Bu kitapta, ulusal devletlerin modernleşme çabaları ve diğer ulusal devletlerle rekabet mücadelesine girmeleri çok karmaşık uzlaşmazlıklarla dolu bir sürece girilmesi, 1914’te 1. Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle sonuçlanması, bu yetmiyormuş gibi arkasından 2. Dünya Savaşı faciasının çıkmış olduğu anlatılıyor.
Aarhus Üniversitesi´nde Devlet Bilimleri Enstitüsü’nden emekli Prof. Curt Sørensen Avrupa’nın Demokrasi Krizi adlı bu kitabının tanıtımını şöyle özetliyor:”Demokrasi olgusu sanıldığı gibi dengeli ve sürekli bir olgu değildir. Son 150 yıldır halk toplulukları, kitleleri ve elit tabaka ile ideolojik akımlar, parlamenter demokrasiyi tanımlama ve geliştirme konularında sürekli çatışma içinde olmuştur” diyor.
Prof. Curt Sørensen’e göre, halk kitleleri hala aktif politikaların dışında tutulmaktadır. Avrupa’nın Demokrasi Krizi kitabı, geride bıraktığımız yüzyılın başlarına, hatta biraz daha öncesine kadar geri gidiyor, ortaya atılmış ideolojilerin pratikte uygulanmasının politikalarla her zaman uyuşmadığının analizlerini, irdelemelerini yapıyor. Bu kargaşalıkların, bunalımların nedenlerini sergiliyor. Kitap, seçme ve seçilme haklarının geniş toplum kitlelerine de verilmesinin, hala günümüzde de devam etmekte olan mücadelelerini anlatıyor.
Prof. Curt Sørensen’e göre bu iki yönde hareket eden bir demokratikleşme krizidir: Bir taraftan halk kitleleri politik yaşamın içine, yani deemokrasinin içine çekilmeye çalışılıyor. Diğer yandan ise büyük güç devletleri uluslararası sistem içinde hakim olma savaşımı veriyor.
Bu nedenle de bu kitapta, teker teker ulusal devletlerin modernleşme çabaları ve diğer ulusal devletlerle rekabet mücadelesine girmeleri çok karmaşık uzlaşmazlıklarla dolu bir sürece girilmesi, 1914’te 1. Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle sonuçlanması, bu yetmiyormuş gibi arkasından 2. Dünya Savaşı faciasının çıkmış olduğu anlatılıyor.
Bu iki büyük katılım (demokrasi) krizi birbirine paralel olarak gelişiyor ve birbirlerini karşılıklı etkiliyor. Prof. Curt Sørensen’e göre, ki yaşanmış ve yaşanmakta olan olaylar da bunu doğruluyor, 20. yüzyıl hiç bir zaman liberal demokrasiye doğru ileriye götürücü bir evrim yüzyılı olmamıştır. Tam tersine karmaşıklıklarla, uzlaşmazlıklarla, devrimlerle ve karşı devrimlerle, savaşlarla, toplu kıyımlarla dolu bir yüzyıl olarak tarihe geçmiştir.
8 bölümden oluşan bu yapıt, basit bir şekilde;”Şu tarihlerde şu olmuştur. Şu dönemlerde bunlar olmuş” şeklinde klasik anlamda bir tarih kitabı değil. Son 150 yılın tüm tarihi olaaylarının arkasına, önüne gidilmiş. Tarihi olayların derinliklerine inilmiş. Psikolojik, sosyolojik, ideolojik ve en önemlisi ekonomik erekçelerinin ayrıntılarına girilmiş.
Okuyucularına, özelllikle de tarih ile uğraşanlara sunulmuş bilimsel bir yapıt. Prof. Curt Sørensen, ağır ve bilimsel ancak ustaca bir dille yazdığı bu yapıtıyla okuyucularını derin analizler yapmaya itiyor.
Toplam 1012 sayfalık bu yapıtın 760 sayfası tarih bilgisine, yaklaşık 240 sayfası da notlara ve referanslara ayrılmışç Bu demektir ki bu yapıt çok geniş kapsamlı bir incelemenin temeline oturuyor.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.