Yazar Elif Şafak’ın 2016’da İngilizce yazdığı Evas Tre Døtre (Havva’nın Üç Kızı) adlı romanı şimdi bir kaç ay önce Danimarka’da yayımlandı.
Yazar Elif Şafak’ın 2016’da İngilizce yazdığı bu romanı şimdi bir kaç ay önce Danimarka’da yayımlandı. Evas Tre Døtre (Havva’nın Üç Kızı) adlı bu kitap, roman türünden bir kitap olmasına rağmen Peri (Perihan), Mona, ve Şirin adlı üç kadının birbirinden çok farklı kişiliğin yaşam hikayelerini temel alarak Türkiye’nin 1980’li yıllar ile 2016 yılı arasındaki (romanın yazıldığı yıl) toplumsal yapısını anlatıyor aslında.
Biri dindar olmayan daha doğrusu inançsız, diğeri tam tersine dindar, bir üçüncüsü de kararsız ve arayışlar içindeki üç kadın, Peri (Perihan), Mona ve Şirin bu romanın baş kahramanları. Romanın çok ilginç bir diğer karakteri de Bilim adamı Azur. Azur, dinsel konularda, bilim konusunda, kimlik tartışmalarında ve diğer önemli konularda uzman olmasının yanısıra karizmatik bir kişiliktir. Kitabın içeriğini fazla etkilemeden yarım kalmış bir sıradışı bir aşk macerasının ve şiddetli bir skandalın da bu roman içinde yeraldığını belirtelim.
Yazar Elif Şafak Türk toplumunun yapısını ve insanlarını anlatıyor demiştik. Buna küçük ama ilginç bir örnek sayfa 181’de başlayan Zifaf Gecesi yada Bekaret Bozumu diye çevirebieceğimiz “Mødomssløjfen” başlıklı bölümü. Bu bölümde evlecek çiftten kız tarafının ailesinin düğün öncesinde olağanüstü beklentileri, dedikodular, nazlanmalar v.s. Ve bunların ardından da düğün, dün sonrası, zifaf gecesi ve aslında bilinen ama yine de ilginç bir dram.
Çok ciddi toplumsal, siyasal, sosyal, dinî konular genelde hafif ve çok ince mizahî iğneleyici bir üslupla kaleme alınmış. Elif Şafak bu üslubuyla okuyucunun okuma zevkini, klişe bir deyimle söylersek, etkili bir şekilde kamçılıyor. Hangi konuda olursa olsun bir bölüm okunmaya başlandığında sonuna kadar bir solukta okunuyor.
Bir yankesici, İstanbul’un iyi bilinen yoğun trafiğinde arabasıyla bir akşam yemeği davetine gitmekte olan Peri’nin arabanın arka koltuğuna koyduğu el çantasını çalar ve kaçar. Ancak, Peri arabadan inererek yankesici yi kovalar ve yakalar. El çantasını çekip alırken çanta açılır ve çantadan eski bir fotoğraf düşer. Gençlik yıllarında İngiltere’de Oxford Üniversitesi’nde iken beraber olduğu ikiz kız arkadaşının (Mona ve Şirin )ve profesörünün de (Azur) olduğu bir fotoğraftır bu. Ve onda uzun yıllardır görmediği bu iki kız arkadaşıyla ve profesör ile olan yoğun anıları canlanır birdenbire. İşte romanın temel çıkış noktası bu.
Peri bu yankesici olayından sonra yoluna devam eder ve akşam yemeği davetine gider. Bu davette Türkiye’nin genel siyasi durumu ve dini gelişmeler tartışılır. Ancak, Peri çantasından düşmüş olan fotoğrafın etkkisiyle kafasını eski Oxford günlerine takmıştır artık. Ve roman bir Oxford yıllarına, bir aradan geçen yıllara, bir 2016 yılındaki duruma gidip gelir. Peri’nin kafasını en çok meşgul eden olay da üç kız arkadaşın birbirbirinden ayrılmasına yol açan skandal olayıdır.
Elif Şafak, kitapta konu ettiği kişilerin aralarında geçen konuşmalarıyla, tartışmalarıyla Türkiye’nin 1980’li yıllardan 2016’ya kadar geçen dönem içinde yaşanmış genel topmsal gelişmelerini, bu olaylara isim vermeden eleştirel bir üslupla, ancak eleştiri olduğunun farkına çok varılmadan şöyle bir gözden geçiriyor. Bunu belirtirken Elif Şafak’ın tarihe ve felsefeye büyük ilgi duyduğunu, Türkiye’de, İngiltere’de, Amerika’da (ABD) çeşitli üniversitelerde siyasal bilim dersleri verdiğini de vurgulamak gerekir.
Elif Şafak’ın Danca ve yine Forlaget Underskoven Yayınevince yayımlanan diğer üç kitabı: Bastarden fra Istanbul (Baba ve Piç), Ære (Mahrem-İngilizcesi “Honour”) ve Arkitektens Lærling (Mimarın Çırağı/Ustam ve Ben)
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.