İskandinav ülkelerinin ataları olan Vikingler; mavi gözlü, iriyarı, yaşamlarını korsanlıkla sürdüren savaşçı bir kavimdi. Yaklaşık bin yüz yıl önce Finlandiya ve Rusya üzerinden geldikleri İstanbul’a Miklagård (Büyük Çiftlik) adını verdiler. Çok güçlü savaş gemilerine sahiptiler. İngiltere, Rusya, Fransa, İtalya başta olmak üzere Adriyatik’ten Hint Okyanusu’na dek kıyı ülkelere seferler düzenlediler; toprak elde etmek yerine yağma ve talan peşinde koştular…
Ali Haydar Nergis
İsveç (Malmö) – Vikingler, korsan gemilerinin güvertelerine kuru kafa iskeletleri asıyor, hayvan boynuzlarını içki kadehi ve haberleşme aracı olarak kullanıyorlardı. Pagan inancına sahiptiler. Tanrıları, İskandinav mitolojisinin de en büyük tanrılarından biri olan Oden’di (Odin). Dinsel törenlerinde tanrıları için insanları zehirli yılanlarla dolu kuyulara atarak kurban ediyorlardı.
ESİN KAYNAĞI OLDULAR
Danimarka’da Türkçe yayımlanan HABER.DK gazetesi yazarı Cengiz Kahraman’ın verdiği bilgiye göre tarihçiler, bugüne dek Vikinglerin penceresiz evlerde, karanlık odalarda yaşadıklarını sanıyorlardı. Yapılan son kazı ve araştırmalara göre Vikingler, sanılanın aksine pencereleri camla kaplı evlerde yaşıyor, pencereleri düşmanlarına karşı gözetleme kuleleri gibi kullanıyorlardı.
800 ve 1100 yılları arasında yaşamış olan Vikingler, gemi yapımında ve denizcilikte bugünkü İsveç, Danimarka, Norveç ve Finlandiya’ya esin kaynağı oldular. İsveç gemiciği de yüz yıllardan süzülüp gelen Viking gemicilik tekniğinden izler taşıyor. İsveç, sonraki yüz yıllarda Viking gemicilik deneyimini yeni teknolojilerle birleştirerek denizaltı ve savaş gemileriyle dünyanın en güçlü donanmalarından birine sahip oldu.
‘GÖRÜCÜ’YE ÇIKTI
Bu yılın 4-17 Haziran tarihleri arasında, İsveç’in başkenti Stockholm’de, NATO üyesi ülkelerin önünde “görücü”ye çıktı. 16 ülkeden 45 savaş gemisi ve 76 savaş uçağının katıldığı Baltops (Baltık Operasyonu) adlı bir deniz tatbikatına Türkiye üç F-16 savaş uçağı ve 50 personelle katıldı. Tatbikatın amacı, yakın komşularından gelecek olası bir “işgal”di. İsveç donanmasının olası bir işgal karşısında NATO ile eşgüdüm halinde savaşa katılması amaçlanıyordu. Dolaylı olarak işaret edilen ‘’işgalci ülke’’ Rusya’nın İsveç ile sınırı yoktu. Olası bir saldırı ancak Finlandiya veya Norveç üzerinden yapılabilirdi. Norveç zaten kuruluşundan beri NATO üyesiydi. Finlandiya da 4 Nisan 2023’te NATO’ya üye oldu. İsveç’te NATO karşıtı parti ve derneklere göre, tatbikatın esas amacı, İsveç’i NATO saflarında savaşa hazır hale getirmek ve İsveç halkını devasa savunma harcamalarına ikna etmekti. Türkiye ve Macaristan’ın onayından sonra NATO’ya girecek olan İsveç, kendi teknolojisiyle geliştirdiği denizaltılarını, savaş gemilerini, savaş uçaklarını NATO’nun hizmetine sunacak, Baltık Denizi’nde kıyısı bulunan sekiz ülkeyle birlikte Rusya’ya karşı geniş bir cephe oluşturacak.
‘SU BASMIŞ ÇAYIR’
İsveç, Danimarka, Almanya, Polonya, Finlandiya, Estonya, Letonya ve Litvanya’nın kıyıdaş olduğu Baltık Denizi kıyısında, Rusya’ya ait kara parçası Kaliningrad da yer alıyor. Rusya ile doğrudan sınırı bulunmayan 223 kilometrekare genişliğindeki Kaliningrad, Rusya’nın Baltık Denizi’ndeki savaş filosuna ev sahipliği yapıyor.
Sığ su yapısı nedeniyle savaş gemileri, Baltık Denizi’ndeki limanlarda güçlükle hareket ediyor. Kıyılardaki ortalama derinlik yer yer 60 metreye kadar iniyor. Bu özelliğinden dolayı, Baltık kıyıları, denizcilik literatüründe “su basmış çayır” olarak adlandırılıyor. Denizdeki tuzluluk oranının değişkenlik göstermesi de denizaltıların manevra gücünü azaltıyor. Tuzluluk oranındaki değişkenlik, suyun kaldırma gücünü ve sesin denizdeki yansımasını olumsuz etkiliyor. NATO gücüne yeni katılacak İsveç denizaltılarının bu deniz yapısını dikkate alan bir teknoloji ile donatıldığı varsayılıyor. İsveç denizaltıları, altı hafta süreyle sualtında kalabiliyor. Konvansiyonel denizaltılar sualtındayken akü ile çalıştırılıyor. ABD ve Rus denizaltılarının akülerini şarj edebilmeleri için iki günde bir su yüzüne çıkmaları gerekirken İsveç denizaltıları, akülerini şarj etmek için tanklarında yedek oksijen bulundurduklarından sualtında daha uzun süre kalabiliyorlar.
Almanya’nın Kiel Üniversitesi Güvenlik Politikaları Enstitisü’nden denizaltı araştırmacısı Sebastian Bruns, İsveç’in, yeni tasarım A26 denizaltılarının, gelecekteki sualtı savaşları dikkate alınarak tasarlandığını söylüyor. İsveç, 1970 yılından beri yüksek teknolojiye denizaltı silahları ve denizaltı kurtarma gemileri üzerinde yoğun olarak çalışıyor. Sebastian Bruns’a göre İsveç’in ağır sanayi kuruluşu KOKUMS, yaklaşık 50 yıldır dünyanın en gelişmiş A26 ve Blekinge sınıfı denizaltılar üretiyor…
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.