Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu (BGST), Franz Kafka’nın ünlü eseri ‘Dava’dan uyarlanan “Artık Bir Davan Var” adlı oyunu 18-19 şubat tarihlerinde başkent Kopenhag’da sahneye koyuyor.
Haber.dk
KOPENHAG – “Artık Bir Davan Var” adlı oyun, başkent Kopenhag’da faaliyet gösteren Batıda Tiyatro Grubu‘nun (Teatergruppen Batıda) davetlisi olarak Kopenhag’a gelecek olan Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu (BGST) tarafından Danca alt yazılı olarak Türkçe sahnelecek.
Oyun, 18 Şubat Salı günü saat 10.00 ve 19.30’da ve 19 Şubat Çarşamba günü de yine aynı saatlerde (10.00 ve 19.30) Kopenhag’ın Nordvest semtindeki Rentemestervej 25A adresindeki Batıda tiyatro grubunun salonunda sahnelenecek.
Ücretsiz olan tiyatro gösterileri için tiyatroseverlerin yapacakları tek şey info@batida.dk e-posta adresine mail atarak rezervasyon yaptırmaları.
Cüneyt Yalaz ve İlker Yasin Keskin’in yazdığı ve yine Cüneyt Yalaz, İlker Yasin Keskin ve Sevilay Saral’ın yönettiği tiyatro gösterisinde, Banu Açıkdeniz, Duygu Dalyanoğlu, Cüneyt Yalaz ve İlker Yasin Keskin oynuyor.
Oyunun özeti:
Artık Bir Davan Var adaletin sarsıldığı, yasaların keyfi kararlara imkân tanıdığı bilinmeyen bir ülkede, bilinmeyen bir zamanda geçiyor.
Hikâyedeki kahramanın adı da bilinmiyor. Oyunda ismi hiç geçmiyor. Fakat biz yine de ondan bahsederken Dava adlı romanın meşhur karakterinin adını kullanıyoruz: Bay K… Dava’nın yazarı Kafka’ya bir selam vermek manasında…
Pr ajansında çalışan Bay K bir markayı parlatmanın yollarını araya dursun, savcılık makamındakiler onun hayatını karartacak bir hikâyeyi başlatıyor.
Tehlikeli ve sinir bozucu bu hukuk serüveninde ona kız kardeşi Melek eşlik ediyor. Adaletin zayıflamasıyla kirlenen bu dünyada, Melek, rengini koruyan vicdanlı bir karakter olarak çıkıyor karşımıza. Abisi, adalet sarayının sisli puslu koridorlarında umutsuzca yolunu bulmaya çalışırken, Melek ona farklı yollar sunuyor.
Peki, geleceği belirsiz, geçmişi karışık bu “uzak” ülkede Bay K gerçekten suçsuz mu? Belki de önemsemediği kusurlu bir hareket, düşüncesizce sarf edilmiş bir söz bir suç olarak bünyesine yerleşmiştir…
Dahası böylesi bir ülkede suç kavramı kime ve hangi yasalara göre tanımlanır? Suça ceza değil, cezalarına suç arayan bir yasalar evreninden tutarlı bir netice beklemek ne kadar akıl kârıdır?
Bu pespaye hukuk evrenindeki yolculuk, ironik, grotesk ve satirik öğelerle bezenmiş bir oyun olarak çıkıyor karşımıza. Şarkıların, kâbusların, mizahi ve alaycı sahnelerin sürüklediği oyun, hukuk dünyasının tozlu koridorlarına ve içinde yaşadığımız dünyaya dair eleştirel bir tartışma niteliği taşıyor.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.