Dünya medyasının gözünü Türkiye’deki seçim sürecine çevirdiği bugünlerde Türkiye’yi mercek altına alan Euronews dikkat çeken bir analiz yayınladı. Euronews seçimin kaderini belirleyebilecek seçmen grubunu açıkladı. Karadeniz gazının karaya ulaşmasını mercek altına alan dünya basını ise Erdoğan’ın son hamlesini manşetlerine taşıdı.
’Avrupa’daki seçmenler 14 Mayıs seçimlerinde nasıl bir rol oynayabilir?’ başlığı ile okurlarının karşısını çıkan Euronews şu değerlendirmede bulundu:
14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde seçmenlerin tahmini olarak yüzde 5,3’ünün oylarını yurtdışında kullanacak olması sebebiyle, yurtdışında yaşayan Türklerin seçim yarışını önde götüren görevdeki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ana muhalefetin birleşik adayı Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki çekişmeli sonuçta belirleyici rol oynaması bekleniyor.
Anketler iki adayı neredeyse başa baş gösteriyor, ancak yurt dışındaki (ağırlıklı olarak Avrupa’daki ve özellikle Almanya’daki) Türk seçmenlerin olası niyetlerini hesaba katmıyor. Oysa bu seçmenlerin tercihleri, ilk tur oylamada yüzde 50’den fazla destek almak ve ay sonunda ikinci tur oylamadan kaçınmak isteyen iki aday için belirleyici olabilir.
Avrupa’daki Türk seçmenler yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde son sözü söyleyebilir mi? Rakamlar yurtdışındaki seçmenlerin rolü hakkında ne gösteriyor? Kaç Türk seçmen 14 Mayıs’ta yurtdışında oy kullanacak? Erdoğan son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hangi Avrupa ülkelerinde en yüksek desteği aldı?
Türkiye’de son on yılların en önemli seçimi olarak görülen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Türkiye’de 60,7 milyon, yurtdışında ise 3,42 milyon vatandaş oy kullanma hakkına sahip. Dolayısıyla, yurt dışındaki seçmenler toplam seçmenlerin yüzde 5,3’üne karşılık geliyor. Bu rakam 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 3,04 milyondu ve toplam seçmenin yüzde 5,1’üne denk geliyordu.
Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak için bir adayın oyların salt çoğunluğunu, diğer bir deyişle yüzde 50’den fazlasını alması gerekiyor. Bu, bir adayın yüzde 50 barajını aşması ve ilk turda seçilmesi için gerekenden 1,3 milyon daha fazla oy anlamına geliyordu. Tüm bu rakamlara yurt dışında kullanılan oylar da dahil.
Erdoğan 2018 seçimlerinde ilk turda tüm oyların yüzde 52,6’sını, yani 50,07 milyon geçerli oyun 26,33 milyonunu alarak cumhurbaşkanı seçildi. Erdoğan seçilebilmesi için gerekenden 1,3 milyon daha fazla oy alarak seçimi kazandı.
2018 seçim sonuçları: Yurt içi ve yurt dışı oylar arasındaki fark
2018 seçimlerinde 3,04 milyon Türk vatandaşı yurt dışında oy kullanmak üzere seçmen kütüğüne kayıt yaptırdı. Türkiye sınır kapılarında da oy kullanma hakkına sahip bu kişilerin yarısı (1,53 milyon) 2018 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy kullandı.
Erdoğan, 2018 seçimlerinde Türkiye’de kullanılan oyların yüzde 52,4’ünü alırken, sınır kapıları da dahil olmak üzere yurt dışında kullanılan oyların yüzde 59,4’ünü, yani yaklaşık 895 bin oy aldı.
Başlıca rakibi Muharrem İnce için ise sonuçlar tam tersi oldu. İnce yurt dışında yaşayan Türklerden (yüzde 25,8), yurt içindeki Türklere (yüzde 30,8) kıyasla daha düşük oranda oy aldı
Avrupa’daki Türk seçmenler büyük ölçüde Erdoğan’ı destekledi
2018 seçimlerinde yurt dışında kayıtlı Türk seçmenlerin yüzde 87’si (2,63 milyon) 19 Avrupa Birliği üyesi, Birleşik Krallık, Norveç veya İsviçre’de ikamet ediyordu. 2018’deki tüm gurbetçi seçmenlerin neredeyse yarısı (yüzde 47) Almanya’da yaşıyordu.
