İsveç’te 11 Eylül’de yapılan seçimler sonrası iktidardaki Sosyal Demokratların başını çektiği sol blok partileri seçimi kaybettiklerini ve sağ bloğun zaferini kabul etti. Başbakan istifa edeceğini açıkladı, sağ blok partiler de yeni hükümeti kurmak için harekete geçti.
HABER.dk
İsveç’te geçtiğimiz Pazar günü yapılan seçimlerde, 349 sandalyeli parlamentoda 176 milletvekili çıkaran Ilımlı Muhafazakarlar’ın (Moderaterne) başını çektiği sağ blok partileri hükümeti yönetmeye talip olduklarını, ülkenin değişime ihtiyacı olduğunu bildirdiler.
Sol blok partileri 173 milletvekiliyle sağ blokun gerisinde kaldı. İktidardaki sosyal demokrat azınlık hükümetinin başbakanı Magdalena Andersson, seçimlerde iyi sonuç elde etmelerine rağmen hükümeti devam ettirecek yeterli sandalyeye sahip olmadıkları için başbakanlık görevinden istifa edeceğini açıkladı.
Andersson, sağ blokun başını çeken ılımlı Muhafazakar Parti genel başkanı Ulf Kristersson’a yeni hükümeti kurma işini devredeceğini belirterek, “Yarından itibaren başbakan olarak görevimin sona erdirilmesini ve sorumluluklarımın meclis başkanına devredilmesini talep edeceğim.” dedi.
Andersson ayrıca, Sosyal Demokrat Parti genel başkanlığından istifa etmeyeceğini de sözlerine ekledi.
Yeni hükümetin Eylül ayı sonlarında göreve başlayacağı tahmin ediliyor.
Ilımlı Muhafazakar Parti genel başkanı Ulf Kristersson sosyal medya hesabı Instagram’dan yayınladığı bir videoda, güçlü ve kararlı bir hükümet kurmak için sağ bloktaki partilerle görüşmelere başladığını açıkladı.
Ilımlı Muhafazakar Parti (M) liderliğinde sağ blokun Liberal Parti, Hristiyan Demokrat Partisi ile üçlü koalisyon kurması bekleniyor. Liberal Parti ve Hristiyan Demokrat Partisi’nin İsveç Demokratları’nın da dahil olduğu bir hükümette yeralmayacaklarını açıklamaları üzerine, aşır sağcı İsveç Demokratlar Partisi’nin hükümeti dışarıdan desteklenmesi ihtimali de konuşuluyor.
Seçimlerde yabancı karşıtı aşırı sağ İsveç Demokratlar Partisi’nin (SD) oy oranını yüzde 20,5’e kadar yükselterek ülkenin en büyük 2. parti durumuna gelmesi dikkati çekti.
Ancak seçimlerden güçlenerek çıkan ve ikinci büyük parti konumuna gelen İsveç Demokratları’nın dışarda tutulması durumunda nasıl bir tavır sergileyeceği önümüzdeki günlerde belli olacak.
İsveç’te aşırı sağın ayak sesleri
İsveçli Demokratların lideri Jimmie Akesson’ın ise son dönemde partisini geçmişteki “etnik milliyetçi” ve “faşizm” temelli politikalarından arındırıp daha modern bir hale getirmek için önemli adımlar attığı biliniyor.
Bu ülkedeki aşırı sağ parti, diğer Avrupa’daki diğer aşırı partilere oranla AB karşıtlığı yapmıyor.
Euronews’te yeralan habere göre, İsveçli Demokratlar için son dönemde en büyük sorun Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle başlarken, parti lideri Jimmie Akesson, bir toplantıda Putin ve Biden arasında tercih yapmayı reddetmesi dikkat çekti.
İşgale karşı olduğunu belirten Akesson, Putin’i açıkça kınamaktan kaçındı. Ülkede, “Akesson’ın partisi ve Kremlin arasında önemli bağlantılar olduğunu” düşünenlerin sayısı da oldukça fazla. Jimmie Akesson ayrıca, partisini aşırı sağ bir oluşum imajını merkeze çekmek için son 20 yıldır mücadele veriyor.
Bu ülkedeki siyaset yorumcularına göre seçimlerde sağcı seçmeni en fazla ilgilendiren konuların başında, suç oranı, kamu düzeni ve göç konusu gelirken, gelir dağılımı adaletsizliği ve sosyal sınıflar arasındaki uçurum sol eğilimli seçmenin öncelikleri arasında yer aldı. Ekonomi alanındaki gelişmeler enerji krizi ve nükleere enerji konularında yine genel anlamda seçmenin önem verdiği konular arasında yer aldı.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.