Düşünürsek, gözümüzden yaş akıtmak ilginç bir olaydır. Neden ağlarız? Gözyaşı dökme konusunda kadınlarla erkekler neden farklıdır?
Ağlamanın ardındaki nedenleri bilimsel olarak nasıl açıklarız? Ağlamanın yararları nelerdir? Hangi evrimsel nedenler onu ortaya çıkarmıştır?
Yapılan bütün araştırmalar kadınların erkeklerden daha fazla ağladığını gösteriyor. Psikolog William Frey’in 1982’de yaptığı bir araştırma, kadınların ayda ortalama 5,3 kez, erkeklerin ise 1,3 kez ağladığını ortaya koymuştu. Kadınların her ağlaması ortalama 5-6 dakika sürerken erkeklerinki 2-3 dakikayla sınırlıydı.
Hollanda’daki Tilberg Üniversitesi’nden psikolog Ad Vingerhoets gözyaşını araştıran az sayıdaki bilim insanından biri. Onun araştırmaları da ağlama konusunda kadınlarla erkekler arasında fark olduğunu ve bunun çocukluğa kadar dayandığını gösteriyor.
Bebeklikteki ağlamada herhangi bir cinsiyet farkı yoktur. Bütün bebekler aynı şekilde ağlar. Evrim psikologları bebeklerin ebeveynlerinin dikkatini çekmek amacıyla ağladığını söylüyor.
Peki çocukluktan yetişkinliğe geçişte ne oluyor da cinsiyetler arasındaki ağlama farkı doğar? Bunda kültürün önemli bir rol oynadığı belirtiliyor. Farklı ülkelerde yapılan araştırmalar, ağlamanın toplumsal olarak kabul gördüğü ülkelerde insanların daha fazla ağladığını gösteriyor.
Vingerhoets ayrıca daha zengin ülkelerde de ağlama oranlarının arttığını, bunun da refahın insanların duygularını daha iyi dışa vurmasını sağladığının bir göstergesi olduğunu belirtiyor.
Fakat Vingerhoets’a göre, erkeklerin ağlamasını sınırlayan sadece toplumsal şekillenme değil, testosteronun da etkisi var. Prostat kanseri tedavisi amacıyla testosteron seviyesini düşüren ilaçları kullanan erkeklerin daha fazla ağladığını söylüyor. Ancak bu insanların hastalık nedeniyle daha hassas olduğunu iddia edenler de var.
İnsan, duygusal nedenlerle ağlayan tek canlıdır – fillerin de yas tutarken ağladığına dair iddialar kanıtlanabilmiş değil. Neden ağladığımız konusunda fazla araştırma da yok.
Yani ister fiziksel acı duyduğumuzda, ister duygusal travmalarda, isterse mutluluktan olsun neden ağladığımızı bilmiyoruz aslında. İnsan sosyal bir varlık olduğundan belki de iç duygu durumunu dışa vurmanın bir yoludur bu.
Belki de insanın boşalıp rahatlamasını sağlıyor ağalamak. Vingerhoet geçen yıl yaptığı son araştırmasında gönüllü deneklere duygusal iki filmden birini izlettikten sonra duygu durumlarını sordu.
Filmlerden biri Hayat Güzeldir (Life is Beautiful), diğeri ise Hachi: A Dog’s Tale (Hachi: Bir Köpeğin Hikayesi) idi. Filmden hemen sonra, 20 dakika sonra ve iki saat sonra birer form doldurmaları istendi.
Film seyrederken ağlamayanlar herhangi bir değişiklik bildirmezken, ağlayanların ruh halinde önemli iyileşmeler kaydedildiği belirtiliyordu. Yani insanlar ağlayıp rahatlamıştı.
Kaynak: BBC Türkçe
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.