Uzaya çıkan ilk Türk astronot Alper Gezeravcı ve AX-3 mürettebatını taşıyan Dragon kapsülü atmosfere girdikten kısa süre sonra paraşütlerle okyanusta belirlenen noktaya indi. Kapsülün inişinin ardından başarıyla kapsülden çıkarıldı.
Dönüş tarihleri, inişin yapılması planlanan Florida açıklarındaki hava koşulları nedeniyle daha önce birkaç kez Alper Gezeravcı ve ekibi bugün (9 Şubat 2024) TSİ 16.30 sıralarında okyanusa indi.
Uzayda 18 gün kalan Alper Gezeravcı ve ekibi, Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan (ISS) ayrıldıktan iki gün sonra dünya atmosferine girdi. Kapsül atmosfere girdikten sonra açılan paraşütleriyle kısa sürede iniş noktasına vardı.
İnişin ardından botlarla müdahale noktasına yaklaşan kurtarma ekipleri, kapsül etrafındaki çalışmalarının ardından aracı kurtarma gemisine yerleştirdi. Gemide yaklaşık yarım saat süren çalışmanın ardından Ax-3 ekibi uzay aracından başarıyla çıkarıldı.
Gezeravcı ve Ax-3 (Axiom Mission 3) ekibi sağlık kontrolünün ardından Houston’a gidecek ve orada daha kapsamlı bir sağlık prosedürünün ardından bir süre de karantinada kalacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Birçok Gezeravcıları uzaya göndereceğiz”
Antalya’da konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gezeravcı’nın dönüşüne ilişkin yaptığı açıklamada, “Güzel gitti, güzel geldi. Şimdi Türkiye’ye de inişini bekleriz. İnşallah daha birçok Gezeravcı’ları uzaya Türkiye olarak göndereceğiz” ifadelerini kullandı.
Yolculuk 19 Ocak’ta başladı
Gezeravcı ve beraberindeki üç astronot, SpaceX’in Dragon uzay aracıyla yörüngeye taşıyan Falcon-9 roketiyle birlikte Florida’daki Kennedy Uzay Merkezi’nden 19 Ocak’ta saat 00.49’da başarılı bir şekilde fırlatıldı. Dragon uzay aracı, yaklaşık 36 saat süren uzay yolculuğunun ardından 20 Ocak’ta TSİ 13.40’ta Uluslararası Uzay İstasyonu’na kenetlendi.
Gezeravcı ve diğer üç astronotun bulunduğu Ax-3 misyonunu uzaya taşıyan roketlerin sahibi olduğu SpaceX şirketi ise dünyanın en zengin insanlarından Elon Musk’a ait. Astronotlarının SpaceX aracıyla uzaya çıkabilmesi için Türkiye Uzay Ajansı ve Avrupa Uzay Ajansı, SpaceX’e 55 milyon dolar ödedi. Bu fiyat nedeniyle Gezeravcı’yla “uzay turisti” yakıştırmaları da yapıldı. Öte yandan bu fiyat SpaceX’in uzaya gönderdiği astronotlar için aldığı standart ücrete tekabül ediyor.
Uzayda hangi deneyler yapıldı?
Gezeravcı, ISS’de kaldığı 14 gün boyunca Türk bilim insanlarının araştırmaları için 13 farklı deneyi gerçekleştirdi.
“MİYELOİD” deneyiyle galaktik kozmik radyasyonun, yer çekimi değişikliklerinin ve uzayda kalış süresi boyunca maruz kalınan diğer zorlu faktörlerin, astronotların bağışıklık sistemi ve kan yapımı sürecini nasıl etkilediği araştırıldı. “MİYOKA” deneyiyle ise Uzay ve savunma sanayisine kurşunsuz lehimleme alanında bilgiler edinildi.
Uzay, havacılık ve savunma sanayisi için yeni nesil malzeme geliştirme kabiliyeti kazanmasında önemli katkı sunması beklenen “UYNA” deneyi, Yer çekimsiz ortamdan etkilenen henüz işlevi keşfedilememiş genler ve bunların bağışıklık sistemiyle ilişkisini araştıran “MESSAGE” deneyi, uzay araçlarının itki sistemlerinin daha verimli hale getirilmesini amaçlayan “gMETAL” deneyi, Tuz Gölü’nde yetişen endemik Schrenkiella Parvula isimli halofit bitkinin uzay ortamına karşı verdiği fizyolojik ve moleküler tepkileri araştıran “EXTREMOPHYTE” deneyi gerçekleştirdi.
Bunların yan sıra “PRANET“, “CRISPR-GEM“, “UzMAn“, “ALGALSPACE“, “VOKALKORD” ve “OKSİJEN SATURASYONU” deneleriyle uzay yaşam destek sistemlerinden yapay zeka desteğiyle verilen havanın düşük yer çekiminde etkilerine kadar geniş yelpazede bir araştırma programı yürütüldü.
