XII. Karl, nam-ı Demirbaş Şarl olan (1697-1718), İsveç tahtına çıktığında 15 yaşındaydı
Hüseyin DUYGU
huseyin.duygu@haber.dk
Demirbaş Şarl olarak anılan İsveç Kralı XII. Karl (Kung Karl XII.), 1709 yılında Poltava’da Ruslara yenilmesi sonucu yaralı olarak Osmanlı topraklarına sığınmıştır. Yaklaşık 2.000 askeriyle birlikte kurtulan XII. Şarl, peşinde Rus askerleri olduğu halde yaralı bir halde üç saatlik bir takibin ardından Osmanlı Devleti sınırına ulaşmıştır. XII. Şarl ile birlikte Ruslardan kaçanlar arasında 8 bin kadar Leh ve Ukranya Kazakları da bulunmaktadır.
Osmanlı-İsveç ilişkilerinin seyri bakımından önemli bir dönüm noktası olmuştur kralın Osmanlılara sığınması. İsveç Kralı’nın başta sekiz gün olarak planladığı bu iltica süresi; dönüş yollarının güvenli olmaması, asker ihtiyacının bulunması, parasal gereksinimler gibi nedenlerle 5 yıl 3 ay 9 gün gibi çok uzun sayılabilecek bir sürece yayılmıştır.
Kral’ın 1709 yılında gerçekleşen Poltava Savaşı’nda Ruslara yenilerek Osmanlı topraklarına iltica ettiği, ilticasının esir-misafir bir konumda yaklaşık 5 buçuk yıl XII. Şarl’ın neden Osmanlı’ya sığındığı, ilticasının neden 5 buçuk yıl sürdüğü, ilticasını esir olarak mı yoksa misafir olarak mı değerlendirmek gerektiği konusunda farklı bilgiler var. Tarih alanında yazılmış kaynaklara bakıldığında, özellikle Osmanlı arşivlerine göre XII. Şarl’ın Osmanlı Devleti’nde 5 yıl 3 ay 9 gün süren ilticasının ayrıntılı olarak incelendiği görülmektedir. “İsveç Kralı XII. Karl’ın Hayatı ve Faaliyeti (1682-1718)” “İsveç Kralı XII. Karl’ın Türkiye’de Kalışı ve Bu Sıralarda Osmanlı İmparatorluğu” ve “İsveç Kralı XII. Karl’ın Türkiye’de Kaldığı Zamana Ait Metinler ve Vesikalar” ismini taşıyan üç kitapta toplamıştır. Kaynaklardaki bu verilere göre; XII. Şarl’ın ilticasının, Osmanlı tarihinin 1709-1714 yıllarını kapsayan dönemde olduğu anlaşılmaktadır
Padişah III. Ahmet, Demrbaş Şarl’ı misafir olarak kabul etmiştir. Ayrıca bir kral gibi muamele edilmesini, masraflarının Osmanlı Devlet tarafından karşılanmasını emreder. Şarl’ın Osmanlı’ya sığındığındaki niyeti en fazla bir hafta burada kalarak, tekrar kuvvet toplamak üzere ülkesine dönmekti. Fakat planını gerçekleştiremedi. Osmanlı ülkesinde mülteci olarak beş yıldan fazla kaldı.
XII. Karl’ın ilticası iki ülke arasındaki kültürel etkileşimlerin yaşanmasına ortaya çıkarmıştır. Günümüzde “İsveç Köftesi” olarak bilinen yemek yakın zamanda İsveç devleti resmi Twitter sayfasında Türk kökenli olduğunu belirtildi. Bunun yanında Bender Çatışması olarak ele alınan olayın İsveç kaynaklarında Kalabaliken i Bender şeklinde geçmesi yine Türk etkisini göstermektedir. Kalabaliken Türkçe’nin kalabalık (kargaşa) kelimesinin yalnızca telaffuzunun değişmesiyle İsveççeye geçmiştir. XII. Karl’ın ülkesine dönüşü esnasında ona refakat eden yüzlerce yeniçeri askeri, İsveç’ten geri dönmemiş ve orada İsveçli kadınlarla evlenerek yaşamaya devam etmişlerdi. Günümüzde İsveç’te hâlâ yaşamakta olan bu insanların torunlarının soy ismi “Askersson”dur.
