Son günlerde dünyanın birçok bölgesinde etkisini gösteren sıcaklar, küresel ısınma, Grönland ve Antarktika kıtasındaki buzul erimeleri konusunu yeniden gündeme getirdi.
Ali Haydar Nergis
Danimarka’nın kuzeyindeki Grönland Adası ile Antarktika kıtasındaki buzul erimeler, denizlerdeki su düzeyinin yükselmesi ve sıcaklık haberleri, SVT başta olmak üzere İsveç medyasında geniş yer buluyor. SVT haber sitesi, yayınlarında, ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)’nın, uydu aracılığıyla izlediği Grönland ve Antarktika’da meydana gelen buzul erimelerini gösteren haber ve haritalarına geniş yer verdi. NASA’ya göre, buzul erimeleri 2003 yılından bu yana ürkütücü boyutlarda artarak devam ediyor. Erimelerden kaynaklanan deniz suyu yükselmeleri, kıyılardaki yerleşim bölgelerini ve tarım alanlarını tehdit ediyor.
ERİMELERDE ARTIŞ
Göteborg Üniversitesi Oşinografi Profesörü Anna Wåhlin, İsveç kıyılarını da etkileyen buzul erimelerinin tehlikeli boyutlara ulaştığını belirterek “Grönland’da her yıl 200 Gigaton (milyar ton), Antarktika’da 118 Gigaton buz eriyor. Toplamda eriyen buz miktarı 127 milyon olimpik yüzme havuzunu doldurmaya yetiyor. Buzullar, sanılandan 10 kat hızla eriyor. Bu, çok büyük ve ürkütücü bir sonuçtur” dedi.
Stockholm Üniversitesi’nden bir ekip de 4 yıl boyunca, Grönland ve Antarktika’daki buzulların erime hızlarını ölçtü. Buzul kütlesinin dış yüzeylerinin, alt kısımlardan içeriye giren ılık yüzey suyu nedeniyle daha hızlı eridiği saptandı. Erime, su kaynaklarını ve ekosistemi yakından etkiliyor. Erimelerden sonra ortaya çıkan kara parçaları üzerinde farklı ekosistemler gelişiyor. Yeni çiçek, böcek ve kuş türleri ortaya çıkıyor. Erime öncesinde var olan bazı bitki ve canlılar yok oluyor, ya da yeni koşullarda değişime uğruyor.
Malmö’de yaşayan emekli mineraloji profesörü Musa Güner’in yaptığı araştırmalara göre, buzulların erimesine bağlı olarak suların elli metre yükselmesi halinde, üzerinde bulunduğumuz Skåne bölgesi ve Stockholm başta olmak üzere; Blekinge’nin yüzde ellisi, Halland’ın yüzde yirmisi sular altında kalacak. Kuzey Kutbunda iklim değişikliği nedeniyle bazı bitki ve hayvan türlerinde değişmeler olmuş. Bodur çalıların boyları uzamış. Soğuğa dayanıklı geyik, tavşan ve fare türlerinin nesli azalmaya başlamış. Ozon tabakasının inceldiği kutup bölgesinde güneş ışınlarının fazla gelmesi nedeniyle, cilt kanserinde artış görülmüş, katarakt başta olmak üzere göz hastalıkları çoğalmış.
30 KÜTLE YOK OLDU
İsveç’in kuzey bölgelerinde, son 100 yılda, buzulların üçte biri eridi; en az 30 büyük buzul kütlesi yok oldu. Kuzey Kutbu’nun, dünyanın diğer bölgelerine oranla iki kat daha hızlı ısınması, bu yarımküredeki buzul erimelerini hızlandırıyor. Buzulların hacmi, kışın ne kadar kar yağdığı ile yazın ne kadar kar ve buzun eridiği arasındaki orantı hesaplanarak ölçülüyor. Hızlı buzul erimesi, iklimin de hızla değişmesine yol açıyor. 1980 yılından beri buzullardaki hareketliliği inceleyen araştırmacı Ninis Rosqvist, elde edilen sonuçları “üzücü” olarak değerlendiriyor.
150 yıl öncesine dek İsveç’in tamamına yakını kar ve buzlarla kaplıydı. Şimdilerde Öresund Köprüsü ile gidilen Malmö ile Kopenhag arasındaki deniz donuyor, ulaşım buzlar üzerinde atlarla veya yürünerek sağlanıyordu. 40-50 yıl öncesine dek, iki ülke arasında işleyen gemiler, önlerinde buzları kırarak deniz yolunu açan buz kırma römorkları taşımak zorundaydılar.
Şimdilerde 10.5 milyon nüfusa sahip İsveç’in 1860’lı yıllardaki insan sayısı 3.5- 4 milyon kadardı. Ülke buzlarla kaplıydı. Nüfusun yüzde yetmişi, yeterli gıda üretimi yapılamadığı için açlık sınırında yaşıyordu. Stockholm’de, mayıs ayındaki ortalama sıcaklık 3 derece civarındaydı. Norrbotten’in kıyı bölgelerinde sıcaklık sıfırın altına düşüyordu.
BİNLER AÇLIKTAN ÖLDÜ
Uppsala Üniversitesi tarih profesörü Åke Sandström’ün yaptığı araştırmalara göre, 1868-69’lar, İsveç tarihinin en zor yıllarıydı. Kışlar çok soğuk geçiyor, tarım yeterince yapılamıyor, halk karnını doyuracak ekmek bulamıyordu. O yıllarda, Norrland bölgesinde 10 bin dolayında İsveçli açlıktan öldü. Diğer kuzey ülkelerinin durumu da farklı değildi. Aynı yıllarda, şimdilerde çiçeği burnunda NATO üyesi Finlandiya’da 150 bin Finli açlıktan öldü. Bu sayı, o zamanki Finlandiya nüfusunun yüzde 8.6’sı demekti. Tarihçi Åke Sandström’e göre, o yıllarda, İsveç’teki kıtlık ve açlığa bağlı ölümler İngiltere’yi harekete geçirdi. Yardım kampanyaları başlatıldı. Tahıl dolu teknelerin Londra’dan İsveç’e ulaşımının gecikmesi nedeniyle binlerce kişi açlıktan öldü. Soğuk ve açlık içinde geçen 1867-69’lu yıllardan sonra İsveç’ten ABD’ye büyük bir göç dalgası başladı. Üç yıl içinde 60 bin İsveçli ülkesini terk edip Amerika’ya yerleşti. 1868’den 1920’lere kadar yaklaşık 1.5 milyon İsveçli Amerika’ya göç etti. 150 yıl öncesinin buzullar ve açlık ülkesi İsveç, hızla toparlanarak bugün 10.5 milyon nüfusuyla ekonomisi güçlü, dünyanın itibarlı ülkelerinden biri haline geldi.
Masallardaki gibi, “Gökten üç elma düştü; biri anlatanın, biri okuyanların, biri de ülkemizin başına…” diyelim mi?
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.