1 Mayıs, dünyanın dört bir yanında bir asırdan fazladır emek ve işçi bayramı olarak kutlanıyor. Osmanlı’da 1 Mayıs ilk kez 1911’de Selanik’teki tütün, pamuk ve liman işçilerince kutlandı. İstanbul’daki ilk kutlama ise 1912 yılında yapıldı.
Hüseyin DUYGU
huseyin.duygu@haber.dk
1 Mayıs İşçi Bayramı, Türkiye’de ilk kez 1923’te resmî olarak kutlanmıştır. 2008 Nisan’ında, “Emek ve Dayanışma Günü” olarak kutlanması kabul edilmiştir. 22 Nisan 2009 tarihinde TBMM’de kabul edilen 5892 sayılı yasanın, 27 Nisan 2009’da Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesi ile, 1 Mayıs resmi tatil ilan edilmiştir.
1 Mayıs İşçi Sınıfının Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü’dür. 1 Mayıs’ı tatil ya da bayram diye tanımlayanların amacı, o günün anlamını çarpıtmak, işçi sınıfına önemli bir deneyimi unutturma çabasıdır.
1 Mayıs, bir süreç olarak; tüm işçilerin mücadele tarihini hatırladığı, işçilerin insanca yaşam ve çalışma koşulları için verdiği mücadelede eksiklerini gözden geçirdiği gündür. O gün, temel haklarını korumak niyetinde olan, insanca yaşamak ve çalışmak isteyen her işçinin bu mücadelenin ve dayanışmanın bir parçası olması önemlidir.
Başta enflasyon olmak üzere ekonomideki kara tablo ücretlerin sürekli gerilemesine neden oluyor. Gerek asgari ücret artışları gerekse toplu iş sözleşmelerinde alınan zamlar iki ay bile geçmeden anlamsız hale geliyor. Üstelik son iki dönemdir yılda iki kez (6 ayda bir) yapılan asgari ücret zammının bu yıl, yılda bir kez yapılacağı söylendi. Asgari ücretin yoksulluk sınırı seviyesine çekilmesi, yani “İnsanca yaşama yetecek ücret” en önemli taleplerden biridir.
İkincisi ise işçilerin ücretlerinden kesilen vergiler “Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması” talebi de 1 Mayıs meydanlarında haykırılacak. İş cinayetlerinde ölümler hız kesmiyor ve 1 Mayıs alanlarında “Çalışırken ölmek istemiyoruz” da denecek. İşten atmalar yine gündemde olacak, meydanlarda iş güvencesi talep edilecek, “İşten atmalar yasaklansın” denilecek. Sendikalı olan işçilerin baskıyla sendikalardan istifaya zorlanmasına karşı sendikalaşmanın önündeki engellerin kaldırılması talebinin haykırıldığı gün olacak bu 1 Mayıs. Elbette işçi sınıfımızın gündeminde Filistin başta olmak üzere barış ve demokrasi talebi de olacak.
1 Mayıs, sıradan bir gün değildir. Dünya işçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele günüdür. Pek çok ülkede dinsel ya da ulusal tatil günlerine “alternatif” olmasa da 1 Mayıs’ın da bir tatil günü olarak “takvimlere” girmesinde, işçi sınıfının müdahalesinin önemli bir payı bulunmaktadır. Yüzü aşkın ülkede tek ortak bir tatil günü olmasının ise başka bir anlamı olsa gerek. Böyle olduğu için de 1 Mayıs’ın tatil günü olması başka anlamlar taşır. O, sadece bir tatil günü değil, işçi sınıfının dünyanın dört bir yanında aynı ruhu hissettiği gündür. Sermayenin sınır tanımaz saldırısına, vahşiliğine karşı insani ve vicdani bir duruşu temsil eder.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.