Siyasi sistemler ya da uluslararası ayaklanmaların faturasını genellikle sıradan insanlar ödüyor.
Hüseyin Duygu
huseyin.duygu@haber.dk
Nefret söylemiyle, kasıtlı yalanlarla ve terörle mücadele arasında dengeyi bulmak hiçbir zaman kolay olmadı.
Bir yandan gerçeklerin siyasi ve kişisel nedenlerle çarpıtılması, diğer yandan demokrasi mücadelesi ve ödenen bedeller.
Söylenen söz güçlünün aleyhine olsa bile kendini özgürce ifade etme hakkı olduğu için durumu tersine çevirebiliyor. Çünkü dünya ülkeleri farklı sistemlerle yönetiliyor ve İfade özgürlüğü ile nefret söylemi arasındaki ilişki hem bağlamlara hem de yerel koşullara göre belirleniyor.
Elbette edebiyat ve sanat belirli kültürlere ve dillere bağlıdır ve belki de coğrafi, politik veya zihinsel koşullara ve sınırlara bağlıdır. Ancak sanat ve edebiyat biçimi ve özü itibarıyla sınırsızdır. Küresel bir ortak mülk ve mirastır.
Sayısız sanatçı, yazar ve özgür düşünür, oyuncu ve müzisyenin eserleri, güçlü güçlülerin arasında öfkeye yol açtığı için çağlar boyunca sürgüne gitmek zorunda kaldılar. Bu hem geçmişte hem de bugün birçok kişinin paylaştığı bir kaderdir. Sürgün bir zorunluluk olabilir ama sürgüne zorlanan kişiler nadiren mutlu olur.
Savaşlar ve çatışmalar insanları doğdukları bölgelerden, tanıdıklarından, yaşadıkları evlerden uzaklaştırmaya devam ediyor. Yoksulluk, açlık çekenleri de yerlerinden uzaklaştırıyor. Meraklı ve maceraperestler de yurtlarını terk ederler.
İnsanlar her zaman sınırları aştılar ve bir o kadar da uzun süre birbirlerine geldikleri yere, yolda gördüklerine dair hikayeleri ve özlemleri anlattılar. İzleyicinin ve okuyucunun iç imgelerine hem bilineni perspektife oturtabilecek hem de bilinmeyeni yakınlaştırabilecek yeni görüntüler getirdiler ve sürekli getiriyorlar. Bu sayede hikayeler aracılığıyla zamanla ve hem kendimiz hem de başkaları hakkında biraz daha bilgi sahibi oluyoruz.
Sözcükler güçtür. Gücü ifade edebilirler. Ama aynı zamanda iktidarı da elinden alabilirler. Uçurumlar kazabilirler ama aynı zamanda köprüler de kurabilirler.
Edebiyatta, sanatın her alanında sınır olabilir mi? “Sanatta sınır yoktur ve sanatçı sınır tanımaz. Bundan anlaşılması gereken sanatçı sınırlarını çok iyi gördüğü için sınır tanımaz. Sanatın konusu sınırsızdır aklımıza gelebilecek her şey sanatın konusu olabilir. Örneğin Nazım Hikmet sınırlarını bilen birimiydi yoksa sınır tanımayan birimiydi onu evrensel şair yapan sadece yeteneği miydi? Yoksa edebiyat ve güzel bir dünya için cesurca yazdıkları mıydı?
Bence sanatçı sınırlarını aşmalı, cesur olmalı, eğer gerçekten işlemesi gereken bir konu varsa bunu yapmalı ama sınırlarını da iyi bilmeli. Sanatın her dalı evrensel mirasımızdır, demokratik yaşamdan ve barıştan yanadır.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.