Galatasaray futbol takımı Danimarka’da hazırlık maçı oynuyordu. Kopenhag’daki Avrupa Şampiyonluğu zaferinden yıllar sonra Danimarka’ya gelen Türk takımının beraberindeki gazetecilerden bir kaçı akşam maç sonrası Kopenhag’da yemeğe çıkmıştı.
Geç saatlerde Kopenhag’ın meşhur (!) Istedgade caddesinde bir dönercide yemek yerken PKK’ya gönderme yapılarak maçın güvenli bir ortamda gerçekleştirilmiş olmasından duyulan memnuniyet üzerine bir sohbette, mekanın pizzacısı küreğiyle gazetecilere saldırmıştı.
Haber gazetesinde “Aslanım benim” başlığıyla elinde Galatasaray ve Türk bayrağı ile tezahürat yapan grubun içerisinden bir Türk kızının fotoğrafıyla manşet yapılmıştı. Futbolcularla röportaj yayınlanmıştı. Tercüman olarak gittiğim polis karakolunda gazetecilerin şikayeti üzerine ifadeleri alınıyordu. Saldırgan ortadan kaybolmuş, gazeteciler Türkiye geri dönmüştü.
Yıllar sonra Beşiktaş’taki evimde mangala davet ettiğim o gazeteciler, Danimarka’daki Galatasaraylı bir kaç kişilik provokatör grubun gündem yaratmak için planladıkları bir gelişme olduğunu anlattılar.
Kopenhag’daki Avrupa Şampiyonluğu sonrası da provokasyon yapan gazeteciler vardı ki, taraftarlar arasındaki meydan çatışmalarını haber yaptıklarından gündem yaratmanın başarısını kutluyorlardı. Neyse ki, bu gelişmeler ufak sıyrıklarla atlatılmıştı.
Başka bir provokasyon ise yine aklı selim öngörülü vatandaşlarımız tarafından bertaraf edilen Kopenhag meydanındaki gösterilerde yaşanmıştı. Bir tarafta Anadolu günü başlığıyla, tek Türk bayrağının dahi olmamasına rağmen, diğer tarafta terör paçavralarıyla fırsatçılık yapan sokak serserileri vardı. Bu iki grup neredeyse birbirlerine gül atacak gibi eğleniyordu. Döner ve kermes çadırları kurulmuş önünde dizilen sandalyelerde görevliler ayran içiyordu.
Derken gazeteci Ünsal Turan Türkiye gazetelerinde, Danimarka sokaklarında kah bıçaklanarak kah vurularak öldürülen Türk gençlerinin haberlerini, toplumun isyanını dillendirmek için haber geçiyordu. Ama nafile.
Üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen ne katiller bulundu, ne de kıydıkları canlarımızın hesabını soran oldu ne de ceza alan oldu. Önce Türk gençlerine karşı bu cinayetleri kınayan sosyal medya grupları kurduk. Sonra iki ayrı gösteri yaptık. Sadece ailenin girişimleriyle gerçekleştirilen bu protestolara destek veren olmadı. Belediye meydanını doldurup halay çeken ve Syran içenler, öldürülen gençlerimiz için yaptığımız protestolarda yokluğa sıvışmışlardı.
Haber gazetesi olarak gelişmeleri yakından takip ediyor, toplumu bilinçlendirip tepki koymaya çağırıyorduk. Bütün umursamazlık ve görevsizliklere rağmen maktullerin aileleriyle birlikte meydanları doldurmayı başarmıştık.
Bir tek Türkçe bilen milletvekilinin veya politikacının ve hatta sanatçı müzisyenin dahi destek vermediği protesto gösterilerine diğer milletlerden şarkıcı, sanatçı ve ünlüler akın etmişti. Şiddet uygulanarak hayatını kaybeden gençlerimizin aileleri bütün çabalarına rağmen yalnız bırakılmıştı. Güvenlik yetkililerinin komedi kitap ve ayran muhabbeti, ağlanacak halimize trajikomik bir manzara sunuyordu.
Uyuşturucu belasına göz yumanlar, kendini toplum önderi sayan sözde şahsiyetler, uyuşturucu çetesinin pençesinde suç çevrelerinde kimlik aramak zorunda kalan gençlerimiz gece yarıları limanlardan denize gömülürken, uyuşturucu mafyasının tetikçiliğine kadar köy ve şehirlerde kar maskesiyle dolaşırken, pazar kapma kavgasında silahlar konuşurken, ayran muhabbetinden taviz verilmiyordu. Onlar gittikleri gece kulübünde kokteyl içerken, biz aynı mekanda gündüz saatlerinde Türk gençlerine yapılan saldırıları, şiddeti protesto paneli düzenliyorduk.
Danimarka güvenlik güçlerinin 2022 raporunda gençler arasında bıçaklı saldırı sonucu yaralama ve ölümlerin dikkat çeken artışı yer alıyor. Bunların, uyuşturucu müşterisi irtibat bilgilerinin yer aldığı telefonların ele geçirilmesi kavgasından kaynaklandığı yer alıyor.
Bu çatışmaların arasında bizim gençlerimizin ne işi var diye sormak gerekmiyor mu? Çocuklarımızın ve gençlerimizi suç ortamdan uzaklaştırmak Türk toplumunun ortak misyonu olmalıdır.
Kaybettiğimiz canlarımızın mekanları cennet olsun.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.