Antalya Diplomasi Forumu 2025, diplomasinin yıprandığı bir dönemde umutları yeniden yeşertti. Dünya çatışmalarla ayrışırken, Antalya konuşmaya cesaret edenlerin buluşma adresi oldu.

Foto: AA
Cengiz KAHRAMAN
cengiz.kahraman@haber.dk
ANTALYA – Her şeyin giderek daha fazla çatışmaya evrildiği bir çağda, hâlâ konuşmak isteyenlerin, hâlâ bir yol arayanların buluştuğu bir yer varsa, o da bu yıl Antalya oldu.
Dünyanın dört bir yanından liderler, diplomatlar, uzmanlar ve düşünce kuruluşu temsilcileri… Tam 140’tan fazla ülkeden gelen katılımcılar, üç gün boyunca Türkiye’nin güneyinde, Antalya’da bir araya geldi.
Ortak kaygılar farklıydı belki, ama ortak amaç netti: Konuşarak çözüm aramak. Antalya Diplomasi Forumu, tam da bu yüzden bu yıl sadece bir diplomasi etkinliği değil, bir irade beyanıydı, küresel diplomatik nabzın atıldığı bir merkezdi. Konuşmaların tonu zaman zaman sertleşse de, kimse masayı terk etmedi. Bu bile başlı başına değerli.
“Diyalog” hâlâ geçerli bir kelime
“Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek” teması, adeta zamanlamasıyla dünyanın ruhunu yakaladı. Antalya, savaşların, krizlerin, kopuşların ortasında hâlâ “diyalog” kelimesine inananların buluştuğu bir merkez haline geldi.
Forumun açılışını Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptı. Sözleri netti: “Dünyada adil bir düzen yok ama onu kuracak olan da yine diplomasidir.” Bu mesaj, üç gün boyunca yankılandı.
Sıcak dosyalar masadaydı
Gazze, Ukrayna, Afrika, Karadeniz, Kafkasya… Forumun gündemi yoğundu. Balkanlar, Kafkasya ve Orta Doğu’daki gelişmeler de forumda ayrı oturumlara konu oldu. Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki normalleşme süreci, Suriye’nin geleceği ve Lübnan’daki siyasi tıkanıklık da çeşitli panellerde ele alındı.
Gazze Temas Grubu’nun özel oturumu, İsrail saldırıları altındaki sivillerin dramını bir kez daha dünya gündemine taşıdı. Türkiye burada hem ev sahibi hem de güçlü bir vicdan sesi olarak yer aldı.
Ukrayna savaşı ise hâlâ diplomasiyle sonlanabileceğine dair zayıf da olsa bir umut ışığını korudu.
Afrika’nın yükselen sesi
Antalya’da yalnızca savaşlar konuşulmadı. ADF 2025’in en güçlü mesajlarından biri de Afrika kıtasının artan diplomatik ağırlığıydı. Bu yıl Afrika kıtası forumda sadece “konuk” değil, doğrudan “aktör” olarak sahnedeydi. Sahel’deki istikrarsızlık, darbeler ve göç meseleleri tüm açıklığıyla tartışıldı. Ama daha önemlisi, Afrika temsilcilerinin dile getirdiği şu oldu: “Kıtamız krizlerle değil, çözümlerle de anılmalı.” Bu, diplomasi masalarında yeni bir dengenin habercisi olabilir.
Katılım dikkat çekiciydi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde, Dışişleri Bakanlığı’nın ev sahipliğinde gerçekleşen foruma 20’den fazla devlet ve hükümet başkanı, 74 dışişleri bakanı ve 140’tan fazla ülkeden yaklaşık 450 üst düzey temsilci katıldı.
Avrupa Birliği’nden NATO’ya, Almanya, Fransa, Hollanda, İtalya gibi ülkeler dışişleri bakanı düzeyinde temsil edildi. ABD daha temkinliydi ama özel oturumlarda yer aldı. Rusya’dan Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un katılımı, özellikle Ukrayna bağlamında dikkatle takip edildi. Bu tablo, forumun küresel ciddiyetini kanıtlar nitelikteydi.
Sonuç bildirgesi yok ama irade var
Elbette Antalya’dan bağlayıcı kararlar çıkmadı. Ama asıl mesele de bu değildi. ADF 2025, bir sonuç belgesi değil, bir niyetin ifadesiydi. “Masadan kalkmamak”, “konuşmayı sürdürmek” ve “farklılıklara rağmen ortak zeminde buluşmak” gibi kavramlar burada gerçek anlam kazandı.
Diplomasi belki çözüm üretmekte zaman zaman yetersiz kalıyor. Ama konuşmamanın nelere yol açtığını da tarih defalarca gösterdi. Antalya’da konuşulması bile başlı başına bir değerdir.
Antalya Diplomasi Forumu 2025, umudun hâlâ masada olduğunu gösterdi. Diplomasiyi yeniden tanımlamak isteyenlerin, diyaloğa inananların, çözüm arayanların bir araya geldiği bu platform, dünyaya bir kez daha şu mesajı verdi:
Her şeye rağmen çözüm konuşmakta, çözüm diplomaside.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.