Tanınmış Türk yazarlardan Elif Batuman’ın Danca’ya ‘Idioten’ olarak çevrilen ‘Budala’ adlı romanı Danimarka’da geçtiğimiz yıl yayınlandı.
Elif Batuman’ın bu romanında “enformasyon teknolojisinin”, “e-mail” gibi o zamanlar hayranlıklar uyandırmış olduğu ve yeni yeni yerleşmeye başlamış döneme geri gidiyoruz.
Romanın baş kahramanı Selin Harvard Üniversitesi’nde eğitim amacıyla bir çok projeye başvuruyor, ama sonuç hep olumsuz. Yazar Elif Batuman’ın felsefeci yönünü, “Ecinniler” adlı kitabında olduğu gibi bu romanında da görüyoruz: çok gerekli olmayan olguları ilginç hale getiren istihzalı anlatım tarzı.. Örneğin; sayfa 37’deki, Amerikan İngilizcesi’ni konuşan iki ayrı bölgeden (biri St. Louis’den diğgeri Philadelphia’dan) iki kızın ‘akşam yemeği’ sözcüğünü iki ayrı şekilde söylemesi ve herbirinin kendi kullandığı terimin daha doğru olduğunu inatla savunması. Bu anlatım tarzı ile kişilerin gerçek yapılarını da çok rafine nükteli anlatım yeteneği ile ortaya koyması. Başka bir örnek sayfa 423’te.
Bu romanda romanın ana kahramanı/figürü Selin’in, dil yapısı ile kültür arasındaki bağları ve dilbilimi eğitimi çerçevesinde tanışmış, karşılaşmış olduğu kişilerle ilişkileri, başka bir deyişle insanlar arasındaki günlük basit ilişkiler anlatılıyor. Normal, herkesin bildiği ilişkiler. Ancak, bu ilişkileri öyle güzel ve ince istihzalı bir üslupla anlatıyor ki okuyucunun hem okuma ilgisini kamçılıyor hem de okuyucunun kendisini bu kişilerin yerine koyduracak kadar yöneltiyor, etkiliyor. Bu anlatım şekliyle yazar, yaşamı felsefî yönüyle ele alarak okuyucusunu hiç farkına vardırmadan derin bir dünyanın içine çekiyor.
Romanda Serin’in, Matematikçi Macar Ivan’a karşı umutsuz tutkusu, Sırp Svetlana ile yakın arkadaşlığı romanı baştan sona sürükleyen ağırlıklı tema. Selin’in ergenlik çağı yılları sonlarında yaşadığı kararsızlık(lar), bunun doğrduğu kafa karışıklıkları içindeki bir yaşamın, çevresindekilerle ilişkilerinin, beklentilerini bulamamanın bir romanı.
Bunun yanısıra, Serin’in dil bilimine ilişkin derin bilgisi de sık sık öne çıkıyor. Küçük bir örnek: Türkçe’yi günlük yaşamında kullananların üzerinde çok düşünmedikleri “mişli geçmiş zaman” eki. Selin, bu fiil ekinin Türkçe’ye çok özgü olduğunu, başka bir dilde bir emsali olmadığını, bu ilginçliği örnekler vererek çok güzel bir şekilde irdeliyor (sayfa 51-52 ve 60-61).
Kısacası, Budala adlı bu roman, çok düşündürücü, okuyucuyu eğlendirici, sıradan olmayan sürükleyici bir roman. Yine küçük bir örnek: sayfa 146 – 152’deki Selin’in İvan hakkında bir psikolog ile geçen konuşması…
Son olarak küçük bir hatırlatma: Elif Batuman’ın bu romanı 2018 yılında Pulitzer Edebiyat Ödülü’ne layık görülen adaylar arasında finale kalmıştı.
Amerika Birleşik Devletleri’nde doğan ve New York’ta yaşayan 1977 doğumlu Türk yazar Elif Batuman’ın iki kitabı da Danimarka dilinde yayınlandı. Yazarın Danca’ya ‘Idioten’ olarak çevrilen ve geçtiğimiz yıl Danimarka’da yayımlanan ‘Budala’ adlı romanının yanısıra Danca’ya “De Besatte” olarak çevrilen ‘Ecinniler’ adlı deneme yazılar türündeki ikinci kitabı da 2020 Danimarka’da yayınlanmıştı.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.