Yazar Pia Søltoft’un kaleme aldığı ‘Kierkegaards Kabinet’ adlı bu kitap, okuyucusunu Kierkegaard’un temel görüş ve kavramlar dünyasına götürüyor. Bu kitabın en büyük özelliği, yazarın okuyucusuna Kierkegaard’un din, ahlak, felsefe dünyasına ilişkin düşüncelerini göreceli olan basit bir dil kullanımı ile sunması, dolayısıyla Kierkegaard’un düşüncelerinin ve felsefesinin biraz daha anlayabilme olanağı vermesi.
HABER.DK
KOPENHAG – Bugün tanıtımını yapacağımız kitaba konu olan kişilik Danimarka edebiyat ve felsefe tarihinin bir kaç isminden biri; Søren Aaby Kierkegaard. Tüm dünyanın edebiyat ve felsefe çevrelerinin bildiği, okuduğu bu ünlü kişi kısaca KIERKEGAARD adıyla anılır.
Yazar Pia Søltoft’un kaleme aldığı Kierkegaards Kabinet adlı bu kitap, okuyucusunu Kierkegaard’un temel görüş ve kavramlar dünyasına götürüyor. Bu kitabın en büyük özelliği, yazarın okuyucusuna Kierkegaard’un din, ahlak, felsefe dünyasına ilişkin düşüncelerini göreceli olan basit bir dil kullanımı ile sunması, dolayısıyla Kierkegaard’un düşüncelerinin ve felsefesinin biraz daha anlayabilme olanağı vermesi.
Önce yazar Pia Søltoft’un Søren A. Kierkegaard Tanıtma Firmasının sahibi ve Kopenhag’daki Marmorkirke adlı kilisenin Rahibesi olduğunu belirtmeliyiz.
Bu arada kitabın adının neden “Kierkegaard’un kabini yada dolabı” olduğuna açıklık da getiriyor yazar Pia Søltoft. Yazar bu kavramı şöyle açıklıyor: Søren Kierkegaard’un pek çok konudaki düşüncelerini, kavramları ve konuları birbirine karıştırmamak için bir dolabın içinde ayrı ayrı raflara koyduğunu belirtiyor. Bu nedenle de kitabına “Kierkegaard’un Kabini” adını verdiğini açıklıyor.
Pia Kierkegaard’un teoloji ve felsefesinin düşünsel ve artık modası geçmiş disiplinler olmadığını bireylerin Søren Kiergaard çağında olduğu gibi bugün de benzeri düşünce ve davranışlarını yansıttığının altını çiziyor. Örneğin; Kierkegaard, insanların,”Kimiz? Nereden geliyoruz? Tanrı? Din …” gibi büyük konularla ilgilenmek yerine, günlük basit konularla, neyin fiyatının ne kadar olduğu, bunu almaya parasının yetip yetmeyeceği v.s. gibi küçük hesaplar peşinde olduklarını vurgulamıştı. Yazar Pia Søltoft, bugünkü yaşamda durumun daha farklı olmadığını öne çıkarıyor.
Kitabın önsözünde, Danimarkalıların kendi Søren Kierkegaard’unu iyi bilmeleri gerektiği, genelde insanların Kirkegaard’un temel düşüncelerini ve yaşam felsefesini kullanarak kendi kendilerini tanımalarının gerektiği vurgulanıyor. Yazar Pia Søltoft , zaten bu kitaptan amacın da bu olduğunu belirtiyor. Søltoft, ”Søren Kiergaard’un 200 yıl önceki çok etkili yazarlığının bugün hala büyük ilgi görmesi çok çarpıcı. Buna karşılık Danimarka’da Søren Kiergaard’u okumuş ve anlamış olanların sayısının çok az olması da hayret verici” saptamasında bulunuyor. Bunda hiç kuşkusuz Søren Kiergaard’un kullandığı derin felsefi üslubu önemli rol oynuyor.
Søren Kiergaard’un, insanlar, kaygılar ve korkular, Tanrı, vicdan, şüphe içinde olma, kararsızlık, zaman, inanç, umut ve sevgi gibi konulardaki düşünceleri bireyleri kendilerine geri çeviriyor. İnsanları bu konularda tavır almaya itiyor.
Kierkegaard’u tanıyıp anlayabilmek açısından önemli bir kitap.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.