Türkiye’de yaşadığı 10 yıl içindeki gözlemlerini “Bölen Türkiye” (Det Tyrkiet der Splitter) adlı kitapta toplayan Danimarkalı yazar Mathias Findalen Bickersteth bu kitabın, Türkiye’deki siyasal yapılaşmanın, eğilimlerin siyasi bir analizi/irdelemesi olduğunu belirtiyor.
Daha kitabın giriş bölümünde yazar Mathias Findalen Bickersteth, bu kitaptaki amacının Türkiye’nin siyasi lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın (RTE) reformcu ve daha liberal bir politikayı daha otoriter ve disiplinci bir yöne neden yönlendirdiğini anlatmak olduğunu vurguluyor.
Kitaptaki irdelemeler, RTE ve partisi Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) yönetime geliş yolunu ve diğer konuları kronolojik bir sıralamayla ele almıyor. Yeni Türkiye’nin siyasi analizlerini, ayrı ayrı 11 başlık altında toplayarak yapıyor; Türk Modeli, Yeni Türkiye, mülteciler ve Avrupa Birliği (AB) konusu, 2016 Darbe girişimi, Kürt sorunu, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Rusya v.b.g.
Türkiye’yi yakından izleyen yazar bu kitabın, Türkiye’deki siyasal yapılaşmanın, eğilimlerin siyasi bir analizi/irdelemesi olduğunu, Türkiye’de yaşamış olduğu 10 yıl içindeki gözlemlerine, ele almış olduğu konularla ilgili farklı görüşlerdeki kişilerle yapmış olduğu konuşmalara, röportajlara, Türkiye’nin her bölgesinden insanlarla konuşmalardan edinmiş olduğu bilgilere dayandığının altını çiziyor.
Kuzey Afrika ve Ortadoğu’daki “Arap Baharı Devrimi” sırasında RTE’nin Ortadoğu’nun örnek lideri olarak görüldüğü, AKP’nın doğuşu ve hangi temeller üzerinde kurulduğu, 1970-1980’li yıllardaki “vakıfların” yetiştirdiği kuşağın bugünün Türkiye’sinde oynadığı rolü irdeleniyor. RTE’nın yönetime geldiği ilk yıllardaki sağlık ve sosyal alandaki gelişmeler, ABD, AB’nin de destekleriyle Kemalist ordu ile hesaplaşması, “Gezi” olayları ve siyasi gündem, inşaat sektöründeki gelişmeler v.b. durumlar gözden geçiriliyor.
Bugünkü Türkiye’ye nasıl gelindiğini irdeleyen “Yeni Türkiye” (sayfa 105) bölümü hiç kuşkusuz en ilginç bölüm. Bu bölümde, 2017’den sonraki siyasi, dini, sosyal, demografik (nüfus yapısı) gelişmeler, Cumhurbaşkanlığı sisteminden Başkanlık sistemine geçiş şeklindeki sistem değişikliği anlatılıyor.
Kürtlerle ilgili bülümde yazar tamamen kendi görüşü açısından idealist ancak bugünkü koşullarda uygulanabilmesi pek mümkün görünmeyen, barışçı çözüm önerilerinde bulunuyor (sayfa 154).
Kitabın önemli bir bölümü, Türkiye’nin Suriye’deki hem Demokratik Birlik Partisi PYD/YPG-PKK hem de Türkiye’deki İslami Devlet militanlarına ilişkin harekatlarını ele alıyor. Kaçınılmaz olarak 207. sayfadan itibaren de RTE’nin “Tanrının bir hediyesi” olarak tanımladığı Fethullah Gülen harekatı olarak öne sürülen 2016 Temmuz olayları ve ardından gelen gelişmeler irdeleniyor.
Suriye savaşının/iç savaşın yarattığı mülteci sorunu da bu irdelemeler çerçevesinde geniş olarak ele alınan bir diğer konu. Bununla bağlantılı olarak, mülteciler-AB-Türkiye çizgisindeki gelişmeler, AB içindeki, bu arada Danimarka’daki iç uyuşmazlıklar, çözümsüzlükler, mültecilerin perişan hali, Türkiye’nin bu konudaki rolü enine boyuna gözden geçiriliyor. Bu konuyla bağlantılı olarak son yıllardaki TR-AB arasındaki ilişkiler de irdeleniyor.
Tarihçi Yazar Mathias Findalen Bickersteth’in Türkiye’deki tanıdıklardan birinin bu ilişkiler konusundaki benzetmesi de çok ilginç; ”Kardeşler arasındaki bu kavgalar, kötü bir evlilikten daha da kötü. Kötü evlilikler boşanmayla çözümlenebilir ama kardeşler arasındaki doğal bağlar, ilişkiler ne kadar kötü olursa olsun, koparılamaz!”
Kısaca altını çizecek olursak, Türkiye’nin AB üyeliğinin kimler tarafından ve nasıl baltalandığı çok açık ve güzel bir üslupla anlatılıyor. Aynı şekilde, TR-NATO, TR-ABD, TR-Rusya yakınlaşması, Ortadoğu-Suriye gelişmeleri kolay anlaşılır bir anlatımla sunuluyor. Bu arada kitabın son bir kaç sayfasında 2020 Nisan ayı sonu itibarıyla, tüm dünyayı etkileyen COVID-19’un Türkiye üzerindeki olumsuz etkileri de özetleniyor.
Yazar bu kitabının, Danimarka’da yaşayan, Türkiye’den gelerek buraya yerleşmiş olanların ilgisini çekeceğini umuyor. Bu kitapta yer alan analizler, Türkiye’nin son 20 yıllık durumunu, ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel, özellikle de, başta Suriye olmak üzere Ortadoğu’ya yönelik dış politika gelişmelerini, çeşitli yönlerden bakış açılarını, değerlendirmelerini, okuyucunun kendi değerlendirmeleriyle karşılaştırabilmesi için okunması gerekli bir analiz.
Türkiye ile ilgili irdelemelerin okunabileceği diğer iki kitap da, daha önce tanıtımlarını yapmış olduğumuz, Türkiye’da uzun yıllar yaşamış Türkiye’yi yakından tanıyan gazeteci yazar Lasse Ellegaard’un “GAVEN FRA GUD-Erdoğans Tyrkiet” ve “Med Gud i Hælene” adlı kitapları.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.