Sosyal Demokrat Partili Adalet Bakanı Peter Hummelgaard’un Gyldendal Yayınevinden geçtiğimiz Kasım ayı sonlarına doğru çıkan ”Der er noget, vi skal tale om (Konuşulacak bir şeyimiz var)” adlı kitap, küçük bir Müslüman çevresinin tepkisine yol açabilecek de olsa önyargılı olmadan okunması gereken, üzerinde düşünülmesi gereken bir kitap.
HABER.dk
Sosyal Demokrat Partili Adalet Bakanı Peter Hummelgaard, ”Bugünün Danimarka’sında her 5 çocuktan biri şiddete maruz kalıyor. Bundan 30 yıl kadar önce yasalarla terbiye amacıyla da olsa çocuklara şiddet kullanma yasağı konulmuş olmasına rağmen, bu durum hala devam ediyor. Böyle bir yasanın kabul edilmesinden bu yana sanki artık böylesi şiddetler sözkonusu değil” diyerek toplum olarak kendimizi hep uyuttuk, aldattık. Bu yanlışlığa bir son vermenin zamanı artık gelmiştir.” diyerek toplumdaki derin bir yarayı vurguluyor.
”Konuşulacak bir şeyimiz var” adlı bu kitabın yazarı bugün Adalet Bakanı ve bir hukukçu. En az bu sıfatları dolayısıyla ne konuştuğunu çok iyi biliyor. Üstüne üstelik Adalet Bakanı Peter Hummelgaard, kendisinin de şiddetin kullanıldığı bir evde çocukluk yaşadığını, ağır koşullarda bir çocukluk geçirmiş olduğunu bugün itiraf ediyor.
Bakan Hummelgaard, çocuğa şiddet kullanmanın maliyetinin sadece çocuk ve ailesi için değil, topluma da maliyetinin çok yüksek olduğunun altını çiziyor. Bu nedenle bir dizi siyasal girişimlerin gerektiği görüşünde olan Hummelgaard, “Ancak, her şeyden önce bizlerin bireysel olarak topluma karşı sorumluluk üstlenmemiz ve şiddete maruz kalan çocuklara yardım etmemiz gerekmektedir” diyor.
Hummelgaard, çocukluğunda çekmiş olduğu acıları ve buna ilişkin duygularını ve anılarını öne çıkarmakla, bu konudaki sessizliği, konuya dokunmaktaki çekingenlikleri (ırkçılık, ayırımcılık damgası yemek korkusunu kastediyor) kıracağını umut ediyor.
Buraya kadar not ettiklerimiz Adalet Bakanı Peter Hummelgaard’un yazmış olduğu bu kitap dolayısıyla yapmış olduğu açaıklamalar.
Şimdi kitabın içeriğinden kısaca söz edelim. Kitaptaki bölümlerin bazı başlıkları:
2. Bölüm: Şiddetin çeşitli şekilleri: Fiziksel, psikolojik baskılar gibi.
4. Bölüm: Kadından nefret eden erkekler.
7. Bölüm: Büyük sessizlık. Bu bölümde, Peter Hummelgaard’un paralel toplum olarak tanımladığı batılı ülkelerden olmayan ülkelerden gelen ailelerdeki genel anlamda şiddet kullanma kültürü irdeleniyor. (Sayfa 81-104).
Adalet Bakanı Peter Hummelgaard bu konuda yapmış olduğu irdelemelerini, şiddet kullanma konusunda yapılmış istatistikleri karşılaştırmalı olarak değerlendiriyor. Şiddet kullanmanın gerek Danimarka kökenli ailelerde gerekse batılı olmayan ülkelerden gelmiş ailelerde ne kadar yaygın olduğunu örnekler vererek anlatıyor.
Peter Hummelgaard çocuklara şiddetin önlenebilmesi için yapılabilecek çalışmaları, alınabilecek önlemeri engelleyen başlıca 5 engelden söz ediyor. Bakan Hummelgaard, bu engellerden birinin, batılı olmayan ülkelerden gelen, özellikle de Müslüman ülkelerden gelmiş ailelerin bir kısmının, çocuklarını, Müslüman kültürü ağırlıklı eğitim veren özel okullara göndermesi olduğu görüşünü savunarak, engel olarak öne sürdüğü bu görüşünün nedenlerini irdeliyor.
Peter Hummelgaard bunun yanısıra, paralel toplum ya da sorunlu konut bölgeleri olarak tanımladığı yerleşim yerlerinde Danimarkalı sakinlerin az sayıda olduğunu belirtiyor, giderek artan sayıda Danimarkalı ailelerin bu yerleri terkederek başka yerlere taşınmakta olduğuna işaret ediyor. Bunun sonucu, batı dışındaki ülkelerden gelen etnik kökenli çocukların Danimarkalı çocuklarla biraraya gelemediklerine dikkati çekiyor.
Bu kitap, küçük bir Müslüman çevresinin tepkisine yol açabilecek de olsa önyargılı olmadan okunması gerekli, üzerinde düşünülmesi gerekli bir kitap.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.