Danimarkalıların yüzyıllarca baş düşmanı olmuş İsveç’in Vasa Kraliyet Silsilesi hakkında yazılmış olan kitap, Danimarka – İsveç ilişkilerini anlamak açısından okumaya değer bir yapıt.

Tüm dünyada Türkiye ve Yunanistan dendiği zaman bu iki komşu ülke arasındaki düşmanlıktan sözedilir. Tarihi ilişkilerden ileri gelen bu durum sadece bu iki ülkeye özgü değildir. Bu bağlamda bugünkü tanıtım yazımızda Danimarka ile İsveç arasındaki tarihte hiç de dostça olmayan ilişkilerden söz eden bir kitabı sunuyoruz.

Tarihçi uzmanlara göre bu kitap, Danimarkalıların yüzyıllarca baş düşmanı olmuş İsveç’in Vasa Kraliyet Silsilesi hakkında yazılmış muhteşem bir kitap.

Vasa ailesi, 1500’lü yıllara kadar bir dizi asalet ünvanları olan üst sınıf asil bir aile idi. Buna rağmen, aslında o zamanlar fakir ve derin ayrılıkların olduğu İsveç’te 1520’lere kadar Krallığa namzet olacak kadar fazla bilinen, tanınan ya da önde gelen bir aile değildi. Ancak, 7 Kasım 1520 ve bunu izleyen bir kaç gün İsveç tarihinin en önemli dönüm noktası oldu. Bu tarihte, İsveç’in bugünkü başkenti Stockholm ayrıntılarını kitapta okuyabileceğiniz çok kanlı bir katliama sahne oldu. Danimarka Kralı Christian II, kurnazca bir oyunla o tarihlerde İsveç’te söz sahibi 90 kadar kişiliğin boynunu vurdurarak ya da idam ettirerek katletti. Bu katliamdan kurtulan tek kişi, Kral Christian II’ye güvenmediği için bu oyuna gelmeyen GUSTAV VASA idi. Bu olayın ardından iki yıl kadar sonra Gustav Vasa İsveç kralı ilan edildi ve Gustav Vasa’nın babadan oğula geçen krallık silsilesi İsveç’i 1668’e kadar yönetti.

Uzun süren yaşamı süresinde Gustav Vasa Danimarkalıları İsveç’ten attı. İskandinavya’da gücünü pekiştirdi. İsveç’in gücünü Avrupa’ya kabul ettirerek, bir zamanların fakir köylü toplumu olan İsveç’in itibarını arttırdı. İsveç ekonomik alanda da zenginleşmeye başladı. İsveç’teki bu gelişmenin tersine Danimarka yavaş yavaş gerilemekte, eski gücünü kaybetmekte ve toprak kaybına uğramaktaydı. Uzun bir dönem İskandinavya’ya hükmeden Danimarka’nın yerini artık İsveç almaya başlamıştı.

Gustav Vasa’dan sonraki dönemlerde de Danimarka ve İsveç arasında bir çok savaşlar, barış antlaşmaları yaşandı. Bu durum 1800’lü yılların ortalarına kadar devam etti. Danimarka tarihten silinmenin eşiğinden büyük şanslar ve raslantılarla kıl payı kurtulmuş, buna karşılık İsveç güçlenmişti.

Adeta bir polisiye romanı gibi, şiddet, cinayetler, savaşlar, aşklar ve ensestlerle (Aile üyeleri ya da yakın akrabalar arasında yaşanan cinsel yani kanbağı olanlar arasında cinsel ilişkiler) dolu bu tarih kitabı Danimarka – İsveç ilişkilerini anlamak açısından okumaya değer bir yapıt.