Geçtiğimiz ay yaşamını yitiren Danimarkalı kadın sanatçı ve nöropsikolog Ulla Tarp Danielsen’in ölümü ardından günlük Information gazetesinde Siri Franceschi imzasıyla çıkan sanatçı hakkındaki yazıyı Türkçe’ye çevirip okurlarla paylaşmak istedim. Ulla, benim Danimarka’daki yaşamımda yeri doldurulamacak ölçüde önemli yeri olan bir sanatçı ve dosttur.
Yazan: Siri Franceschi
Türkçesi: Hüseyin Duygu
Yıllar önce bir gün, Ulla Tarp Danielsen Kopenhag Merkez İstasyonu’ndaydı. Trenle seyahat edecekti ama trene binmek üzereyken küçük çocuklarıyla yalnız başına oturan mutsuz bir kadın gördü. Kadının gidecek yeri yoktu ve 14 gün uzaklara seyahat edecek olan Ulla, tereddüt etmeden evinin adresini ve anahtarını verdi bu evsiz kadına. Ulla’ böyleydi. Eşsiz bir enerjiye sahip cömert ve coşkulu bir insandı.
Ulla Tarp Danielsen, 28 Mart 1933’te Danimarka’nın Kuzey Jutland bölgesinde doğdu, ancak doğum tarihi uzun yıllar en yakın arkadaşları tarafından bile bilinmiyordu. Yaş sayısını azaltmak umurunda değildi ve ‘o yaşta’ başardıklarından biri etkilenirse çok kızabilirdi.
Dört kardeşten oluşan bir grubun en küçüğüydü, anne babası öğretmendi ve yazın Avrupalı turistler için bir pansiyon işletiyorlardı. Bu pansiyon, yaşam ve insanlarla birlikte olmak, paylaşılan akşam yemekleri ve uzun bayram sofraları demekti, Ulla’nın, liseden sonra tıp okumak için Kopenhag’a taşındığında yanına aldığı gelenekler demekti bu değerler.
Tıp fakültesinde Ulla, iki oğlu olduğu Jens Erik ile tanıştı. Birlikte Charlottenlund’da Ulla’nın Villa Villekulla adını verdiği küçük bir konak satın aldılar. Ne yazık ki, eşi Jens Erik aniden öldü ve bu, Gentofte Hastanesi’nde birkaç yıl nöropsikolog olarak çalışan Ulla Tarp Danielsen için bir dönüm noktası oldu.
Bir günden diğerine Ulla yaşam akışını değiştirdi ve tam zamanlı bir sanatçı oldu.
Ancak değişim aynı zamanda Ulla’nın gözünde sağlık sisteminin, şefkat ve insancıllıktan uzaklaşmış ve yerini rutin bakım işleri yapan bir sisteme bırakılmış bir yer haline gelmesi demekti.
—————————-
Diğer pek çok şey gibi, Ulla Tarp Danielsen de kendini bir sanatçı olarak icat etti. Çeşitli ifade, resim, çizim ve dokuma biçimleriyle uğraştı.
1988’de Kunsthal Charlottenborg’a (sanatevi) kabul edildi, ancak eserlerini önceden adlandırılmış bir tür içine yerleştirmek zordu. Kendi icat ettiği kelime oyunlarıyla çevrili soyut figürleri betimleyen güzel resimsel dokumalara, bu nedenle Ulla’nın kendisi tarafından icat edilen Ullagrafier (Ulla grafiği) adı verildi.
Genel olarak, Ulla Tarp Danielsen bilinen kategorinin dışında kaldı. Giyim tarzı alacalı ve dalgalı, turuncu, yeşil ve sarıydı. Saçına bir panço, deri çizmeler ve örgü şişleri takmıştı. Biraz kaotik ifade, kendisinin ve arkadaşlarının eserleri, kartpostal ve kitap yığınlarının yanı sıra çok sayıda mum ve küçük kristallerle sıvanmış olan Ville Villekulla’da da bulunuyordu.
Ulla, her yıl ilk günleri civarında, insanların akın ettiği müzik, şiir okumaları, sanat sergileri ve kutlama konuşmalarından oluşan bir sempozyum için evini açardı. Buna ek olarak, yılda birkaç kez sanat arkadaşları ve çevresindeki seçilmiş insanlar olarak adlandırmaktan hoşlandığı kendi seçtiği ailesi için daha küçük salonlar düzenlerdi. Ulla’nın ailesine bir defa dahil olduysanız, o ailede kaldınız demektir. Kendisine en yakın olanlara karşı son derece dikkatliydi, ancak karşılığında çok şey bekliyordu, bu da bazen hayal kırıklığına yol açabilirdi.
——————————————–
Ulla Tarp Danielsen, icatların ve tuhaf icatların bir hazinesiydi. Temanın elbette su olduğu bir su günü düzenledi, bu da servis edilen ve konuşulan her şeyin o olduğu anlamına geliyordu. Birkaç kez, tüm eserlerin, örneğin sandalyeler ya da melekler gibi görünmesi gereken özel sergiler de düzenledi.
Gentofte Belediye Kütüphanesi’ndeki bir kitap fuarı için The Walking Gallery konseptini buldu. Çalışmalarının reklamını yapmak için, yürüyen bir sandviç gibi görünmesi için iki yanına büyük tabela taktı. Buna gezici dünya sergisi adını verdi.
Ulla Tarp Danielsen bir işkolikti. Kararlıydı ve aklına bir şey koyar koymaz başarmak için çok çalışırdı. Hayattan yararlandı ve bu nedenle onu otobüs beklerken bir jimnastik gösterisinin ortasında bulmanız garip değildi.
Bir noktada, Ulla Tarp Danielsen, ebeveynlerinin doğu Vendsyssel’deki küçük bir köy olan Lyngsaa’daki emeklilik evini devraldı. Burasını dekore etti ve hem kendi hem de diğer insanların sanatını sergilediği Knösen galerisini açtı.
İşleri kendi yöntemiyle yapmayı severdi ve en iyi nasıl yapıldığı konusunda çok titizdi. Belki de bu nedenle hem kendi galerisini hem de Medan yayınevini kurdu ve burada diğer şeylerin yanı sıra ‘Olsen Gang’ın annesi’, arkadaşı Christa Balling’in biyografisini yayınladı.
Ulla Tarp Danielsen, etrafındaki birçok kişinin dediği gibi bir yaşam parçasıydı. Fırsatları yakalamadı ama onları aldı ve geriye bakmadı çünkü hayatı yaşarken yaşadı.
Kısa bir hastalıktan sonra 89 yaşında öldü. Ölmekten korkmuyordu, aksine yaşamak istiyordu.
Ulla Tarp Danielsen
28 Mart 1933’te doğdu. Eğitimli nöropsikolog. ‘Christa Balling – İlk gün dokuz kıtalık gittik, kitabının yazarı. Galeriet Knösen’in ve Medan yayınevi sahibi. 8 Ağustos 2022’de öldü. Bir oğul ve üç torun bırakıtı.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.