1971’de yazdığı ilk kitabı ‘Yoğunlaşmalar’ dan bu yana 50’ye yakın kitabı yayımlanmış bulunan ozan, ezilenlerin sorunlarını ve istemlerini doğru ve somut bir biçimde dile getirir. Buna yaparken, sorunların kaynağına net ve nesnel bir biçimde iner, insanca yaşama hakkı için iyimser öneriler getirir. Duygular, deneyim, düşünceler şiirlerine bilimsel bir süzgeçten geçtikten sonra yansır. Bireyin özlemleri emekçilerin ortak umudu ile birleştirir.
Ozan, Tümceler (1974) adlı şiir kitabında, yakalama ile tutmanın arasındaki farkı görünür kılar. Duraklama döneminin geçici olduğunu, dünyanın devinim içinde olduğunu vurgulayıp insanların değişimden yana olduğuna inanır:
‘İnsanları kandırmak
Ne kolay şeydir
Ama güç olan
Sürekli kandırmaktır’
Marianne Larsen kimden yana olduğuna karar vermiştir. En alttakilerin, dışlananların, aslında çok güçlü olan güçsüzlerin sesi ve ozanı olmuştur. Toplumsal çelişkilerin nedenlerini, tarihsel koşulların günlük yaşamı nasıl etkilediğini sürekli anlamaya çalışır.
Onun şiirleri sınırları zorlar. Baskıcı düzenlerin ideolojik ve dilsel peçelerini düşürür, onları saklandıkları yerden çıkarır. Tümceler kitabında ozan, yalnızlaştrımaya karşı siyasi tavır takınır. Danimarka gibi ülkelerde kendini daha çok hissettiren insanın yalnızlaşması olayını, sistemin bir hastalığı olduğuna inanan bir sanatçı yaklaşımıyla dile getirir.
Marianne Larsen, 1970 – 1975 yılları arasında Kopenhag Üniversitesi’nde Çince ve edebiyat okumuştur. Fabrika, hastane ve okullarda çalışmış, politik sanatçıların toplumsal ve her türlü insani soruna nasıl yaklaşması gerektiğini sanatıyla dile getirmiştir. İnsanın insanla ilişkisi, makinalarin insan ve doğa yararına çalışması, çocukların eğitimi konusunda çağdaş görüşlü herkesi duyarlı olmaya, sorumluluk almaya çağırır. Ekonomi, politika, bilim, ekoloji, işçi ve kadın sorunları onun şiirlerinin ana temalarını oluşturur:
‘Onlar her yerde sıkışıyorlar
Ekmek ile dişler arasında
Döşeme ile mobilya arsında
Gözbebeği ile görüntü arasında
Mevsimler ile başdönmeleri
Bulutlar ile ağaçlar
Burası ile orası arasında’.
Onun şiirleri, özde aynı olmalarına karşılık, farklı biçimler sergilemektedir. Kimi zaman insan bilincinin neler yapabileceğini gösterir, kimi zaman da düzenin maskesini düşüren alaycı şiirler yazar. Bunu yaparkeen, yalanın bittiği, doğrunun başladığı noktayı okurun kendisi bulmasını ister. Ona göre, eşitsizliğin, bağımlılığın olup olmadığına, varsa ne kadar süreceğine ve ne zaman başkaldırmak gerektiğine okur kendi karar vermelidir.
Dilimize Murat Alpar’ın çevirisiyle kitap olarak kazandırılan Marian Larsen’in kimi şiirlerini de Sedef Ünal çevirmiştir.
Ona göre ilkbaharla birlikte ayaklanma başlayacaktır ! Ozanın kısa bir şiiriyle yazımızı noktalayalım:
Yedi Suları
Anlaşılmaz olan çiçeklenebilir
Bir gül açabilir ortasında.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.