
Hepimizin bildiği gibi farklı ve çeşitli milletlerden oluşan bir toplumda yaşamaktayız. Dolayısıyla Danimarka’da yetişmekte olan çocuklarımızın, Türkiye’de yetişmekte olan çocuklarımıza nazaran daha farklı ortamlarda ve çesitli kültürlerle iç içe yaşadığı bir gerçektir. Bunun hem avantajlari hem de dezavantajlari oldugu bir gercektir. Çocuklarımızın birden fazla kültürle tanışmalarının ve yaşamalarının tabii ki gelişimlerinde olumlu bir katkısı vardır, fakat bunun getirilerinin olduğu gibi bazı götürüleri de vardır, ki bu kaçınılmaz bir durumdur. Bir örnekle konuyu daha iyi açabiliriz. Geçtiğimiz Ramazan Bayramında büyüklerimizin şikayetlerinin başında, çocuklarımızın dini ve milli bayramlarımızdan uzak yetiştiği, bir el öpmenin ne anlama geldiğini bilmedikleri gibi, bununla da inceden inceye alay edildiği çok konuşulan konulardan biridir. Artık zaman o hale gelmiş ki veya artık insanlar zamanı o hale getirmişler ki, asırlardır insanlık tarihinde saygıyı temsil eden el öpmek yetişkinler arasında bile alay konusu haline gelmiş.
Bizler Avrupa’da yaşamamızın verdiği bir rahatlıkla kaygısızca çocuklarımızı okullarına gönderip Avrupa terbiye sistemine teslim ederken acaba kendimizden ne kadar verebiliyoruz çocuklarımıza, hiç düşünüyormuyuz? Milli duygu nedir? Dini duygu nedir? Çocuklarımızın kişilik çatışmalarında ve özelliklede ergenlik çağında rastlanan bu durumlarda bizler çocuklarımıza ne kadar özümüzü aktarabiliyoruz?
Hiçbir şey hakkında bilgi sahibi olmadan, ancak her şeyi öğrenmeye hazır olarak dünyaya gelen çocuklarımızın, burada, ailesinden başka dini ve milli kültürü öğrenebilecekleri bir kaynak yoktur. Onları koruyup, kollamak bizlerin en büyük görevidir ve atalarımızın dediği gibi “Ağanın gözü ata tımardır” sözünü asla unutmamalıyız.
Bizler yaşadığımız topluma entegre olmaktan söz ederiz, buradaki değer ve normlara uyum sağlamaktan bahsederiz ama unutmayalım ki, çocuklarımıza Çocuk Yuvalarında domuz etini yeme izni vermekle veya onları danimarkalıların gözünde ‘yetişmekte olan yeni danimarkalı’ imajını vermekle asla entegre edemeyiz ve olamayız çünkü; kendi kültürümüzde, kendimizin saygı göstermediği, değer vermediği bir kavram veya olguya, başka kültürden insanların saygı göstermesini ve bizi bu şekilde kabul etmelerini asla bekleyemeyiz.
Hepinizin geçmiş bayramı kutlu olsun..
oncelikle sizi tebrik edr guzel bir konuyu dile getirdiginiz icin
danimarkada yasamak demek veya ab ulkelerinde yasamak demek kendimizden odun verdigimiz gibide milli ve dini degerlerdende fazlasiyla odun vermekdeyiz danimarka olmak sartiyla diger ab ulkelerinde bir cok dernekler mevcut ama bu derneklere baktigimiz zaman ne milli deger var nede dini degerler var isim baska oluyor tuzukler baska icraatlar bambaska kominizim alevilik islam koyleri koruma dernekleri vs bence bunlar gercek manada yetersiz guvensiz geliyor bana biz turkler olarak oyle bir orgutlenmemiz gerekki bizim milli ve dini degerlerimizi kimse hafife almamali bunun icinde danimarkada yasayan tum turk ailelerine bakildigi zaman cokdan degerlerini unutmuslar bir birelerine asla guvenleri kalmamis oncelikle guvenmemiz sart kendi evimin icinde cocuklarima sunu asiliyorum turkuz muslumaniz en onemlisi insaniz danimarka benim evimin icine giremez karisamaz konsoloslugun bu konuda ilk adimi atmasi gerek masada oturmakla bu isler yurumez bence sizlerde haber gazetesi olarak kaybetdiklerimizi ozumuzu sosumuzu haturlatmak kendimize gelmemizi saglayacak bir kopru olmanizi temenni edr
basarilarinizn devamni dilerim
saygilar