Bu kitap, Danimarka tarihini ve ağırlıklı olarak son 250 yılda geçirmiş olduğu evreleri anlamak isteyenler için mutlaka okunması gereken bir bir eser.
Bu tarih kitabı sıradan olmayan, herbiri kendi alanında uzman bir dizi tarihçinin, sosyal bilimcinin şaşırtıcı bir şekilde ve eleştirel yaklaşımlarıyla yapmış oldukları irdelemeler, anlatımlar sonucu ortaya konmuş ender bir yapıt. Danimarka tarihini ve ağırlıklı olarak son 250 yılda geçirmiş olduğu evreleri anlamak isteyenler için, liseler de dahil üst düzey eğitim yapanlar için mutlaka okunması gereken bir bir yapıt.
Bin yılı aşkın bir tarih içinde, halkçılığın, birlikteliğin, zıtlıkların, karşıt görüşlerin, çok karmaşık olguların etkisinde Danimarkalılar küçük, barışçı, demokratik ve oldukça uyumlu bir toplum, bir refah devleti yarattı. Halkın büyük çoğunluğunun onur duyduğu, sevdiği, pek az kimsenin bu düzenin değişmesini istediği bugünün Danimarka’sı her zaman görüş birliği ve uyum içinde bir tarih süreci içinde ortaya çıkmadı. Görüş ayrılıkları, ideolojik çatışmalar, parti kavgaları bugünkü Danimarka’nın oluşumunda hep söz konusu oldu. Politikacılar, tarihçiler, sanatçılar, kültür kişilikleri gbi toplumun her kesiminden grupların arasındaki bu uzlaşmazlıklar ve kavgalar hiç bir zaman gündemden düşmedi. Ama yine de tüm dünyada bu gün Danimarka dendiğinde akla hep uyum içinde, deemokrasinin, barışın, huzurun, refahın, bir çeşit zenginliğin egemen olduğu bir ülke akla gelir.
İşte bu tarih yazımına katkıda bulunan, Sissel Bjerrum, Rasmus Glenthøj, Uffe Østergaard gibi bir dizi tarihçi, bilimci kişilikler tüm bu karmaşıklıkların içinden nasıl geçildiğini, tarih yazımındaki, kültürel, sosyal, ekonomik gibi konulardaki zıt görüşlerin çarpışmalarını irdeliyorlar. Örneğin: Kitabın 7. bölümü, sermaye ile gerek sanayi gerekse tarım kesimlerinde ücretli çalışanlar arasındaki ideolojik çatışmaları sergilemek açısından önemli ve bilgilendirici.
Kitabın 1. bölümü, Danimarka’nın 1864 yılında tarihten silinmenin eşiğinden nasıl dönmüş olduğunu bugünkü sınırlarının nasıl çizildiğini, bu konudaki farklı görüşlerin çarpışmalarını, işlenen tarihî hataları ya da doğrulukları anlayabilmek açısından çok önemli.
Aynı şekilde 12. bölüm altında sunulan çok çeşitli konulardaki sağlam belgelere dayalı son 200-250 yıldaki, birinci ve ikinci dünya savaşları ile ikinci dünya savaşından sonraki soğuk savaş dönemleri de dahil, ideallerin, ideolojilerin çatışmalarının bilimsel tarih yazımı bugünkü Danimarka’nın oluşumunu anlatıyor.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.