“Bir çivi bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir yiğidi, bir yiğit bir orduyu, bir ordu bir vatanı kurtarır“ sözünü farklı olgu ve teorilerle anlamlandırmak da mümkün.
Edward N. Lorenz’in çalışmalarından biri olan Kaos Teorisi kapsamında “Kelebek Etkisi” ve hukuk yapımında kullanılan sebeb sonuç ilişkisi ile örneklendirilebilir.
Tam da büyük bir pandemiyi atlattığımıza sevinmişken, Türkiye’yi bekleyen başka bir felaketin enkazında bıraktık sevincimizi.
Öncelikle Türkiye’mizin başı sağolsun.
Dünya çapında kapılar açıldı, ticaret tekrar canlandı, dünya kupası ve sosyal hayat moralleri pekiştirdi.
Danimarka ligi geçtiğimiz hafta başladı ve bugün FC Kopenhag- Viborg maçı ile devam edecek.
Maç öncesi Danimarka’nın mühendislik danışma şirketi Rambøll, yaptığı bir araştırma sonucunda Kopenhag’da bulunan ve futbol klubü FCK’ya kiralanan Parken stadyumunun, “sektion 12” kale arkası bölümünün yıkılma tehlikesi bulunduğunu belirtiyor.
Stadın bu bölümünde FCK taraftarının tuttukları sıçrama temposu stad yapılırken bu ihtimalin hesaplanmadığını dolayısıyla taraftarlar bu davranışı yapamayacaklardır.
Deprem sonrası canavar benzetmesiyle eşleştirilen kapital sistemin ne kadar yıkıcı olduğunu bir kez daha gördük. Kazancı amaçlayan acımasız planlarının bedeli depremin fay hatları gibi yıkıcı.
İnsanlığın ilk çağlarında doğaya duyduğumuz saygının, günümüzde kaybolduğunu görüyoruz.
Büyüdüğümüzü , güçlendiğimizi sanıyoruz. Unutuyoruz gezegende delikler arasında koşuşturan birer karınca olduğumuzu. Ne kadar da hızlıyız!
Albert Einstein’ın Görelilik Kuramını doğruluyor davranışlarımız.
Bunlar evrenin kaderi, bu düzenin uşakları dünyanın ve doğanın kaderi, bunlar Cumhuriyetimizin kaderi!
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.