Bu kitapta, Osmanlı İmparatorluğu’nun Arap dünyasında hüküm sürmeye başladığı 1516 yılından bu yana Arapların tarihi anlatılıyor.
Kitabın adından da anlaşılabileceği gibi Oxford Üniversitesi’nde Tarih Prof. Eugene Rogan, Osmanlı İmparatorluğu’nun Arap dünyasında hüküm sürmeye başladığı 1516 yılından bu yana Arapların tarihini yazıyor. Aynı tarihçi bu yapıtından önce, yine bu gazetenizde tanıtımını yapmış olduğumuz Osmanlı İmparatorluğu’nun Yıkılışı adlı tarih kitabını yazmıştı.
Ortaçağ sonlarından bu yana Arap dünyası ve Avrupa, bilim, kültür ve bir çok alanda birbirlerini etkilemiş, Haçlı Seferleri, 1500’lü yıllardan sonra Osmanlılar’ın istilaları, bir çok devletler arası paktlar sonucu emperyalist hareketler v.b. gibi, hem bu ülkeler hem Arap ülkeleri bir çok kez birbirlerinin ülkelerini istila etmişti.
Prof. Eugene Rogan, Afrika’dan Arap Yarımadası’na kadar uzanan bölgelerde yaşayan Araplar’ın, Ortaçağ sonlarından bu güne, daha doğrusu Arap Baharı diye tanımlanan Arap halklarının demokrasi, özgürlük ve insan hakları istemlerinden ortaya çıkmış bölgesel, toplumsal bir siyasi-silahlı hareketine kadar olan dönemin tarihini yazıyor. Bu geçen zaman içinde Avrupalılar’ın Araplara sempati, dostluk ve düşmanlık şeklindeki bakış açılarında gelişen değişmeleri irdeliyor. Ancak belirtmek gerekir ki, kitabın büyük bir bölümünde Osmanlılar ile Araplar arasındaki ilişkiler, çatışmalar anlatılıyor.
Sayfa 31 – 95 bölümü Osmanlılar’ın 1517’de Yavuz Sultan Selim ile Memluklar’ın hakimiyetine son vermesinden sonra Arap dünyası üzerindeki hükümranlığı irdeleniyor. Burada bir noktaya daha işaret etmek geri ki bu kibın yazarı tarih bilimi ile uğraşan bir İngiliz. Herne kadar Eugene Rogan tarih bilimi metodiğine sadık kalmış ve oldukça çok sayıda kaynağa başvurmuşsa da (600’den fazla), kitap dikkatli bir okuyucuda tarihe Arap ve İngiliz gözüyle bakıldığı izlenimi bırakıyor. Aslında kaçınılması zor bir olgu.
Küçük bir örnek: Türk tarihinde Sultan Selim’in takma adı YAVUZ’dur, yani Yavuz Sultan Selim’dir. Bu kitapta Sultan Seim’in takma adı “Grusomme – GADDAR, ZALİM” olarak kullanılıyor. Her ne kadar YAVUZ, sıfatı da Türkçe’de zalim, acımasız, gaddar gibi kavramları içeriyorsa da Türk halkı YAVUZ sıfatını bir çeşit korkusuzluk, kahramanlık gibi algılar. GRUSOMME sıfatı ise Danca’da doğrudan doğruya ZALIM, GADDAR diye olumsuz bir şekilde algılanır.
Herşeye rağmen okumaya değer bir tarih kitabı.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.