Çocuklarım karşıladı beni Kopenhag Havaalanı’nda, uzun süredir görüşmeyince babalarını almaya geldiler, özlediklerini söylediler. Korona’ya aldırmadan doyasıya kucaklaştık.
Ertesi gün Kopenhag Şehir Meydanı’ında Danimarkalı şair Niels Hav’la buluştum. Kahvelerimizi yudumlarken Korana’nın insan yaşamı üstündeki etkileri konusunda düşündüklerimiz paylaştık birbirimizle. 28 yıldır aralıksız yapılan Danca-Türkçe şiir ve edebiyat etkinliklerinin geleceğini konuştuk. Bu etkinliklerin sürdürülmesinin gerekliliği konusunda hemfikir olduğumuz ortaya çıktı. Danimarka Yatılı Halk Okulları’nın yaratıcısı Grundtvig’in adına Kopenhag’da 1909 yılında inşa edilen binayı gezdik Niels Hav’la. Ardından Danimarka Kültür Enstitüsü’ne de bir merhaba dedik. Günü Danimarka Kültür Bakanlığı’ndan iki danışmanla sohbet ederek tamamladım.
Kısa zamanda çok sayıda arkadaşı ve yeri ziyaret etmem gerekti. Hans Scherfig’nin resim sergisini, kızımın yeni dairesini hemen gördüm. Zamanla beni tedavi eden doktorum Jörgen Ortman’ın 80., yaşlanmayan arkadaşım Ernst Andersen’in 90. doğum günü partilerini kaçırmadım. Çok sayıda Danimarkalı ve Türkiyeli arkadaşımı da iki hafta içinde ziyaret ettim. Mihrali’nin Ukranyalı eşinin yaptığı yemekler harikaydı!
Eskimeyen arkadaşlarımdan Osman’da müzikli bir yemek vardı. Aşık Veysel müziğini hiç yorulmadan Danimarka’da 40 yıldır sazıyla ve sözüyle yaşatmaya çalışan Yüksel Işık’tan Aşık Veysel’in öne çıkan türkülerini dinledik, Osman’ın lezzetli yemeğini yerken, Cengiz Kahraman da Zülfü Livaneli’den güzel parçalar çaldı.
Emekli şef psikolog ve yazar Ulla’nın villasında da arkadaşlarla şiir ve müzik gündemiyle buluştuk. Ulla’nın bahçesine girer girmez bira ve beyaz şarap bizi bekliyordu. Ayaküstü bahçe sohbetinden sonra, salona geçtik. Akşamı Niels Hav yönetti. Önce Korana’nın etkileri üzerine sohbet yapıldı, ardından şiirler ve müzik geldi. Danimarka’da yaşayan çevirmen ve şair Salim Abdali’den iyi şiirler dinledik. Lisbeth Van Deurs İngilizce kaleme aldığı öyküsünü okudu. Karsten Bjarnholt yeni şiir kitabından dünyaya eleştirisel ve alaycı gözle bakan şiirlerinden örnekler okudu. Cengiz Kahraman da vardı bu akşamda, sazıyla akşama katkıda bulundu. Sabahattin Ali’nin şiirlerinden türküler söyledi.
Niels Hav’ın akşamın son şiirini okudu. Bu şiirle Kopenhag notlarını sonlandırıyorum.
HAVAYI BOZMAYALIM
Niye itip kakıyorsunuz birbirinizi otobüste,
Korkunç değil mi zaten kış dediğin.
Nedir iyilikle kötülük hakkında bildiğimiz ne?
Bozmayalım lütfen havayı.
Büyük bir savaşım veriyor yaşamak için çoğu insan.
Görev biliyorlarsa her sabah uyanıp kalkmayı
Saygı gösterilsin onlara.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.