Ya Suriyeli savaş çocukları şimdi nerede, okulları var mı? Her sabah güven içinde uyanabiliyorlar mı? Ne yazık ki, Suriye savaşı 2 milyondan fazla çocuğun okula gitmesini engelledi ve kaderlerini olumsuz yönde değitirdi. Bu çocukların kimileri hala savaş koşulları altında yaşamaya çalışıyor, diğerleri başta Türkiye olmak üzere çeşitli ülkelerde sığınmacı olarak yaşamaya çalışıyorlar.
İnsanın güven içinde uyumasının önemini herkes bilir. Çocukların her akşam korkmadan yatağına girmeleri, sabahleyin güven içinde uyanmalarının ne kadar önemli olduğunu bilirsiniz. Ama Suriyeli çocuklar şimdi nerede olursa olsun korku ve belirsizliğin hüküm sürdüğü koşullar altında yaşıyorlar. Hayatta kalan yetişkin ve çocukların psikolojik durumunu acaba nasıldır şimdi?
Birleşmiş Milletler verilerine göre sadece bu yıl 500 bin Suriyeli Avrupa’ya geçmiş. Bunların 383.000’i Ege Denizi’nden geçerek Avrupa’ya ulaşmışlar. Geçen yıl Avrupa’ya geçen Suriyeli sayısı 219.000.
Bu göç sırasında binlerce çocuğun boğularak ya da hastalanarak öldüğü söyleniyor.
Şu sıralar Kuşadası yakınlarındaki Güzelçamlı-Millipark sınırında bir oteldeyim. Otelin hemen yanında çam ağaçlarıyla kaplı, dağlar var. Sadece Ege Denizi ayırıyor 1,5 km uzaklıktaki karşımızda duran Yunanistan’ın Sakız Adası’nı. Hemen her gece onlarca Suriyeli ağaçlarla kaplı bu dağlardan gizlice Ege Denizi kıyısına gelip, lastik bot ve şambrellerle Sakız Adası’na (Samos) geçmeye çalışıyorlar. Geçenlerde aynı yoldan Yunanistan’a geçmeye çalışan çok sayıda Suriyelinin boğulduğunu duyduk, okuduk. Boğulanlar arasında çok sayıda çocuk da vardı.
Suriyeli mültecilerin Yunanistan’ın Sakız Adası’na kaçmak için kullandıkları Milli Park’taki patikada bugün biraz koştum. Ormanın derinliklerinde çok sayıda giysinin patika kenarında bırakıldığını fark ettim. Bırakılan giyselerin çoğu çok küçük çocukların kullandıkları ayakkabı, pantolon, ceket, kazak vb eşyalardı. Anı olsun diye birer örnek alıp çeşitli eşyaları otele getirdim. Otele getirdiğim eşyaların arasında tek bebek ayakkabısı ile bebek yorganı da var.
Bu çocuklar savaştan kaçsa da, gittikleri yolu hiç sevmediler. Danimarkalı şair Henrik Nordbrand bir ay önce şu şiiri kaleme aldı:
Savaş Çocuğuna Ninni
Küçük savaş çocuğu, nereye gidiyorsun?
Doğuya mı batıya mı?
Dünyanın hangi köşesinde
kendine bir arkadaş bulacağını sanıyorsun?
Küçük savaş çocuğu, sana en uygun olanı hangisi:
Delinmiş bir halı mı?
Kontraplaktan yapılmış tabut mu?
Ya da can yeleği mi?
Küçük savaş çocuğu, nerde ölmek istersin:
Bombaların yağmur gibi yağdığı yerde mi
ya da açık denizde mi?
Küçük savaş çocuğu, nereye gidiyorsun?
Kendi kaderini kendin çiz. Yeter ki seni
bir daha asla görmeyelim.
Şiirin çevirisi: H.Duygu
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.