2018 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Avrupa’daki Türk seçmenler ezici bir çoğunlukla Erdoğan’ı destekledi. Erdoğan, Almanya’da yüzde 64, Fransa’da yüzde 63, Hollanda’da yüzde 72, Belçika’da yüzde 74 ve Avusturya’da yüzde 71 oranında oy aldı. Bu ülkeler sırasıyla en yüksek Türk seçmen sayısına sahip olan ülkeler. Almanya’da 1,44 milyon kayıtlı Türk seçmen bulunurken, bu rakamı 341 bin ile Fransa ve 260 bin ile Hollanda takip etti.
Öte yandan Erdoğan 2018’de bazı Avrupa ülkelerinde çok düşük destek buldu. Örneğin Çekya’da oyların sadece yüzde 11’ini, İrlanda’da yüzde 16’sını ve İspanya’da yüzde 18’ini aldı. Ancak bu ülkelerdeki seçmen sayısının, Erdoğan’ın yüzde 60’ın üzerinde destek aldığı ülkelere kıyasla çok düşük olduğu dikkat çekti.
Gurbetçi seçmenler: Katılım oranı 2018’de önemli ölçüde arttı
Türk gurbetçiler ilk kez 2014 seçimlerinde yurt dışında oy kullanabildi. O yıl, sınır kapılarında kullanılan oylar da dahil olmak üzere yurt dışında seçime katılım oranı sadece yüzde 18,9 oldu. Bu oran 2018’de yüzde 50,1’e yükseldi.
Yurt dışındaki seçmenlerin 14 Mayıs’ta sandığa gitme oranının ya da sandıktaki tercihlerinin ne olacağını öngören bir anket yok. Ancak Erdoğan’ın Adalet ve Kalkınma Partisi oyların kendi lehine olmasını bekliyor ve yurt dışında katılım oranını artırmayı hedefliyor.
Bu rakamlar neden önemli?
Tüm bu rakamlar gerçekten önemli mi? İstanbul’da 2019’da yapılan belediye başkanlığı seçimi önemli olduğunu gösteriyor. Ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin adayı Ekrem İmamoğlu, Mart 2019’daki seçimi 10,5 milyon seçmenden sadece 13 bin oy farkla kazandı.
Ancak Erdoğan’ın partisinin “örgütlü hukuksuzluk” ve “seçim hilesi” iddialarına dayanarak Mart sonuçlarının iptal edilmesi talebi üzerine Yüksek Seçim Kurulu yeniden oylama yapılması çağrısında bulundu. Haziran ayında İmamoğlu, Mart ayındaki 13 bin oyluk farkını 806 bine çıkararak toplam oyların yüzde 54’ünü aldı. Böylece Erdoğan’ın partisi ya da İslamcı selefleri 25 yıldır ilk kez İstanbul’un kontrolünü kazanamadı.
Kamuoyu yoklamaları 2023’te Erdoğan ve Kılıçdaroğlu arasında çok yakın bir yarış olacağını gösterirken, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi her oyun önemini teyit ediyor.
Türk gurbetçilerin fikirlerini değiştirmeleri için herhangi bir neden var mı?
Bu seçimde Türk gurbetçilerin tercihlerinde dramatik bir değişiklik olabilir mi? Hayat pahalılığı krizi ve artan enflasyon oranı, Türkiye’deki bazı insanların oylarını Erdoğan’dan uzaklaştırmada rol oynayabilir. Ancak bunlar, doğrudan maruz kalmadıkları için Türk gurbetçiler için önemli kaygılar değil.
Daha da önemlisi, Erdoğan onların duygularına hitap ediyor. Örneğin, Erdoğan’ın destekçileri nisan ayı başında Türkiye’nin ilk elektrikli otomobili olan TOGG’un teslimatını yönettiği için gurur duyabilir, çünkü bu araç Türkiye’nin otomotiv endüstrisi tarafından on yıllardır üretilen ilk araç.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun son Avusturya ziyaretinde Türkiye’nin yerli ve milli TOGG’unu Viyana’ya getirmesi tesadüf değildi. Mevkidaşı ile toplantılara katılmak için aracı kullanan Çavuşoğlu, gurbetçilere seslenirken aracın Avrupa’ya ihraç edileceğini açıkladı.
Dolayısıyla Erdoğan’ın Avrupa’daki destekçilerinin fikirlerini değiştirmeleri için bir neden yok gibi görünüyor. Muhalefet de yurt dışında seçime katılım oranını artırmak için Avrupa’da iyi organize edilmiş siyasi kampanyalar başlatamadı.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.