Finlandiya Başbakanı Sanna Marin, Avrupa’nın Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline karşı tek başına ayakta duracak “güçte olmadığını” ve ABD’nin desteğine güvenmek zorunda kaldığını söyledi.

Avustralya ziyareti esnasında konuşan Finlandiya lideri, Avrupa’nın savunma gücünün mutlaka güçlendirilmesi gerektiğini ifade etti.

BBC Türkçe’nin haberine göre, Marin, “Size dürüst olayım, Avrupa şu anda yeterince güçlü değil” dedi ve şöyle devam etti:

“ABD, olmasaydı zorda kalırdık.”

ABD, şu anda Ukrayna’nın en büyük askeri mühimmat tedarikçisi durumunda.

Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü’ne göre Ukrayna’ya yönelik ikinci en büyük bağışçı ise Avrupa Birliği. Onun ardından da İngiltere geliyor. Ancak AB ve İngiltere’nin Ukrayna’ya sunduğu katkı, ABD ile mukayese edildiğinde oldukça az.

Marin, Avrupa ülkelerinin askeri stokları, Ukrayna’ya yönelik yardımlarla azalırken, Avrupa’nın savunma hattının güçlendirilmesi için daha çok çaba sarf edilmesi gerektiğini söyledi.

Cuma günü Sidney’deki bir düşünce kuruluşunda konuşan Marin, “ABD Ukrayna’ya çok sayıda silah, mali ve insani yardım sağladı. Avrupa ise henüz yeterince güçlü değil” dedi.

Eski ABD Başkanı Donald Trump, görevdeyken Avrupa ülkelerini NATO’ya yeterince savunma harcaması yapmadıkları gerekçesiyle eleştirmişti.

2020 yılında ABD, gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYİH) yaklaşık yüzde 3,7’sini savunma harcamalarında kullandı. NATO’nun Avrupalı üyeleri ve Kanada için ise bu oran ortalama yüzde 1,77.

Marin’den bazı Avrupa ülkelerinin Rusya ile daha yakın ilişkiler kurma girişimlerine eleştiri

Finlandiya lideri konuşmasında bazı Avrupa ülkelerinin son yıllarda Rusya ile daha yakın ilişkiler kurma girişimlerini eleştirdi:

“Avrupa Rusya için kurduğu stratejide uzun süredir Rusya’dan enerji satın alma ve ekonomik bağları güçlendirmeyi hedefliyordu. Bunun savaşı önleyeceğini düşündük.”

Marin, ancak zihniyetin “tamamen yanlış olduğunun kanıtlandığını” söyledi ve Baltık ülkeleri ile Polonya gibi ülkelerin Rusya hakkındaki “ekonomik ilişkileri, yaptırımları, bunların hiçbirini önemsemezler” yönündeki uyarılarının dinlenmesi gerektiğini söyledi.

AB ve ABD tarafından, Rus kaynaklarını sınırlamak amacıyla geniş kapsamlı yaptırımlar uygulandı.

Birçok AB ve NATO üyesi ülke de savaşın başlamasının ardından savunma harcamalarını artırma taahhüdünde bulundu.

Şubat ayında Almanya 113 milyar dolarlık ilave askeri bütçe açıkladı ve NATO’nun yüzde 2’lik askeri harcama hedefi yakalayacağını vadetti.

İngiltere ise eski Başbakan Boris Johnson döneminde Haziran ayında savunma harcamalarının GSYİH’nin yüzde 2,5’ine getireceğini açıkladı.

NATO, tüm üyelerinin “ittifağın askeri hazırlığını sağlamak için” yüzde 2 taahhüdünde bulunması gerektiğini söylüyor.

Rusya’nın Ukrayna’ya karşı zaferi başka ‘saldırgan ülkeleri’ güçlendirebilir

Anadolu Ajansı’na göre, Başbakan Marin, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı zafer kazanması halinde diğer “saldırgan ülkelerin” güçlenebileceği konusunda uyarıda bulundu.

Rusya’nın, savaşı kazanması durumunda kendini güçlü hisseden tek ülke olmayacağını belirten Marin, başka ülkelerin de aynı güçten etkilenebileceğini söyledi.

Marin, Finlandiya’nın Rus enerjisine bağımlılığını örnek vererek “Ortak değerlerimizi paylaşmayan rejimlerle işbirliğine fazlasıyla bağımlı hale geldik. Bağımlılıklarımız, toplumumuzun önemli alanlarında olmasını istediğimizden daha hızlı bir şeklide zayıflıklarımız haline geliyor.” ifadesini kullandı.

Marin: Kritik bağımlılıktan kaçınılmalı

Çin konusunda da Başbakan Marin, bu ülke gibi “otoriter” ülkelerle de kurulacak ticari ilişkilerde, Rusya örneğinde olduğu gibi “kritik bağımlılıklardan” kaçınılması gerektiğini vurguladı.

Marin, “Örneğin; mikroçipler, yarı iletkenler veya herhangi bir kritik teknoloji söz konusu olduğunda otoriter ülkelere bağımlı olamayız. Çünkü o ticaret yolları bir anda kesilirse o zaman sorun yaşarız.” değerlendirmesinde bulundu.

Başbakan Marin, Finlandiya’yı da içeren; AB ile Avustralya arasında son hali verilen serbest ticaret anlaşmasının esnek tedarik zincirleri geliştirmek için bir “fırsat” olduğunu dile getirdi.

Kaynaklar: BBC Türkçe, Anadolu Ajansı