Cumhuriyet Gazetesi’nin, Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu’nun da aralarında bulunduğu, 18 yönetici ve yazarı hakkında gözaltı ve arama kararı çıkarıldı.
Hakkında gözaltı ve arama kararı çıkarılan isimler şöyle: Orhan Erinç, Akın Atalay, Eser Sevinç, Hakan Kara, Hikmet Çetinkaya, Nebil Özgentürk, Musa Kart, Bülent Utku, Güray Öz, Mustafa Kemal Güngör, Önder Çelik, Müslüm Özışık, Murat Sabuncu, Bülent Yener, Turhan Günay, Aydın Engin, Kadri Gürsel, Günseli Özaltay”.
Murat Sabuncu, Aydın Engin ve Hikmet Çetinkaya gözaltına alınan isimler arasında yer alıyor.
Polis, hakkında gözaltı kararı bulunan Uluslararası Basın Enstitüsü’nün (IPI) Türkiye Ulusal Komitesi Başkanı Kadri Gürsel’in evinde de arama yapıyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan operasyonun gerekçesiyle ilgili açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“PKK/KCK ve FETÖ/ PDY terör örgütlerine muzahir olduklarına, 2 Nisan 2013 tarih ve 2013/4 sayılı yönetim kurulu toplantısında alınan vakıf üyeliğine seçim kararının usulsüz olduğuna, 15 temmuz darbe girişiminden kısa bir süre öncesinde darbeyi meşrulaştırıcı yayınlar yapıldığına dair iddia ve tespitler üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı’mızca ‘FETÖ/PDY ve PKK/KCK terör örgütlerine üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek ” suçlarından bir kısım şüpheliler hakkında 18 Ağustos 2016 soruşturma başlatılmıştır.
“Soruşturma kapsamında alınan MASAK Vakıflar Genel Müdürlüğü ve bilirkişi raporları doğrultusunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosunun talebi ile Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’nden şüpheliler hakkında arama ve gözaltı kararı alınmış olup soruşturma işyerlerine devam edilmektedir”.
Musa Kart, gazete binası önünde yaptığı kısa açıklamada “Teslim olmaya gidiyorum. Saklanacak bir şey yok” dedi.
Can Dündar, Twitter hesabından paylaştığı mesajda gözaltı kararlarına tepki göstererek “‘Son kale’ye saldırıyorlar.” dedi.
Can Dündar’ın evinde arama yapılıyor.
Sabah saatlerinde gözaltına alınan gazete yazarı Aydın Engin, gazetecilerin ‘neden gözaltına alındınız’ sorusu üzerine, “Bir şey söylemiyorum, Cumhuriyet’te çalıştığım için. Cumhuriyet’te çalışıyorum yetmez mi?” diye cevap verdi.
Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Erinç’in yaşlı olması sebebiyle sadece evinde arama yapıldığı bildiriliyor.
Gazetenin yazarlarından Güray Öz de Ankara’da gözaltına alındığı ve İstanbul’a getirildiği aktarılıyor.
Can Dündar’ın yanı sıra yine yurtdışında bulunan gazetenin İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay hakkında da gözaltı kararı bulunuyor.
Akın Atalay ve Nebil Özgentürk’ün yurtdışında olduğu belirtiliyor.
Cumhuriyet gazetesi, ilerleyen saatlerde gazetenin danışmanı ve yazarı Kadri Gürsel ile muhasebe müdürü Günseli Özaltay hakkında da gözaltı kararı çıkarıldığını duyurdu.
CHP milletvekilleri Cumhuriyet gazetesi binasında
Gözaltı kararlarına tepki gösteren Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) milletvekilleri, gazete binasına giderek kararları protesto etti ve “Bunun karşısında dimdik durmak lazım” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak ile İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Selina Doğan bir basın açıklaması yaptı.
Mahmut Tanal, “Cumhuriyet Gazetesi’nin misyonu ve görevi kurulduğu günden bugüne kadar demokrasi, hukuk devleti, özgürlükleri savunmak oldu” dedi ve operasyonun siyasi olduğunu savundu.
Tanal gözaltı kararlarını “15 Temmuz’da gerçekleşen darbe girişiminin ardına saklanarak darbe girişimini perdeleyerek kendisine muhalif olan laik, demokratik hukuk devletini isteyen gazetecileri, düşünürleri, yazarları, muhalifleri korkutma, sindirme operasyonudur” diyerek tanımladı.
