Yapılan bir araştırmaya göre gelir ve eğitim düzeyi artan Kürtler, anadilini kullanmaktan vazgeçiyor. Sosyolog Bülent Küçük’e göre “Kürtler orta sınıflaştıkça üst kimlik olan Türklere benzemeye çalışıyor.”
Deutsche Welle Türkçe’den Tunca Öğreten’in haberine göre, Doğu ve Güneydoğu’da yapılan bir saha araştırması, gelir ve eğitim seviyesi arttıkça anadil Kürtçe’nin kullanımında azalma olduğunu gözler önüne seriyor.
Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi Diyarbakır, Şanlıurfa, Batman, Adıyaman, Tunceli, Kars ve Iğdır gibi 16 il ve bu illere bağlı 49 ilçede beş bin 600 kişiyle yüz yüze görüşerek bir araştırma yaptı.
7-12 Ocak 2020 tarihleri arasında yapılan araştırmaya katılanların yüzde 51,7’si kadın, yüzde 48,3’ü erkek katılımcıdan oluşuyor. Yarısından fazlası 18-24 ve 25-34 yaş aralığında olan katılımcıların yüzde 65,8’inin gelir getiren hiçbir işte çalışmadığı belirtiliyor. Yüzde 53,5’inin geliriyse iki bin lira ve altında.
Katılımcıların yüzde 78,7’si etnik kimliğini ‘Kürt’ olarak tanımlarken, yüzde 13,9’u “Türk”, yüzde 4,6’sı ise “Arap” olduğunu söylüyor.
Yüzde 78,7’lik Kürt katılımcıların arasında evde Kürtçe konuşanların oranıysa yüzde 69,4. Anadili Kürtçe’yi sokakta kullananlar ise 59,4’te kalıyor. Resmi kurumlarda Kürtçe konuşarak hizmet alan yurttaşların oranıysa yüzde 11.
Rapor aynı zamanda Kürtçe anadil kullanımı ile gelir ve eğitim düzeyi arasında da bir karşılaştırma yapıyor. Buna göre okur-yazar olmayanların yüzde 76’sı hane içerisinde Kürtçe konuşuyor. Üniversite ya da yüksekokul mezunlarınınsa yalnızca yüzde 61’i evde ailesiyle Kürtçe iletişim kuruyor.
Raporun ortaya çıkardığı sonuca göre Kürt yurttaşlar, eğitim ve gelir düzeyi arttıkça, anadilleri Kürtçe’yi kullanmaktan da vazgeçiyor.
“Asimilasyon böyle yürütülüyor”
Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji bölümünden Bülent Küçük, bunu Kürtlerin orta sınıflaştırılmasına bağlıyor ve asimilasyonun bu yolla yürütüldüğünü savunuyor.
Küçük, “Orta sınıflaşma çoğunluk toplumuna benzeme, benzeşme, asimile olma, kendini unutma olarak görülebilir. Kaldı ki orta sınıflaşma sadece Kürt meselesinde değil, genelde ulusal bedeni kurmanın temel bir stratejisi olarak ortaya çıkan bir şey. Kürt nüfusunu orta sınıflaştırarak Türkiye’nin geneline entegre etme ve asimile etme stratejisi, AKP’nin bir dönem Cemaat ile birlikte yapmak istediği şeydi” değerlendirmesini yapıyor.
Yaşamının bir bölümünü Almanya’da geçiren akademisyen, Avrupa’da da durumun benzer olduğunu söylüyor. Almanya’dan örnek veren Küçük, “Türkiyeli göçmenler orta sınıflaştıkça yaşadıkları gettolardan çıkıp orta sınıf mahallelere taşınıyorlar. Berlin’de Kruezberg ya da Neukölln gibi yerlerde yaşıyorsa, gelir ve eğitim durumları yükseldikçe kendi çocuklarının göçmenlerin gittikleri okullara gitmesini istemiyorlar. Almanların okuduğu okulları tercih ediyorlar” diyor.
Küçük’e göre bu, ezilmiş ve dışlanmış kişilerin ortak bir tavrı. Zira mahallelerinden uzaklaşan bu grup, daha üstün ve güçlü buldukları etnisitenin bir parçası olmaya çalışıyor.
Sosyolog, utanç duygusunun orta ve üst sınıflarda daha güçlü olduğuna da dikkati çekiyor ve sözlerine şöyle açıklık getiriyor: “Kendinden utanma, kendinin alt sınıfta olduğunu düşünme. Ulusal üst kimlik olarak Türklük etrafında toplanma, ona benzeme ve asimile olma eğilimi orta sınıfta çok daha yaygındır.”
“Türkçe’yi aksanlı konuşan Kürt, Türkçe’ye kayıyor”
Marmara Üniversitesi Gazetecilik Bölümü’nde öğrenim gören ancak daha sonra mesleğine memleketi Diyarbakır’da devam eden Ömer Çelik’in durumuysa biraz daha farklı.
Raporun ortaya çıkardığı verinin aksine Çelik, anadili Kürtçe’yi daha iyi doğru ve akıcı konuşabilmek için kurslara gitmiş. 38 yaşındaki gazeteciye göre kişinin anadilini iyi konuşuyor olması, özgüvenini de yükseltiyor.
Çelik, Kürtçe’yi daha iyi öğrenme gayretine mesleki bir açıdan da gerekçelendiriyor ve “Konuştuğumuz haber kaynaklarının hemen hepsi Kürtçe konuşuyor” diyor. Gazeteci sözlerine şöyle devam ediyor: “Bugün yaşamımı olabildiğince hem aile içinde hem de sokakta Kürtçe konuşarak sürdürmeye çalışıyorum. Bu aynı zamanda politik de bir tercih.”
Çelik, Kürt yurttaşların giderek anadillerinden uzaklaşması ve kamusal alanda Türkçe ile var olmaya çalışması içinse çarpıcı bir tespit sunuyor. İtici gücün “şive” olduğunu söyleyen Kürt gazeteci, “Türkçe’yi aksanlı konuşan bir Kürt, Türkçesini daha da iyi hale getirebilmek için daha fazla Türkçe konuşuyor” diyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’nin 2018 verilerine göre Türkiye’deki Kürt kentlerinde 18 milyon 500 binden fazla yurttaş yaşıyor. Türkiye’de en çok konuşulan Kürtçe lehçesiyse Kurmanci ve Zazaki.
Kaynak: Deutsche Welle Türkçe’den Tunca Öğreten / İstanbul
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.