İsveç kralı 12. Karl (1682-1718) ya da Türkçe kaynaklarda kullanılan lakabıyla Demirbaş Şarl, Poltava Savaşı’nda (1709) Rus Çarı 1. Petro’ya yenilince canını kurtarmak için; emrindeki 2000 askeriyle birlikte Osmanlı Devleti’ne sığınmış.
Kral Karl, o dönem Osmanlı sınırları içinde bulunan Moldova’nın Bender kentinde, mülteci olarak yaklaşık 4 yıl kalmış. Yeniçeriler bu kadar uzun süre Osmanlı ülkesinde kalmasından dolayı İsveç Kralı Şarl’a “Demirbaş” (demirbaş eşya gibi yerinde sabit) lakabını takmışlar. Savaştan kaçarak Osmanlıya sığınan Kral Demirbaş Şarl, saklandığı bu yıllarda Osmanlı toprağı olan Bender’den ben çıkmam demiş. Bunun üzerine 1 Şubat 1713’de, İsveç literatürüne “Kalabaliken i Bender” olarak geçen Bender Çatışması’nda Türk askerleri tarafindan yakalanıp Edirne’deki Demirtaş Kasrı’nda esir hayatı yaşamıştır. XII. Şarl, yedi ay kadar Edirne’de ikamet ettikten sonra Dimetoka’ya misafir olarak nakledilmiştir. Kral’ın Dimetoka’daki ikameti 10 ay kadar sürecektir.
XII. Şarl’ın 12 Temmuz 1714 tarihli Osmanlı Padişahına yazdığı mektupla ülkesine dönmeye hazır olduğunu bildirmesi üzerine Ağustos ayında kendisine dönüş izni verilmiştir. Kral maiyetindekilerle birlikte 19 Eylül 1714 tarihinde Dimetoka’dan hareket etmiş, beş bölüğe ayırdığı bin beş yüz kadar askerine farklı yollardan gitmeleri emrini vermiştir. İsveçli bir çalgıcı kıyafeti içinde ve Peter Frisk adıyla yolculuk yapan XII. Şarl, tanınmamak için sakal bırakmıştır. Budapeşte, Viyana, Bavyera, ve Mecklenburg üzerinden hareket ederken İsveçli askerler XII. Şarl’ın hangi grupta bulunduğunu bilmemektedir. Yani askerleriyle birlikte, at sırtında, önce Macaristan’a sonra Almanya üzerinden 15 günde İsveç’e geçmeyi başarmıştır. İsveç Kralı Demirbaş Şarl, Norveç’i ele geçirme hayalleriyle Frederiksten Kalesi’ni kuşattığı sırada 30 Kasım 1718’de başından vurularak öldürülmüştür.
XII. Şarl’ın 18 Temmuz 1709’da başlayan ilticası Osmanlı topraklarından ayrıldığı 27 Ekim 1714 itibariyle sona ermiş ve Kral, Osmanlı topraklarında toplam 5 yıl 3 ay 9 gün kalmıştır.
XII. Şarl’ın Osmanlı topraklarında kalış hikâyesi iki ülke arasında kalıcı dostluk ilişkisi tesis edilmesinde olumlu etkisini göstermiştir. İki devlet arasında siyasi ve ticari alanda dostane ilişkilerin başlaması, XII. Şarl’ın Osmanlı topraklarındaki misafirliğinin bir ürünü olmuştur. İsveç – İstanbul Başkonsolosluğu, 1757 yılında satın alınmıştır. İstanbul – Beyoğlu’ndaki günümüz İsveç Konsolosluğu binası 1870 yılında yapılmıştır. İsveç Devletinin yurtdışındaki en eski mülküdür.
12. Karl sayesinde, lahana dolması da İsveç mutfağının vazgeçilmezleri arasına girdi. Türkçeden İsveççeye geçen sözcükler de var: Örneğin ‘balkon, baklava, köfte, yoğurt, balkon, balta gibi sözcükler. Günümüz İsveç’inde kebap ve döner de artık çok biliniyor.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.