Haber.dk gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Cengiz Kahraman’ın ilk belgesel filmi olan “Uzun İnce Bir Yol” ilk kez izleyiciyle buluştu. Başkent Kopenhag’ın kuzeyindeki Farum kenti sineması Grafen’de sadece seçkin davetlilerin katıldığı özel bir gösterimle tanıtılan film izleyicilerden tam not aldı.
Meral ALTINDAL
meral@haber.dk
KOPENHAG – Danimarka’da online yayın yapan Haber.dk gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Cengiz Kahraman’ın ilk belgesel filmi olan “Uzun İnce Bir Yol” başkent Kopenhag’ın kuzeyindeki Farum kenti sineması Grafen’de ilk kez izleyiciyle buluştu.
Sadece seçkin davetlilerin katıldığı özel bir gösterimle izleyicilerin karşısına çıkan film izleyicilerden tam not aldı. Film hakkında konuşan Cengiz Kahraman, “Belgeselde, başta Aşık Veysel olmak üzere ülkemizdeki ‘Aşık’ geleneğinin temsilcilerini Türkiye’den binlerce kilometre uzakta, Kopenhag’da yaşatılması için 40 yılı aşkın bir süre çaba sarfeden Şarkışlalı bir ozanımızın yaşamına, yani Yüksel Işık’ın Şarkışla’dan Kopenhag’a uzanan ‘uzun ince bir yol’una tanıklık ediyoruz” dedi.
Yakın bir zamanda başta Kopenhag olmak üzere, Danimarka’nın bir çok kentinde gösterime girecek olan bu belgesel film hakkında Cengiz Kahraman, “Bu film, iki toplum arasında müzik aracılığıyla kurulan bir kültürel köprüyü ve Anadolu’dan Kopenhag’a uzanan müzikal bir yolculuğu anlatıyor” diye ekledi.
Paylaşırsan varsın, hayatın anlamı gerçekte budur
Filmden önce bir konuşma yapan Yüksel Işık da, “Geldiğimiz coğrafyanın insanı yüzyıllardır göç ediyor. Kök saldıkları anayurtlarını bir lokma ekmek için terketmek zorunda kalıyor. Bunun sonucu olarak yürekleri ezik, sevdiklerinden uzak, yaşamlarını doğup büyüdüğü yerlerde değil, yeni ülkelerinde arıyorlar. Hasretini yıllarca yüreğimde hissettiğim memleketime olan özlemimi, büyük bir aşkla bağlı olduğum sazımla yine onu yaratan ozanlarımızın eserlerini seslendirerek taze tutmaya çalıştım. Filmi seyrettiğinizde mutlaka kendinizden çok şeyler göreceksiniz. Paylaşırsan varsın, hayatın anlamı gerçekte budur” dedi.
Halk ozanı Aşık Veysel’in dünya görüşü ve yaşam felsefesi, Yüksel’in sadece Türkiye’de geçirdiği çocukluk yıllarının değil, bir işçi ailesinin oğlu olarak 1976 yılından beri Danimarka’da süren yaşamının biçimlenmesinde de önemli rol oynuyor.
Film hakkında
Aşık Veysel ve aşık geleneğinden gelen diğer halk ozanlarının yaşam felsefesi, dünya görüşü ve insana bakışı Yüksel’in Danimarka’daki yaşamını oldukça etkiler ve ülkeye uyum sağlamasında önemli bir katkı sağlar.
Filmde, Danimarka’nın küçük bir kasabasına yerleşen Yüksel’in, bu kasabadaki bir tavuk fabrikasında çalışmasını, yaşadığı hayal kırıklıklarını ve ardından fabrikanın kapanmasıyla işsiz kalan Yüksel’in, 1980 yılında Kopenhag’a taşınmasıyla önüne çıkan fırsatları değerlendirip, değerlendiremediğini görüyoruz.
Kopenhag’a taşındıktan sonra Türk, Ortadoğu ve Balkan müziğine ilgi duyan ünlü Danimarkalı sanatçılar ile tanışma fırsatı bulan Yüksel’in Kopenhag’da müzik, sinema, tiyatro ve edebiyat gibi sanatın farklı dallarında senarist, oyuncu, müzisyen olarak kendisini gösterme fırsatı bulduğuna da tanık oluyoruz.
Filmde ayrıca, Danimarka sanat dünyasının Henrik Nordbrandt, John Ravn, Flemming Quist Möller, Christian Sievert, Niels Hav, Hüseyin Duygu ve Mahmut Erdem gibi değerli isimlerinin ağzından da Aşıklık geleneğini, Aşık Veysel’i, halk müziğimizi ve Yüksel`i dinliyoruz.
Yaklaşık 80 dakikalık bu belgesel, Yüksel Işık’ın ‘aşık’ geleneğini Danimarka’da nasıl tanıtıp yaşattığını ve insana sevgiyi temel alan bu müziğin, Yüksel ve diğer göçmenler için nasıl bir rehber ve şifa olduğunu gösteriyor.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.