Coca adının tehlikeli bir uyuşturucu ile bağdaştırılması, kullanıcıları ve pazarlayıcıları “cola” adını kullanmaya yöneltti.
Nerdeyse bir asırlık. 1886’da başağrısı ilacı yaparken keşfedilmiş ve Avrupa’ya 19. yüzyılda gelmiş. Her ülkeden her dedeye nasip olmamışsa da, dört kuşaktır günlük hayatımızın vazgeçilmezi oluvermiş. Yüz yıl önce dünyamızdan göç edenlerden bile tadanlar olmuştur.
Coca-Cola, onlarca rakibi ve alternatiflerine rağmen hala tercih edilebiliyor. Adının başına gelenleri de dünkü bir gelişmeden sonra farkedenlerin sayısı arttı.
Coca adının tehlikeli bir uyuşturucu ile bağdaştırılması, kullanıcıları ve pazarlayıcıları “cola” adını kullanmaya yöneltti. Artık Avrupa sokaklarının süsü haline gelmiş stickerlar, kullanıcılar ve pazarlayıcıların buluşma noktası.
Bin bir dereden su gibi anca ulaşılan uyuşturucu düne göre artık genç nesili ölümcül bir tehdit ile karşı karşıya getiriyor. Bir mesaj kadar yakın oldu ölümcül bağımlılığa çocuklarımız.
30 cümle kurup ancak coca istediğini ifade edebilen bağımlıların, artık bir mesaj ile buluşma noktasına yarım saat içinde istediği miktarı sipariş ediyor.
Kim olduğu belirsiz, belki de polis sticker koyana kadar işler gıcırındaydı.
‘Den Uafhængige’ (bağımsız) adlı radyo kanalı da sticker koyanlardan biriydi. Arayanları radyo yayınına bağlayıp uyuşturucu bağımlılığı konusunu yayınlarında işliyor.
Cola bağımlılığı sadece gençliği ve bağımlı potansiyelliyi değil, bir çok iş sektöründe, hiç aklımıza gelmeyecek kişilerin bile kullandığı bir madde haline gelmiştir. Bu nedenle de mücadele edilmesi zor bir pazar oluşmuştur.
Özellikle vekalet savaşçıları ve benzeri terör örgütlerinin kısmen de olsa gelir kaynağını oluşturmasından dolayı, uyuşturucu piyasası, uluslararası bir güvenlik sorunu olarak hayatımızı etkilemektedir. Daha da beteri günlük hayatımızda karşılaştığımız insanların arasına saklanmış olmalarıdır.
Yine de coca-cola gibi market raflarını süslememesine şükretmek gerekir.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.