Yazar Ahmet Altan’ın tutuklu olduğu cezaevinde yazdığı “denemeler” türündeki son kitabı kısa bir süre önce Danca’ya çevrilerek Danimarka’da yayımlandı.
Ahmet Altan, önce 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Eylül 2016’da “Anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs” suçlamasıyla yargılandı ve sonuçta ömür boyu hapis cezasına mahkum edildi. Ancak Yargıtay bu kararı bozdu. Yargıtay Ahmet Altan’ı adli kontrol şartıyla beraat ettirerek serbest bıraktı. Buna rağmen Ahmet Altan’ın serbestliği uzun sürmedi ve 24 saat içinde tekrar tutuklandı. Ahmet Altan bu kez “Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte, bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçlamasıyla yargılandı. 4 Kasım 2019’da da 10 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum oldu.
Bu satırları yazdığımız sıralarda Ahmet Altan’ın tutukluluğu devam ediyor. Bu nedenle belirtmek gerekir ki “Dünyayı Bir Daha Göremeyeceğim” kitabındaki deneme yazılar, Ahmet Altan’ın 2016 Temmuz’unda tutuklanarak gözaltına alındığı tarihten, “ölüm cezası” kararının verildiği tarihe kadar geçen süre içinde yazılmış.
Bunu belirttikten sonra kısaca kitabın ve kitaptaki deneme yazıların içeriğine değinelim: Ahmet Altan denemelerinde konmuş olduğu ve 12 gün bulunduğu pis karanlık koğuşu/kafesi, içine düştüğü durumu, mahkemede yaşadıklarını,karanlık bir dünyayı, koğuşundaki kişilikleri (ad vermeden), gözlemlerini, duygularını, düşlerini, v. b. gibi konuları kaleme alıyor.
Yine altını çizmemiz gereken bir nokta var: Ahmet Altan bu deneme yazılarını, “ Ben bir yazarım. Beni hapsedebilirler, ama düşünmemi hapsedip engelleyemezler” noktasından hareketle yazıyor. Nitekim Ahmet Altan bu kitabını, son sayfada yer alan şu sözleriyle bitiriyor (çok kabaca bir çeviri ile):
-“Bu yazıları bir cezaevinde/hapishanede yazıyorum.
Ama ben cezaevinde/hapishanede değilim.
Ben bir yazarım.
Beni (mahkum olarak) tutabilirsiniz, ama (beni) cezaevinde/hapiste tutamazsınız.”
Cezaevinde yazılan ve Türkiye’de basılması yasak olan kitaptaki deneme yazılar, Ahmet Altan’ın avukatlarına teker teker verdiği notlar olarak dışarıya ulaştı.
Son olarak, çevirinin güzel yapılmış olduğunun altını çizelim. Her ne kadar bu kitabın Türkçesi’ni okumamışsak da, Ahmet Altan Danca bilseydi bu çeviriyi hiç kuşkusuz onaylardı. Orhan Doğru’nun yapmış olduğu çeviriye, Ahmet Altan’ın şeref üyesi olduğu PEN Kulübü’ne üye yazarlar da katkıda bulundu.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.