BÜYÜKADA’DA GEÇEN BİR POLİSİYE ROMANI: “TROÇKİ EVİ”
Büyükada’nın rüzgârı, eski köşklerin sessizliğinde yankılanan üç cinayetin izini sürüyor. “Troçki Evi”, tarih ile polisiye arasındaki ince çizgide soluksuz bir İstanbul hikâyesi anlatıyor.
Yazar Önay Yılmaz İstanbul’da doğar. Gazetecilik eğitimi görür ve Hürriyet, Milliyet gazetelerinde çalışır. Birçok romanı olan yazar, yeni romanı “Troçki Evi”nde, Büyükada’da üç cinayet işleyen katilin aranıp bulunmasını konu eder.
Troçki Evi’nin sahibi Ali İzzet Paşa, 2. Abdülhamit döneminde vezirlik yapar. 1924’te Mısır’da ölür. Köşk oğlu Abdurrahman’a, ondan da torun Mehmet Reşit’e kalır. Troçki ise 1929’da Stalin tarafından Ada’ya sürgüne gönderilir. 4,5 yıl köşkte kaldıktan sonra 1933’te Fransa’ya, oradan da sınır dışı edilerek Meksika’ya gider ve 20 Ağustos 1940’ta öldürülür. Romanda iki ayrı siyasetçi grup vardır. Biri Prof. Abdurrahman Özbek ki Abdülhamitçi’dir, onu savunur her yerde. Diğeri Fuat Bey, İttihatçı olup Teşkilatı Mahsusa’dandır. Her ikisi Ada’da çatışma durumundadır. Cinayetlerle ilgisi olan Ada Vakfı Başkanı Todoris’in yaşamöyküsü ilginçtir. Annesi belli, babası onu kabul etmeyince annesi tarafından yetimhaneye bırakılır, orada psikolojik sorunlarla büyür. Ada’da tarihsel evlerin ucuz alınması için çalışan bir çete vardır. Cinayetler de bu yüzden işlenir.

(*) Troçki Evi-Önay Yılmaz, Polisiye Roman, Destek Yayınları, Temmuz 2025, 240 s.
Troçki’den sonra köşk kiraya verilir. Alt katta film yapımcı Ceyhun Güngör, üst katta reklamcı bir aile oturur (Faruk ile Asuman). Mimar kadın Maria, Ceyhun’a ziyarete geldiği bir gece köşkün bahçesinde öldürülür. Ardından film yapımcısı Ceyhun öldürülür. Bu cinayetler emniyet tarafından incelenir ve katil aranır. Cinayet Büro Amiri Çetin Akın, Komiser Ömer Erdem ile yardımcısı Erkan’ı görevlendirir.
Romanda cinayetleri araştıran ve haber yapan gazeteci grubu da vardır. Cinayetlerin araştırılması, haberlerin atlanmaması için yarış yapılır. Gazeteci Ahmet Kerim deneyimlidir, ancak bir süre gazeteden uzak kalır. Yeni gazeteciler ondan fikir alıp çalışırlar. Ender, Ceren, Harun ve Tolga onunla ilişki kurar. Gazete Patronu Önder, cinayet haberlerinde atlatıldıkları için deneyimli gazeteci Harun ve Ender’i azarlar. Onlar, yandaş gazeteciliğe karşıdır ve iktidara karşı durur. Özgür, doğru, yansız ve eleştirel gazeteciliği savunurlar.
Komiser Ömer ve Ekibi Katilin Peşinde
Emniyet, cinayetlerin çözülmesinde iyi çalışır. İki cinayeti de aynı kişinin işlediği belirlenir. Bu kez Sağlık Ocağı Doktoru Suna Karat’ın cesedi bulunur. O da aynı biçimde boğazı bıçakla kesilerek öldürülür. Ada’da eski Rum evlerinin ucuza kapatılması için çalışan bir grup vardır. Önce Mimar Maria’nın sevgilisi akademisyen Simeon’dan kuşkulanılır. Evinde suç aleti bıçak bulunur ve tutuklanır. Sonra, bıçağın cinayeti işleyen tarafından konduğu belirlenir. Komiser Ömer’in titiz çalışmaları sonucu Vakıf Başkanı Todoris’e kadar ulaşılır. Evindeki aramada suç aletleri ve cinayeti işleme nedeni olan belgeler bulunur. Ayrıca yazdığı romanı “Perili Köşkün Laneti”nde de cinayet şeklinin aynı olduğu saptanır. Ada’nın tepesindeki eski Rum Yetimhanesi’ne saklanan Todoris’i orada Komiser Ömer ve Erkan yakalayıp sorgular. Todoris her şeyi itiraf eder, cinayetler için Troçki Evi’ni, özellikle seçtiğini, dünyada ses getirdiğini söyler. Tabancasıyla Ömer’i yaralar. Erkan da onu vurup öldürür. Ömer çok kan yitirse de hastanede kurtarılır.
Yazar Önay Yılmaz, Troçki Evi romanında Büyükada’nın tarihini, eski yapılarını tanıtırken işlenen cinayetlerin nedenini sorgular. Tarihsel bilgiler yanında, örnek gazeteciliğin nasıl olması gerektiğini belirtir. Emniyet içindeki özverili çalışmaların iyi sonuçlar vereceğini sezdirir. Soluksuz okunacak bir roman sunar okuyucularına.

Hasan AKARSU



























Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.