Değerli okuyucular, arkadaşlar, dostlar 2009-2012 yılları arasında İskadinav ülkeleri Emniyet Müşavirliği görevim sırasında siz değerli vatandaşlarımla sık sık görüşmelerimiz, konuşmalarımız ve toplantılarımız oldu. Zaman zaman da gazete, dergi ve diğer yayınlarda bir takım konuları çeşitli makalelerle sizlerle paylaştık.
Hani derler ya “geçmiş zaman olurki hayali cihan değer”. İşte bu atasözünden hareketle Türkiye’de sık sık siz Danimarka ve diğer iskandinav ülkeleri İsveç, Norveç ve Finlandiya’da bir çok konuşmada, sohbette gündeme gelmektesiniz. Her gündeme gelişinizde de sizleri saygı sevgi ve iyi duygularla anmakta ve yaşadıklarımızı yad etmekteyiz. Sizleri çok tanımıyanlar bile iyiliğinizi, dostluğunuzu ve başarılarınızı benim anlatımlarımdan dolayı bilir oldular. Zaten sık sık Danimarka’dan gelen vatandaşlarımızla görüşmelerimizde sizlerden iyi haber ve selamlarınızı da alıyor ve memnun oluyorum.
Danimarka’da görevli olduğum süre içerisinde zaman zaman yapmış olduğumuz toplantı, görüşme ve ziyaretlerde; Frederiksund, Albertslund, Avedöre, Taastrup, İshöj, Ballerup, Roskilde, Slagelse, Holbaek, Koge, Ringsted, Naestved, Aabenraa, Arhus, Brabrand, Esbjerg, Nyborg, Ikast, Horsens, Randers, Svendborg, Helsingborg, Helsingor, Lyngby, Sönderborg, Silkeborg, Herning, Hedehusene, Fredericia, Fatih, Ayasofya ve Kocatepe Camii ve Kültür Dernekleri Yönetim kurulu Başkan ve üyeleri ile ve de cemaatiyle çeşitli görüş alışverişinde bulunduk.
Bu toplantı, görüşme ve konuşmalarda birbirimizi daha iyi tanır ve anlar olduk. Sorunlarımızı ve dertlerimizi paylaşarak azaltmaya, çözüm yolları bulmaya, sevinçlerimizi paylaşarak çoğaltmaya çalıştık. Özellikle Kocatepe Camii ve Derneğinin merkezde olması Büyükelçiliğe yakın bir yerde olması nedeniyle buraya gelen vatandaşlarımızla daha sık görüşüyor ve onların sohbetlerine ortak oluyordum. Burada yapılan sohbetlerde hemen hemen her zaman Konya Cihanbeyli ve Kulu, Ankara Haymana ve Gölbaşı, Sivas Şarkışla, Aydın Nazilli, Denizli, Uşak ve Afyon’u anıyorduk.
Danimarka ve diğer İskandinav ülkelerinde yaşayan vatandaşlarımızın büyük çoğunluğu yaptıkları işlerden oldukça başarılı olup, ikinci ve üçüncü kuşak ise eğitime önem vermektedirler. Ancak eğitime daha da önem vermemiz gerekmektedir. Danimarkalı yetkililerle yapmış olduğumuz sohbetlerde göçmen grupları içerisinde en çok memnun oldukları grubun Türkler olduğunu, ancak biraz daha eğitime önem vermelerinin gerektiği, kısa zamanda zengin olma hayalinden de vazgeçmelerinin çok daha lehlerine olacağını dile getirmekteydiler. Tabi ki bizlerden memnun olmaları güzel bir şey. Ancak vatandaşlarımızın başarıları her nedense çok gündeme getirilmeyip, az da olsa zaman zaman ortaya çıkan olumsuzluklar gündeme getirilmektedir. Dileğimiz olumsuzluklardan çok olumlu davranış ve oluşumların gündeme getirilmesidir. Hani atalarımızın dediği gibi “marifet iltifata tabiidir” sözünün akıldan çıkarılmaması gerektiği kanaatindeyim. Biz Anadolu’dan gelen ve İskandinav ükelerinde başarılarımızı kanıtlayan grup olarak Danimarkalılara yük değiliz. Tam tersine onların yükünü alıyoruz, onların ekonomilerine katkıda bulunuyoruz, yardımseverliğimizi, misafirperverliğimizi, çalışkanlığımızı, güzel değerlerimizi onlara gösteriyoruz.
Birçok kurum ve kuruluşlarında da ikinci kuşak gençlerimiz doktor, mühendis, avukat, savcı, polis ve yönetici olarak başarılı görevler yapmaktadırlar. Bu gruplarla, özellikle de Türk kökenli Danimarka polisleriyle sık sık muhatap oldum. Kısacası Danimarka’da ve diğer İskandinav ülkelerinde yaşayan vatandaşlarımızın başarıları bizleri gururlandırmakta ve onurlandırmaktadır. Onları başarılarından dolayı kutluyor, tüm vatandaşlarımıza, dernek yönetim kurulu üyelerine ve Büyükelçilik çalışanlarına selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Bu kadar ciddi konulardan sonra biraz olsun neşlenmek amaçlı aşağıdaki cümleleri de bilgilerinize sunuyorum.
– Çevreyi kirletmeyen baca hangisidir? Cvp: Peri Bacaları
– Birine bir iyilik yaparsanız o iyilik görev haline gelir.
– Kafesteki aslan konuşuyor. Bu sana her hafta et getiren adam kim? Cvp: Geçen yıl kaynanasını yediğim adam.
– Bunun kadar yağcısını görmedim dedi. Ne yapıyor diye sordu. Cvp: Sırf çok yaşa diyebilmek için hocanın masasına enfiye serpiyor.
– Karakola telefon eden şahıs: bizim eve hırsız girmiş. Polis sorar: yakaladınız mı?
– Demir, bakır açıkta kalırsa paslanır. Altın kalırsa ne olur? Cvp: çalarlar.
– NİE (ingilizce okuyun- en-ay-i)
– Kadın pizzacıya telefon eder: eve bir piza gönderir misiniz. Pizacı: tabi efendim 6 parçaya mı 12 parçaya mı bölelim? Kadından cevap: 6 olsun 12 parça yiyemem.
– Anne kızına: hadi kızım dadını öp de uyu. Çocuk: olmaz öpmem. Anne sorar: neden? Çocuk: geçen gün babam öpmeye kalktı tokatı yedi.
– Cihanbeyli’ye yazın tatile Mesut, Harun, Mehmet, Ali giderse ne olur? Cvp: Mesutbeyli, Mehmetbeyli, Harunbeyli, Alibeyli ve Danimarkabeyli olur.
– Doğmadan önce öldükten sonra yenilen hayvan hangisidir? Cvp: tavuk.
– Metin arkadaşına sorar: antikacıya (loppe markete) gittin mi? Cvp: evet ama beni kovdu. Neden diye sorulduğunda: cvp: yeni bir şey var mı dedim.
– Politikacılar ele ele tutuşun ellerinizi fakir fukaranın cebinden çekin.
– Polis sorar: Bu adamı niçin dövdün? Cvp: benim servet sahibimi olmamı engelledi. Ne yaptı? Cvp: kızını bana vermedi.
– Karıcığım doktor bana hava değişimi tavsiye etti. Karısı: iyi inşallah Danimarka’nın havası değişir. Cvp: Hayır karıcığım Türkiye’ye Konya’ya gideceğim.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.