Küçücük bir virüs hayatımızı nasıl da etkiledi. Bu bayram büyüklerin eli öpülmeyecek, el sıkışma ve sarılmalar olmayacak, cümbür cemaat akraba ve komşu ziyaretleri yapılamayacak. Çocuklar kapı kapı dolaşıp, şeker, çikolata ve para toplayamayacak. Gerçi el öpmekten sıkılan çocuklar için bu o kadar da kötü bir şey değil, ama bayramda 10 kişiyi aşmayan gruplar ve bir metrelik mesafelere ne kadar uyulacağı da doğrusu merak konusu.

İlk kez 2019’un Aralık ayında ortaya çıktığı sanılan koronavirüse, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından Covid-19 adı verildi ve solunum yollarını etkileyen bu hastalık, küresel salgın anlamına gelen “pandemi” olarak ilan edildi. Din, ırk, millet, zengin/fakir ülke ayrımı gözetmeden bütün dünyaya hızla yayılan bu virüs dolayısıyla ülkeler sınırlarını kapattı. Ölenlerin yanı sıra işini kaybeden küçük esnaf, işçi ve iflas eden köklü şirketler bütün dünyada bir endişe yarattı. İşsizlik en gelişmiş ülkelerde bile milyonlara ulaştı. Devletlerin gelir vergisi ile kaynak yaratmakta zorlanacağını belirten uzmanlar, servet vergisinin gündeme gelebileceğini söyledi. Dijital veya teknolojik okur yazarlığı olmayan bir çok insanın iş bulması bir hayal oldu.

Aslında koronavirüs ile yaşadığımız bu karantina günlerinin bazı olumlu yanları da oldu. İnsanlar sağlık, hijyen ve temizliğin ne kadar belirleyici olduğunu farketti. Sağlık görevlilerinin hayatımızda ne denli önemli olduğu bir kez daha teyit edildi. Bazı meslek grupları ve tüketim maddeleri olmasa da hayatın devam edebildiği ortaya çıktı. Uçak ve taşıtlardan yayılan gürültü ve hava kirliliği azaldı. Temiz su, doğa ve sürdürülebilir tarımın ne kadar önemli olduğu anlaşıldı.

Kimileri içsel bir yolculuğa çıkıp hayatlarını bir daha gözden geçirdi, önceliklerini sıraya koydu. Kendileriyle tekrar bağlantı kurup, bu kısa ömürde ne için boşu boşuna mal mülk peşinde koştuklarını sorguladı. Daha çok sağlıklı ev yemekleri yapıldı, çocuklar ebeveynleriyle birlikte vakit geçirdi. En son çıkan akıllı telefon yerine ailesiyle oyun oynayıp kitap okumanın da güzel bir uğraş olduğunu farkeden insanlar oldu.

Tabii sağlık, ulaşım ve gıda sektöründe çalışan bir çok kişinin evde aileleriyle kalma lüksü bile olamadı bu zaman diliminde, her gün hastalanma riski alarak günlük yaşantımızın devam etmesini onlar sağladı.

Uzun bir süre sabırla, bıkkınlık yaratan önlemlere, sokağa çıkma yasaklarına uyduk. En sevdiğimiz insanlarla aylarca görüşmedik, hatta kimileri ölen akrabalarının cenazesine dahi katılamadı. Bakalım gelecek bayramlarda durum nasıl olacak. Şurası bir gerçek ki olağanüstü bir dönemden geçiyoruz ve bugünkü Ramazan bayramını hayatımızdaki diğer bayramlardan epey farklı olarak hatırlayacağız.

Sağlık ve esenlik dilekleriyle hepinizin bayramını kutlarım. Koronasız günler ve iyi bayramlar dileğiyle.