ISS’DE GÜNLER NASIL GEÇTİ?
Depremzede çocuklarla canlı bağlantıda görüştü
Depremden etkilenen Hatay’ın İskenderun ilçesinde öğrenciler, Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan (ISS) Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı ile görüşmenin mutluluğunu yaşadı.
“Uzayda günlerin nasıl geçiyor?” sorusuna Gezeravcı, ISS’deki yaşamının dünyadayken en ince ayrıntısına kadar planlandığını, görev sorumluluklarını ve bir gününü nasıl geçirdiğini anlattı.
Gezeravcı, ISS’deki diğer astronotlara ilişkin de değerlendirmelerde bulunarak 11 kişilik bir grup olduklarına; ISS tarihinde ilk defa bu kadar fazla sayıda ülke ve milletten astronotun aynı anda istasyonda temsil edildiğine işaret etti.
“Zaman zaman uzak yıldızlar ve galaksileri de görebiliyorum”
Gezeravcı, öncelikli işinin bilim misyonunun görevlerini yerine getirmek olduğunu vurgulayarak “Burada bilim insanlarımızın ihtiyaç duyduğu deneylere dair fotoğraf ve videolar çekiyorum. Yoğun bir çalışma içerisindeyim ama fırsat buldukça uzay istasyonu ve çevresiyle ilgili bazı çekimler yapmaya çalışıyorum. İçinde Dünya’mızın fotoğraf ve videoları da var. Bazı çekimleri çoktan Dünya’ya gönderdim. Gerekli inceleme ve hazırlıklar tamamlandıktan sonra sizlerle paylaşılacak.” diye konuştu.
“ISS’in etrafında neler var?” sorusuna da Gezeravcı, şu cevabı verdi:
“Etrafımızda göz kamaştırıcı görsel bir şölen var. Altımızda okyanuslar dağlar, yüksek platolar, çöller, yemyeşil ormanlar ve daha birçoğu ressamın tablosundaki renklerin güzelliği ve ahengi içerisinde bizlere gülümsüyor. Etrafımızda süzüldüğünü bildiğimiz birçok uyduların olduğunu da biliyoruz ve zaman zaman da bunları görebiliyoruz. Bunların içerisinde bizim yerli ve milli uydularımız RASAT, GÖKTÜRK 2 ve İMECE de var. Ancak buradaki manzara sadece Dünya ile sınırlı değil. Şimdi buradan Ay ile Güneş’i daha belirgin şekilde görebiliyorum. Güneş, ışığıyla dünyayı aydınlatırken Ay yüzeyindeki detayları da müthiş şekilde gözlemlemeye imkan tanıyor. Mars ve bazı diğer gezegenler ise kendilerine has renk ve parlaklıklarıyla uzaktan bile seçilebiliyor. Zaman zaman uzak yıldızlar ve galaksileri de görebiliyorum.”
“Uzay teknolojilerini daha geniş çapta topluma yayabiliriz”
Gezeravcı, gezegeni ve kaynakları korumak için uzay teknolojilerinin çok önemli olduğunun altını çizerek şunları kaydetti:
“Örneğin buradan uzaktan algılama uydularımız sayesinde su kaynaklarımız ve ormanlarımızın durumunu hassas şekilde gözlemleyebiliyoruz. Daha planlı ve verimli tarım yapılabilir. Olası riskleri önceden tahmin edebilir ve buna göre önlemler alabiliriz. Temiz enerji üretimi ve sürdürülebilir şehirler için de en doğru şekilleri yine uydularımızdan elde ettiğimiz verileri kullanarak yapabiliriz. Günlük hayatımızda birçok yerde kullandığımız uzay teknolojilerini daha geniş çapta topluma yayabiliriz. Örneğin küresel konumlandırma sistemlerini daha kısa sürede ve daha az enerji tüketecek şekilde yolculuk etmek için kullanabilir ve bu sayede hem tasarruf eder hem de atmosferimizi sera gazlarından mümkün olduğunca koruruz. RASAT, GÖKTÜRK 2, İMECE ve TÜRKSAT 6A uydularını ve Ay Araştırma Programı’nı tasarlayan mühendislerin geliştirdiği uzay teknolojileri, dünyadaki yaşama birçok fayda sağlıyor. İleride içinizden bazılarınız bu mühendis ve bilim insanlarının arasına katılacak ve bu alanda ülkemize önemli katkılarda bulunacaksınız.”
ISS’de özellikle hava ve suyu geri dönüşüm sayesinde tekrar tekrar kullandıklarını belirten Gezeravcı, “Burada en temel ihtiyaçlarımızın bile bize hazır sunulmadığı bir ortamda yaşarken doğal olarak bunları bize sunan Dünya’mızın kıymetini daha da iyi anlıyoruz. Dünya’daki hassas dengeyi korumanın ve onu sürdürebilmenin önemini net şekilde görüyoruz.” ifadelerini kullandı.
AA
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.