Son dönemde Kur’an-ı Kerim’in yakılmasıyla gündeme gelen; İsveç’teki nefret suçlarında dini gruplara yönelik suçlar, birinci sırada yer alan ırkçılık ile yarışır hale geldi.
STOCKHOLM – İsveç’in başkenti Stockholm’de Türkiye Büyükelçiliği yakınında Kur’an-ı Kerim yakılmasının ardından, ülkedeki nefret suçları tekrar gündeme geldi.
Ülkede Adalet Bakanlığı’na bağlı çalışan Ulusal Suç Önleme Konseyinin (Bra) en son 2021’de yayımladığı rapor, İsveç’te ırkçılık ve dini gruplara yönelik nefret suçlarının fotoğrafını çekerken söz konusu olayların yalnızca kayıtlara geçmiş kısmını içeriyor.
Buna göre, ülkedeki nefret suçlarının yüzde 55’inin kaynağı ırkçılık olurken yüzde 17’sinin kaynağı ise dini inançlar. Dini inançlar yelpazesinde bakıldığında ise en fazla Müslümanlar, ardından Yahudiler ve Hristiyanlar hedef alınıyor.
Dini gruplara yönelik tüm nefret suçlarının yüzde 51’i İslamofobik, yüzde 27’si antisemitik, yüzde 11’i Hristiyanlık karşıtı, yüzde 11’i ise diğer gruplara yönelik meydana geldi.
Antisemitik nefret suçları büyük ölçüde sosyal medyada ve kamuoyuna açık kaynaklarda işlenirken İslamofobik olanlarda ise ağırlıklı olarak taciz ve tahrik eylemlerine başvuruluyor.
Nefret suçlarının çoğu polise dahi intikal etmiyor
Müslüman ve Yahudilere yönelik nefret suçlarında, kadınlar erkeklerden daha fazla hedef haline geldi.
Hristiyanları hedef alan nefret suçlarında ise mağdurlar, genellikle yasa dışı biçimde tehdit edilen erkekler oldu.
Öte yandan ABD Dışişleri Bakanlığının yayımladığı 2021 Dini Özgürlükler Raporu’nda, bu verilere işaret edilirken birçok nefret suçunun da çeşitli nedenlerle polise intikal etmediği belirtildi.
Çocuğunu okula götüren anneye “teröristsin” tacizi
Raporda polise intikal eden İslamofobik nefret suçlarına örnek olarak, iki çocuğuyla anaokuluna giden bir kadının yaşlı bir kadın tarafından, “Evinize dönün, siz teröristsiniz, ben de sizin gibi insanlardan artık bıktım.” ifadesini kullanması, Müslüman çocukların çoğunlukta olduğu bir okulun önünde bir kişinin, “Ülkenize gidin, burada hilafet yok.” diye bağırması, bir camiye gönderilen mektupta “İslam’dan uzaklaşın” yazması yer alıyor.
İslamofobik suçların işlendiği alanların yüzde 19’unu evler ve buna benzer mekanlar, yüzde 17’sini kamuya açık alanlar, yüzde 12’sini ise iş yerleri oluşturuyor.
Müslümanlara yönelik nefret suçlarının yüzde 38’inin hedefinde kadınlar olurken yüzde 22’sinin hedefinde erkekler yer aldı. Bu suçların yüzde 31’inde ise kişilerden ziyade gruplar hedef alındı.
Yahudilere yönelik nefret suçları
Raporda, antisemitik nefret suçlarına örnek olarak, kamuya açık yerlerde bulunan antisemitik mesajlar, Twitter üzerinden bir kişinin defalarca antisemitik mesajlar yazması ve Yahudilerin yok olması mesajını vermesi, Twitter üzerinden kendisine “pis Yahudi’ denilerek hakaret edilen bir kadın, sinagog yakınında takip edilip tehdit edilen bir kişinin olması gibi vakalar bulunuyor.
Yahudilere yönelik nefret suçlarının en çok işlendiği mahal olarak ise sosyal medya öne çıkıyor. Rapora göre, 2020’deki antisemitik nefret suçlarının yüzde 16’sı sosyal medya üzerinden, yüzde 15’i kamuya açık alanlarda, yüzde 14’ü ise SMS ya da telefon üzerinden işlendi.
Ayrıca bu suçların yüzde 22’si erkeklere, yüzde 16’sı kadınlara yönelik olurken yüzde 59’unda ise tek bir kişi hedef alınmadı.
Hristiyanlar, dini gruplara yönelik nefret suçlarının hedefinde 3. sırada
Raporda, Hristiyanlara yönelik nefret suçlarına örnek olarak kiliselere yönelik saldırılar yer aldı.
Hristiyanların nefret suçu ile karşı karşıya kaldığı ortamların yüzde 30’unu ibadethaneler, yüzde 19’unu telefon aramaları ve SMS’ler, yüzde 12’sini sosyal medya, yüzde 1’ini ise internet ortamları oluşturuyor.
Bu gruba yönelik nefret suçunun yüzde 31’inin hedefinde erkekler, yüzde 10’unun hedefinde ise kadınlar vardı.
İsveç’te nefret suçlarının en çok işlendiği yer olarak ise başkent Stockholm öne çıkıyor. 2020’de ülkedeki nefret suçlarının yüzde 27’si Stockholm’de yaşandı. Stockholm’ü Göteborg ve Malmö takip ediyor.
(AA)
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.