POLİSİYE BİR ROMAN: “YARIN EVDESİN” (*)

(*) Yarın Evdesin-Gülce Başer, Polisiye Roman, Mylos Kitap, Mart 2024, 312 s.
Dolandırıcılık, uyuşturucu kaçakçılığı ve göçmen sömürüsünü iç içe geçiren Gülce Başer’in yeni romanı “Yarın Evdesin”, pandemi döneminin belirsizliğini ve insanlık dışı ilişkiler ağını polisiye bir gerilim içinde gözler önüne seriyor.
Hasan AKARSU
Yazar, ozan Gülce Başer 1973 Almanya doğumludur. Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nü bitirir. Şiirleri Varlık ve Yasakmeyve dergilerinde yayınlanır. Polisiye romanlarıyla tanınır. Yeni romanı Nihal Gürsoy Serisi-3 “Yarın Evdesin” yolsuzluk ve uyuşturucu kaçakçılığı olaylarını yansıtır.
İstanbul’da Fahrettin Kerim Gökay Caddesi’ndeki bir apartman dairesine giren Nihal, önceden tanıdığı avukat Hakan’dan dolandırıldığı için yardım ister. Avukat Hakan, dedektif bürosu açarak pandemi sürecinde de işlerini yürütür. Nihal’i dolandıran Nihat Toksöz, Çeşme’de olmayan (sanal) bir yazlık evi sigortalatarak iki milyon lira alır. Hakan’ın emniyetle ilişkisi vardır ve arkadaşlarından yararlanıp Nihat’ın İzmir’de olduğunu belirler. Nihal’le birlikte kış ayında İzmir’e giderler. Olaylar İzmir’de geçer.
Dolandırıcı Nihat Toksöz birçok ad kullanır. Varlıklı işadamı Tuğrul Sarphan’ın eşi Zerrin ile Nihat’ın ilişkisi olduğu saptanır. Polis Hasan ve Zeki onlara yardımcı olurlar. Zeki, uyuşturucu mafyasının da peşindedir. Urla’da düzenlenen bir partiyi polis basar. Hakan, Nihal ve Zeki de oradadır. Tutuklanıp karantinaya alınırlar. Sonra tuttukları evde kalırken Nihat Toksöz onları bulur. Arandığını öğrenir. Zerrin’in uyuşturucu kullandığı, kuryelik yaptığı saptanır. Nihat’ın olmayan fabrikaları da sigortalattığı belirlenir.
Araştırmalar sürerken polis Zeki yatağında öldürülmüş olarak bulunur. İzmir Cumhuriyet Savcısı Levent Tergan davaya bakar. Hakan ile Nihal İstanbul’a dönmeyi düşünürken dönüşleri engellenir. Polis Hasan Demir’in arabası çalınır. Hakan’ın arabasının tekerlekleri patlatılır vb. Nihal orada edindiği Yavru adını verdiği kedisini bırakmaz. Savcı İzmir’de kalmaları gerektiğini söyler. Nihat da Nihal’i kaçırıp açıklamalar yapar ona. Uyuşturucu kullanan Zerrin de kaçırılmıştır. Polis Hasan, Tuğrul Sarphan’ın uyuşturucu kullandığını, kardeşi Özkan’ın da uyuşturucu işinde olduğunu söyler. Bu kez Savcı Levent de evinde öldürülür. Yeni savcı Ali Hızal alır davayı. Olay kişileri covid olur. Karantina süreci onların İzmir’de kalmalarına neden olur.
Organik bir ada için ölümüne çalıştırılan göçmenler
Araştırmaların sonucunda Özkan Sarphan’ın bir Yunan adasını (Samos) satın alıp inşaatlar yaptırdığı, organik bir ada, “karbon izsiz yerleşim” yapmak için göçmenleri ucuz işçi olarak çalıştırdığı ortaya çıkar. Özkan’ın, yengesi olan Zerrin’i de orada sakladığı öğrenilir. Nihat Toksöz, bir yatla Hakan ve Nihal’i adaya götürür. Botla adaya çıkarlar. Önceden küçük droneler gönderip adada olanları fotoğraflarla belirleyip ona göre hareket ederler. Göçmenlerin yoksulluğu, ölülerin toplu gömülüşü ürkütücüdür. Zerrin’in saklı tutulduğu villaya girip onu ve birkaç kadın göçmeni kurtarırlar.
Patlamada ayağından cam kırığıyla yaralanan Hakan, kan kaybından bayılır ve yakalanır. Adaya gelen Özkan Sarphan’la yüzleşme, anlaşma yapılır. Pazarlık sonrası Nihat, Hakan, Nihal serbest kalıp İzmir’e oradan da İstanbul’a dönmeleri sağlanır. Anlaşmada Nihat Toksöz’ün adadan çektiği fotoğrafların basında yayınlanacağı haberi koz olarak kullanılır. Nihat Toksöz, Tuğrul’dan boşanan Zerrin’le evlenecektir. Onu tedavisi için İsviçre’ye götürür. Sonra da İstanbul-Galata’da aldığı kuyumcu ve antikacı dükkânında çalışır.
Gülce Başer, “Yarın Evdesin” romanında, pandemi döneminde yaşanan bir dolandırıcılık olayından sonra İzmir’de ortaya çıkarılan uyuşturucu mafyasının durumunu, yasal olmayan yollardan alınan bir Yunan adasında göçmenlerin acımasız koşullarda çalıştırılmasını vb. olayları meraklandırıcı, heyecanlandırıcı bir anlatımla yansıtır.





























Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.