Protestanlığın 500. Yıldönümü dolayısıyla yayımlanan LUTHER adlı bu kitapta Katoliklikten Protestanlığa geçiş ve gelişmeler ayrıntılarıyla irdeleniyor. Bu nedenle de bu kitap, Danimarka’nın bugünkü toplum yapısını, düşünce ve inanç yapısını daha iyi anlamak açısından yol gösterici nitelikte.
Herşey 1500’lü yılların başında, Almanya,nın doğusunda Wittenberg kentindeki üniversitede başladı. Teoloji profesörü Martin Luther, Roman Katolik Kilisesi’nin aşırı sofuluğuna isyan ederek Hıristiyanlık’a yeni bir anlayış getirdi. Martin Luther’in başlattığı yeni hareket çok çabuk yayıldı ve Danimarka’da kısa bir süre içinde bu hareketin etkisinde kaldı. 1517 yılında Almanya’da başlayan bu hareket 20 yıl kadar sonra Ekim 1536’da Kral Christian 3. Katolikliğe son verdi ve Martin Luther’in Protestanlık hareketinin Danimarka’nın resmi dini olduğunu ilan etti. 1849 Anayasası’nda da Protestanlığın Danimarka’nın resmi dini olduğu maddesi yer aldı.
Protestanlık, diğer bir tanımlamasıyla “Reformasyon”, Danimarka kilisesini baştan aşağı reforme ederek yapısını değiştirdi. Dolayısıyla, reformlara paralel olarak toplumun yapısı da yeniden düzenlendi.
Kral Christian 3. Roma’daki Papalığın, Danimarka’da halkın ekonomik olarak soyulmasına, Papalığın Danimarka’nın iç ve dış politikalarına karışmasına isyan ederek Katolik Kilisesi ile ilişkileri kesmiş, yeni fikirlerine ve ilkelerine sempati duyduğu Luther’in reformcu Protestanlığını seçmişti.
Aslında Luther’in düşünceleri ve Protestan hareketi Danimarka’ya 1520’lerde Kral Christian 2. döneminde gelmişti. Bu kitabın 20 . 26. Sayfalarında Christian 2.’nin, asillerle, büyük çiftlik sahipleriyle ve Katolik Kilisesi ile güç mücadelesi, Protestanlığın Danimarka’ya getirilmesi konularındaki çabaları, hatta yurtdışına çıkmak zorunda kalması ve bu mücadelesini yurt dışından sürdürmesi anlatılıyor.
Protestanlığa geçildikten sonra gerçekleştirilen kilise reformlarıyla ibadetlerin, ayinlerin Latince yapılmasına son verilmiş ve Danca ibadet geleneği başlatılmıştı. Vaftizler, nikah kıyımları, cenaze törenleri vb. artık Danca yapılmaktaydı. Bir çeşit laiklik getirilerek din ve devlet işleri sınırlı da olsa birbirinden ayrılmıştı. O zamana kadar Devlet Şuras’ında yer alan din adamları artık Şura’dan çıkarılmıştı. Din adamlarının siyasete doğrudan doğruya katılımlarına son verilmişti. Kültürel özgürlük getirilmiş, eğitim ve sosyal kurumları Katolik Kilisesi’nin yönetiminden çıkarılmış ve bu hizmetler kamu hizmeti olarak sunulmaya başlanmıştı.
Protestanlığın 500. Yıldönümü dolayısıyla yayımlanan LUTHER adlı bu kitapta işte bu gelişmeler ayrıntılarıyla irdeleniyor. Bu nedenle de bu kitap, Danimarka’nın bugünkü toplum yapısını, düşünce ve inanç yapısını daha iyi anlamak açısından yol gösterici nitelikte.
Öte yandan, Gyldendal Yayınevince 31 Mart 2017 yayımlanacak, Prof. Frederik Stjernfelt’in kaleme aldığı “Syv Myter om Luther” adlı bir kitapta ise Martin Luther ve tezleri sert bir şekilde eleştiriliyor. Örneğin, Luther’in din, ifade ve düşünce özgürlüklerini savunduğu görüşlerinin, devlet ve kiliseyi birbirinden ayırdığı iddialarının, demokrasinin gelişmesine katkısı olduğunun ve olumlu olarak gösterilendaha bir dizi görüşlerinin doğru olmadığı bu yayımlanacak kitapta irdeleniyor. Zamanı geldiğinde bu kitabın da bir tanıtımını ayrıntılarıyla siz okuyucularımıza sunacağız.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.