Danimarka ve kolonileri
Gads Forlag Yayınevi uzun yıllardır ilk kez Danimarka ve sömürgeleri tarihini konu alan dev bir yapıt hazırladı. Bu yapıta konu olan Danimarka’nın sömürgeleri; Ghana’nın bulunduğu yerdeki diğer adıyla Batı Afrika Altın Sahilleri, Hindistan’daki Tranquebar, Serampore og Nicobar, Gönland ve ABD Virgin Adaları (Danimarka’nın sömürgesi olduğu yıllardaki adı ”Vestindien Adaları” ki biz bu günkü tanıtım yazımızda bu adı kullanacağız).
5 ciltten oluşan ve pek çok Danimarkalı’nın, Danimarka tarihinin kara lekesi bir dönemi olarak gördüğü bu sömürgecilik dönemini anlatan bu yapıt, Augustinius Vakfı ile A. P. Møller Vakfı’nın büyük ekonomik destekleriyle gerçekleştirildi.
250 yıla yakın bir sürelik sömürgecilik döneminde söz konusu üç adada uygulanan sömürgeciliğe ilişkin tüm sorulara yüzeysellikten uzak irdelemelerle ayrıntılı yanıtlar aranıyor.
Kolonializim ya da sömürgecilik,1400’lü yılların sonlarından sonra Christoffer Colombus’un (Kristof Kolomb) Amerika’yı keşfi ile Vosco de Gama’nın Afrika’nın güneyini dolaşarak Asya’ ulaşılmasıyla başlayan ve İkinci Dünya Savaşı’nın bitimiyle sona eren bir süreçtir. Danimarka da bu süreçte önde gelen bir sömürgeci ülke olarak kendini göstermiştir.
Danimarka’da bu kara dönem untuldu mu? Buna “evet” demek pek mümkün değil. Çünkü son yıllarda sömürgecilik dönemi ayıbı sık sık kamuoyunda ve basında tartışılıyor. Kimi tartışmacılar “Vestindien halkından remen özür dilenmeli” görüşünü de savunuyor. Başbakan Lars Løkke Rasmussen 31 Mart 2017 günü’ Vestindien Adalarında düzenlenen adaların Amerika Birleşik Devletleri’ne devir tesliminin 100. anma gününde yaptığı konuşmasında özür dilemedi. Buna karşılık, sömürgecilik dönemini Danimarka tarihinin ”çok acı” ve ” bir kara leke dönemi” olarak tanımladı.
Belirttiğimiz gibi, Danimarka 1600’lü yıllardan 1900’lü yıllara kadar Hindistan’da, Batı Afrika’da, Kuzey Atlantik’te ve Karayip Denizindeki Vestindisk Adaları’nda (O zamanki adıyla Batı Hint Adaları, bugünkü adı ABD Virjin Adaları) sömürgeleri olan bir koloni gücüydü.
Danmark og kolonierne (Danimarka ve Kolonileri) adlı 5 ciltlik bu dev yapıt Danimarka’nın bu kolonileri ele geçirmesinden elden çıkarmasına kadar geçen zaman içinde bu kolonilerdeki süreçleri, kolonilerin Danimarka üzerindeki etkilerini teker teker irdeliyor.
Bu yapıtın diğer, ama çok önemli bir özelliği: Kuzey ve başta Brezilya olmak üzere Güney Amerika kıtasındaki, Karayip Adaları’ındaki bugünkü nüfus yapısının nasıl oluştuğunun anlaşılması açısından da çok aydınlatıcı. ”Amerika kıtasında ve Karayip Adaları’nda neden bu kadar çok sayıda siyahi nüfus var?” sorusunun yanıtı bu yapıtlarda yatıyor.
1492’de Chrıstoffer Columbus’un (Kristof Kolomb) Amerika’ya ayak basmasından sonra ekonomik zenginlikler için (başta şeker olmak üzere o çağlarda çok değerli olan renkli ağaçlar, indigo mavisi bitki, tütün, rom, kahve) gerekli ürünlerin üretilmesi Afrika’dan zorla getirilen köleleştirilmiş siyahi insanlar kırbaç altında çalıştırılarak sağlanmıştı. Karayip Adaları’na gelen her 5 kişiden biri Avrupa’dan gönüllü gelen beyazlardı. 4’ü ise Afrika’dan zorla getirilen ve köleleştirilen siyahlardı. Aradaki fark: Avrupa’dan gelenler cepleri parayla dolunca Avrupa’ya geri dönebiliyorlardı. Siyahların ise böyle bir şansı yoktu.
Bu 5 kitaptan biri bugün özerk yönetimi olan Grönland adasının Danimarka ile olan siyasal, kültürel ve sosyal bağlarını irdeliyor. Grönland konusu bugün hem Danimarka’da hem Grönland’da bağımsızlık gibi siyasi nedenlerle çok tartışılan bir konu. Bu konunun önemi, Kuzey Kutbu’nun iklimdeki deeğişikliklerle buzulların çözülmesiyle hem ulaşım hem de deniz altı zenginlikleri nedenleriyle daha da arttmış bulunuyor.
Bu serideki “Indien – Tranquebar, Serampore og Nicobarerne ” kitabında, o zamanki Danimarka-Norveç devletinin Hindistandaki varlığı ve sömürge dönemi, Avrupalı sömürgeci güçlerle Hindistan’daki egemen güçler arasındaki işbirlikleri ya da çıkar çatışmaları ele alınıyor.
”Vestafrika – Forterne på Guldkysten ” adlı kitapta da Danimarka’nın Vestindiske Adaları’na taşıdığı kölelerin Batı Afrika’nın Altın Sahilleri’ndeki varlığı, bu bölgedeki yerli kabilelerin birbirleriyle mücadelesi ve Danimarka’nın bu durumdan nasıl yararlandığı anlatılıyor.
Danimarka kamuoyunu en çok meşgul eden, 100 yıl önce ABD’ye satılmış olan Vestindiske Adaları ile ilgili kitap ise ”Vestindien – St. Croix, St. Thomas og St. Jan ”adlı kitap.
Bu 5 ciltlik yapıtın her bir kitabı birbirlerini tamamlayıcı, ancak birbirlerinden bağımsız olarak da okunabilecek nitelikte.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.