Gazetenin önünde gösteri
Operasyona tepki gösterenler gazete önünde toplanıyor.
CHP milletvekilleri dışında HDP milletvekili Garo Paylan da destek için gazete önüne geldi.
Gazetenin önüne TOMA ve Çevik Kuvvet otobüsleri getirildi.
Kılçıdaroğlu’ndan Ankara bürosu ziyareti
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Cumhuriyet gazetesinin Ankara bürosuna destek ziyaretinde bulundu.
Gazete önünde basın açıklamasını yapan Kılıçdaroğlu 15 Temmuz’un bir darbe olduğunu, hükümetinse şu an karşı darbe yaptığını söyledi:
“Bu algıyı güçlendirmemiz gerekirken, bir karşı darbe olayıyla karşı karşıya kaldık. Darbe fırsatçılığı yapıp, toplumun aydın kesimlerini, düşünenleri susturmak; medya, sivil toplum üzerine baskı kurmak gibi bir olayla karşı karşıya kaldık. Parlamentodan alınan yetkilerle KHK çıkararak, bir anlamda anayasal düzen değiştirilmek isteniyor.
“Anayasa hükmünde kararname çıkarıyorlar artık. Eğer bugün Türkiye, bu koşullarla karşı karşıyaysa bunun sorumluluklarından birisi de Anayasa Mahkemesi’ne aittir. Anayasa Mahkemesi, eski içtihatında direnebilseydi, bu tablo bugün gerçekleşmeyecekti”.
Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet gazetesine destek çağrısı yaptı:
“Eğer medya üzerindeki baskılara ortak direnç gösterebilirsek o zaman Türkiye’de demokrasiyi de ortak savunmuş konuma gelmiş oluruz. ‘Cumhuriyet Gazetesi’ne baskı yapıldı, ses çıkarmayalım’. Bir gün sıra onlara da gelir. Bu tehlikeye de onların dikkatini çekmek istiyorum”.
Alev Coşkun’dan açıklama
Bu arada Cumhuriyet Vakfı eski Başkan Vekili Alev Coşkun operasyonla ilgili açıklama yaptı.
Coşkun, Cumhuriyet gazetesinin sahibi olan vakıfta 2013’te yapılan seçimlerde hukuksuzluk yapıldığı suçlamalasıyla hukuksal yollara başvurduklarını hatırlattı.
Coşkun, “Yapılması gereken, usulsüz seçimden önceki yönetim kurulu üyelerinin davet edilerek vakıf seçiminin hukuka uygun olarak yapılmasının sağlanmasıdır” dedi.
Operasyonla ilgili, “Tümüyle bağımsız gazetecilik yapma amaç ve görevi dışında bir hedefi olmayan Cumhuriyetçilerin bir an önce serbest bırakılması, demokratik hukuk devletinde açısından bir zorunluluktur” ifadesini kullanan Coşkun, “Yaratılan siyasi baskı ve tehdit ortamından yararlanılarak Cumhuriyet Vakfı’nın kayyıma devredilmesine ve Cumhuriyet’in Cumhuriyetçilerce yönetilmesinin engellenmesine karşıyız” dedi.
Avrupa Konseyi’nden açıklama: AİHM dava seliyle karşılaşabilir
Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, Cumhuriyet yöneticileri ve yazarlarının gözaltına alınması konusunda Türkiye’nin pek çok davayla karşılaşabileceğini söyledi.
Jagland Strasbourg’tan yaptığı yazılı açıklamada, “Cumhuriyet’e yapılan baskının ölçülü bir tedbir olduğu OHAL altında bile şüpheli” ifadelerini kullandı.
Jagland “Eğer OHAL aşırı kullanılırsa Türkiye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde davalar seliyle karşılaşabilir” dedi.
’15 Kürt medya kuruluşunun da KHK kararıyla kapatılmasından endişe duyduğunu’ söyleyen Jagland, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin Türkiye’de OHAL altında dahi geçerli olduğunu hatırlatmak isterim. Şiddet yanlısı terör eylemleriyle hükümete karşı ağır eleştiri ve muhalefet ifadeleri arasında dikkatli bir ayrım yapılmalı. İfade özgürlüğü demokratik toplumun gerekli temellerinden biridir” dedi.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.