Bir Gün
Ne yapsak ne etsek hepsi nafile
Her canlı ölümü tadacak bir gün Üzülsek dövünsek kahrolsak bile
Herkes musallaya yatacak bir gün
Ahu figan etsek, ağıtlar yaksak
Çelik duvarlarla sığınak yapsak Dünyadan kurtulup, semaya uçsak
Ecelde gelecek, mutlaka bir gün
Anne, baba demez, bitince nefes
Saatler dolunca, mutlaka herkes Sahneden ayrılır son bulur piyes Rahmetli denecek bize de bir gün
Bildiğiniz şeyler bu yazdıklarım
Bu bir anımsatma meçhul ya yarın
Ne olur, dikkat et, emanet canın
Senden de alınır sonunda bir gün
Heran sen kendine dönüp baktın mı Şeytana dur deyip nefsi yaktın mı Dedikodu, yalandan uzak kaçtın mı Senden de bu ömür sorulur bir gün
Ciğerin Yansın
Ciğerimi yaktın, ciğerin yansın
Diye ah edip de kıyamam sana
Hayatımı çaldın güneşin batsın
Diye bedduayla kıyamam sana
Sevincini kaybet neşen dağılsın
Sevenlerin kızıp senden ayrılsın
Selamını alan, dostun kalmasın
Diye, ah edip de kıyamam sana
Söylediğin yalanlar başını yesin
Ne düşünüyorsan rüyana gelsin
Hayallerin varsa tükenip, bitsin
Diye, bedduayla kıyamam sana
Hayatı kararttın zindan eyledin
Bu büyük sevdayı ziyan eyledin
Eş, çocuk, yuvanı, viran eyledin
Yine de ah edip, kıyamam sana
Heran Yüksel KAYA´nın ‘Çisenti’ isimli şiir kitabından…
Öğretmen
Anne, baba, arkadaş, yoldaş.
Karanlıklara güneş,
Isıtırken yanıp küllenen,
Aydınlatırken eriyen
Mum ve ateş…
Öğretmen;
Azimli, fedakar
Seven, sevilen
Suçlanan, affeden
Issız çöllerde vahalar kuran
Bir garip adam
Öğretmen;
Dinlemeyi, anlatmayı
Duymayı, düşünmeyi
Aramayı, sormayı,
Hakkı, hukuku,
Okumayı, yazmayı öğreten,
Yanlış yoğrulmuş hamurdan bile
Bir fırıncı edasıyla
Ekmek çıkaran adam.
Öğretmen;
Çocukla çocuk olan
Şiirler yazan
Resimler yapan
Şarkılar söyleyen, oyunlar oynayan
Yüreklere seslenen
Gönüllere köprüler kuran
Rüzgara kapılmış yaprakları bir bir toplayan,
Yılmayan, usanmayan, yorulmayan Mekanik adam.
Öğretmen;
Yükseldiğinde sesi
Kızdığında, kırıldığında yüreği yanan
Bir GARİP adam.
Öğretmen;
Dünü bilen
Günü değerlendiren
Yarını gören
Aydınlanan, aydınlatan
Hayatını güzelliklere adayan adam…
Öğretmen;
Hatırı sorulmayan
Dertleri bilinmeyen
Hep dinleyen, dinlenilmeyen
Bilinçsiz bir yanlışa kurban edilen
Kendisinden peygamber sabrı beklenen
Hep karşılıksız sevgi veren, eken
Sözde sevilen ama çok eleştirilen
Her malzemden bir sanat eseri üreten
Dilsize dil, gözsüze göz, elsize el olan
Öğrencisine sırdaş, arkadaş
En çok güven duyulan
En az takdir alan
Ülkenin geleceğini kuran
Fedakar
BİR GARİP ADAM
Heran Yüksel KAYA
Yeter
Karanlık geceler sizlere kalsın
Tan yerini özgür bırakın, yeter
Parlak yıldızları isteyen alsın
Şafakları serbest bırakın yeter
Karartıp hedefi çevirmen sözü
Tenseverlik ile kızartman yüzü
İllizyon sonucu aldatman gözü
Beynime zincir, vurmayın yeter
Kavramak hilkati deva aklıma
Çektiğim çileler nişandır bana
Fikir sancılarım hazır doğuma
Rüyama ipotek koymayın yeter
Kalbim acılarla dolarak taşsın
Gönlüm aşk için engeller aşsın
Ruh kemâle erip, O’NA ulaşsın
Hayalimi sözle, vurmayın yeter
Heran Yüksel KAYA
Uğraşma Geçmez Şair
Sevdam yazar faslında duygularım ağ gibi
Lehçesi bal sürer mi dokunursam şiirim
Hislenip de tav oldum duygularım dağ gibi
Rüzgarın ben erer mi okunursam şairim
Bin birinci kez aldım sen diyerek kalemi
Çehresinden gamzeli Aslı sever ellerim
Göğe dolunay saldım seyrederek alemi
Nağmesinden benzeri Kerem över dillerim
Sataşırken, can canım dönüp, kusura bakma
Kıskanırım her kuldan hiç bulmasın talibi
Damarımda ki kanım kanıp küsüre akma
Yemin ettiğim soldan kalb-i olsun galibi
Kış şiirim yoğruldu soğuğu, sermez gecem
Sensen, güdümlü ağım zehrini içmez şiir
Aşkla, sırla doğruldu ahkama, ermez nicem
Cana, yardır yaprağım uğraşma, geçmez şair…
Gülsen Tunçkal
KOPENHAG’DA AŞK BAŞKADIR
aşk vardı Kopenhag'da sinemalarda Palle Erobreren filmi Genç Palle fethe çıkmıştı Amerika’yı… yazgı aynı umut aynı biz de kuzeyi fethe çıkmıştık değişmek için Kopenhag’da aşk vardı… tıklık tıklım Nyhavn iğne atsan düşmez yere balıkçı restoranlar kebap lahmacun pizza dükkanları masalarda biralar insanlar rahat umurunda değil kimsenin Nyhavn’da aşk vardı… şiirler okuyordu sevgili dostum Erik Clausen on parmağında on marifet yapımcı oyuncu solist komedyen bakın şimdi de dalga geçiyor resmi politikalarla ve Allah'ına kadar sosyalist Aşk vardı Kopenhag'da öyle güzel... Mahmut Erdem'in 'Mor Kayalar' adlı şiir kitabından
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.