalktı, duman kaldı.

Foto: Christiania.org
İronik olan şu ki, Pusher Street’in tabelası bugün Kopenhag’daki Nationalmuseet’de (Ulusal Müze), yani Danimarka’nın en saygın müzelerinden birinde sergileniyor. Devletin yasakladığı cadde, şimdi ulusal miras olarak korunuyor. İşte bu ülke tam da böyle bir yer: bir yeri kapatıp, sonra müzeye koyarak ölümsüzleştirmek konusunda uzman.
Güçmenlerin de mekanı oldu

Foto: Christiania.org
Christiania’daki düzensiz komün yaşamının büyüsüne kapılan göçmenler de burayı kendilerine yurt edinmişler. Christiania’nın duman altı barlarında çaldıkları dünya müzikleriyle ve yaptıkları birbirinden güzel yemekleriyle kendilerini Christianialılara kabul ettirmeyi başarmışlar.
Danimarka’nın sınırdışı etmek istediği bir çok sığınmacının da burada yeraltına girdiği ve polise teslim edilmediği söylenir. Christiania dışında var olan herşeye karşı olan anarşist Christianialılara buraya “Fristaden Christiania” yani “Bağımsız şehir Christiania” diyorlar.

Foto: Christiania.org
Biraz anarşi, biraz turizm, bolca mizah
Christiania’ya gelen turistler, ilk başta “burası gerçekten Danimarka mı?” diye soruyor. Cevap: hem evet hem hayır.
Duvarlardaki grafitiler, sokak aralarına sinmiş esrar kokusu, kendi bayrağı… Kopenhag’ın steril sokaklarından sadece birkaç adım ötede, bambaşka bir gezegen.
Bir yanda vegan kafelerde latte içen turistler, diğer yanda çamur içinde dolaşan dev köpekler ve hurda bisikletler. Christiania tam anlamıyla “düzensizliğin düzen” haline geldiği bir yer.

Foto: Christiania.org
Kurtarılmış bölge mi, nostaljik bir efsane mi?
Bugün Christiania hâlâ “kurtarılmış bölge” olarak mı anılmalı, bu tartışılır. Devlet artık burayı tamamen görmezden gelmiyor; hatta yer yer “kontrollü özgürlük” politikası uyguluyor. Ama Christianialılar için özgürlük, devletten alınan bir izinle değil, sabah kahveni içerken yan masadaki cazcıyla tartışabildiğin o hisle ölçülüyor.
Kimi Christiania’yı hâlâ bir ütopya olarak görüyor, kimiyse turistik bir dekor olarak. Gerçek muhtemelen ikisinin ortasında. Burada devrim çoktan yapılmış, şimdi sadece yaşatılmaya çalışılıyor.

Christiania Halk Meclisi. – Foto: Haber.dk
Bir zamanlar polisten kaçmamak için koşmanın bile yasak olduğu sokaklarda, artık rehberli turlar düzenleniyor. “Lütfen fotoğraf çekmeyin” tabelaları hâlâ asılı. Çünkü Christiania, artık hem yasakların hem merakın başkenti.
Turistlerin bölgeyi gezmelerine başlangıçta karşı olan Christianialılar, turizmden de gelir etme etmeye başlayınca, turistlerin ziyaret etmesine izin vermişler, ama bir şartla. Christianialılar, “Bizim yaşam biçimimizi merak edenlere kapımız açık, ama hayvanat bahçesinde gezer gibi gezip bizi görüntülemelerine izin vermeyiz” diyorlar.

Foto: Christiania.org
Kısacası, Kopenhag’a yolunuz düşerse, Nyhavn’da bir kahve içmeden önce Christiania’ya da uğrayın.
Burası hâlâ özgürlüğün prova sahnesi — sadece sahne biraz tozlu, duman biraz ağır, ama ruh hâlâ aynı.
Not: Bu yazının Dancasını Danturk.com sayfasında okuyabilirsiniz.





























Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.