Son yılların gözde romanlarından ”Daha” adlı romanı “Mere mere” adıyla Danca’ya çevrilen Türk yazar Hakan Günday, 11-13 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek Kopenhag Kitap Fuarı’na (Bog Forum) konuk yazar olarak geliyor.
2000’li yılların başında 24 yaşındayken “Kinyas ve Kayra” adlı romanıyla edebiyat dünyasına adım atan ve kitapları Türkiye’de büyük ilgi gören Hakan Günday’ın son romanı “Daha” adlı romanı “Mere mere” adıyla Turbine Forlaget (yayınevi) tarafındanDanca yayınlandı. 10 Kasım’da Danimarka’da piyasaya çıkacak olan kitabının tanıtımı için Hakan Günday, 11 Kasım’da Bella Center’de Turbine Forlaget yayınevi standında kitaplarını imzalayacak.
“Kinyas ve Kayra” adlı romanıyla 2000 yılında edebiyat dünyasına adım atan Hakan Günday, edebiyat dünyasındaki en büyük sürprizlerinden biri olarak görüldü. Başlangıçta edebiyat çevreleri tarafından ‘Yer altı edebiyatı’ yakıştırması yapılsa da, Türkiye’de en çok ilgi gören, kitapları çok okunan yazarlar listesine girdi. İki yıl sonra “Zargana” , onu bir yıl sonra “Piç” izledi. “Malafa” 2005’te, “Azil” 2007’de, “Ziyan” adlı kitapları 2009’da yayınlandı.
2011 yılında “Az” ile bir büyük çıkış daha yapan Hakan Günday’ın son olarak 2013 yılında “Daha” adlı romanı yayınlandı ve büyük ilgi gördü.
Yazar romanında etkileyici üslubuyla baba-oğul çatışmasını eşine az rastlanır bir ustalıkla kaleme almış. Roman, kaçak göçmenleri kaçıranlardan biriyle ilgili. Adı Gazâ. Babası bir insan kaçakçısı, Gazâ da onun çırağı. Henüz 9 yaşında. Yani, hayata ve insana dair, öğrenmemesi gereken ne varsa, hepsini öğrenecek yaşta.
İnsan kaçakçılığı ile geçinen bir babanın dokuz yaşındaki oğlu olan Gaza’nın gözünden anlatılan hikayede, Türkiye’nin jeopolitik öneminin aslında ne anlama geldiğini güzel bir roman ile anlatılıyor.
Doğudan Batıya bir köprü olan ve bu yüzden sürekli jeopolitik önemden sözedilen Türkiye’nin aslında kaçakçılık üzerine bir köprü olduğu ve aslında doğudan batıya birçok kaçakçılık hikayesini barındırıyor.
Doğu ile Batı arasındaki fark, Türkiye’dir. Hangisinden hangisini çıkarınca geriye Türkiye kalır, bilmiyorum ama aralarındaki mesafe Türkiye kadar, ondan eminim. Ve biz orada yaşıyorduk. Her gün politikacıların televizyonlara çıkıp jeopolitik öneminden söz ettiği bir ülkede. Önceleri çözemezdim ne anlama geldiğini. Meğer jeopolitik önem, içi kapkaranlık ve farları fal taşı gibi otobüslerin, sırf yol üstünde diye, gecenin ortasında mola verdiği kırık dökük bir binanın ada ve parsel numaralarıyla yapılan çıkar hesapları demekmiş. 1.565 km uzunluğunda koca bir Boğaz Köprüsü anlamına geliyormuş. Ülkede yaşayanların boğazlarının içinden geçen dev bir köprü. Çıplak ayağı Doğu’da, ayakkabılı olanı Batı’da ve üzerinden yasadışı ne varsa geçip giden, yaşlı bir köprü. Kursağımızdan geçiyordu hepsi. Özellikle de, kaçak denilen insanlar… Elimizden geleni yapıyorduk… Boğazımıza takılmasınlar diye. Yutkunup gönderiyorduk hepsini. Nereye gideceklerse oraya… Sınırdan sınıra ticaret… Duvardan duvara…”
(Tanıtım Bülteninden)
Hakan Günday kimdir?
29 Mayıs 1976’da Rodos’ta doğan Hakan Günday, ilköğrenimini Brüksel’de tamamladı. Ankara’daki Tevfik Fikret Lisesi’ni bitirdikten sonra Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransızca Mütercim Tercümanlık Bölümünde üniversite eğitimine başladı. Ertesi yıl Universite Libre de Bruxelles’in siyasal bilimler bölümüne geçti. Öğrenimine Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde devam etti. Hakan Günday, eski milletvekillerinden Faik Günday’ın torunudur.
Günday, 26 Kasım 2014 tarihinde Fransa’nın başkenti Paris’te düzenlenen törende 2014 yılı Türk-Fransız Edebiyat Ödülünü, 5 Kasım 2015’te, Fransızca’ya Encore adıyla çevrilen ‘Daha’ romanıyla Fransa’nın saygın edebiyat ödüllerinden Prix Medicis “En İyi Yabancı Roman Ödülü’nü aldı.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.