Danimarkalı ve Amerikalı araştırmacılar, çivit mavisi kot giysilerin üretiminin hem insan sağlığına hem de çevreye zarar verdiğini ve insan sağlığına, çevreye zarar vermeyen alternatif bir üretim biçimi geliştirdiklerini açıkladılar.
Danimarka günlük gazetelerinden Politiken’de yayınlana habere göre, İndigo jean (Çivit mavisi) kotlar üzerinde yapılan araştırma, Danimarka Teknik Üniversitesi öncülüğünde, ABD’nin California eyaletinden Berkeley Universitesi ve yine aynı eyaletten Joint BioEnergy Enstitüsü araştırmacılarının işbirliği ile gerçekleşti.
Danimarka Teknik Üniversitesi’nden Enzim araştırmacısı ve araştırma grubunun başkanı, Danimarkalı bilim insanı Ditte Hededam Welner, “Bugün dünya nüfusunun yarısı mavi kot pantolon giyiyor. Moda indüstrisinin büyük bir çoğunluğunun mavi kot giysi üretiminin şimdiki haliyle hem insan sağlığına hem de çevreye zararlı olduğunu bildiklerini sanmıyorum” diyor.
Welner, yılda yaklaşık 50 ton çivit mavisi kot giysinin sözde kimyasal sentez yöntemiyle üretildiğini ve bu sentezin sadece kimyasal maddelerden oluşmadığını, üretim sürecinde ağır metaller ve asit atıkları kullanıldığını, ayrıca çok miktarda su tüketildiğini söylüyor.
Welner, ”Elyaflı bir kot pantolon üretimi için, yani bir kilogram pamuk lifi için 4 bin 500 litre su harcanıyor. Danimarka’da bir kişi günde ortalama 108 litre su harcıyor, bu da yılda 40 bin litre demektir. Sadece bir kaç kot pantolon üretimi için 8 bin ile 10 bin litre arası su tüketiliyor. Gardrobunuzda eğer dört adet mavi kot pantolon varsa, bu bir yıllık su tüketimi demektir. Ancak biz harcanan sudan daha çok kullanılan boyaya yoğunlağıyoruz” diye anlatıyor.
Welner: Doğayı taklit ediyoruz
Uzun süredir Amerikalı araştırmacılarla birlikte tamamen doğal yöntemlerle çivit mavisi üretimi üzerinde çalıştıklarını ve bioindigo (Doğal çivit mavi) geliştirdiklerini ifade eden Welner, bu doğal boyama yöntemiyle üretimin ne zaman başlayabileceği konusunda bir fikri olmadığını söylüyor. Tekstil endüstrisinin buna sıcak bakmayabileceğini, zira bu üretime geçilmesi durumunda üretim fiyatlarının artacağını ifade eden Welner, ”Belki geliştirdiğimiz bu doğal boyama yöntemi üretici ve tüketicinin gözünü açabilir ve belki yakın bir zamanda kimyasal boya ile boyanmış mavi kotların yanında doğal çivit mavi boyalı kotlar da mağazalarda raflardaki yerini alabilir” diyor.
Herhangi bir ’mavi’ boya değil
Kimyasal çivit mavisi giysi üretimi iki aşamadan geçiyor: üretim aşaması ve renklendirme aşaması. Üretim aşamasında yağ, ardından bazılarının kansere yolaçtığı ve çevreye zarar verdiği bir çok farklı kimyasal maddeler kullanılıyor. Daha sonra çivit mavi boya ekleniyor. Asıl çivit boyası fazla üretilemediği ve çözülmediği için kimyasal maddelerle ve asit artıklarıyla sulandırılıyor. Kimyasal çivit suyuna bandırılıp çıkarıldıktan sonra kumaşlar mavi rengi alıyor. Bu da havaya tehlikeli kokular salıyor. Bu sular ise başka hiç bir yerde kullanılamıyor.
Çivit mavisi aslında taa antik çağlardan bu yana üretiliyor. Bu renk kraliyette toplumun en üstünü temsil edenlerin bir statü semboluymuş, bugünse herkes tarafından kullanılmakta. Çivit mavisi kot giysi 1870 yılında Letonya asıllı bir Amerkalı terzi olan Jacob Davis tarafından bulunmuş. Ancak terzi Davis bu kot giysinin üretimini yapabilecek ekonomik güçte olmadığı için Amerikalı tekstil tüccarı Levi Strauss ile San Francisco’da Levi’s adıyla üretmeye başlamış. Kaba, taşlanmış ve dayanıklı olan bu kumaşı başlangıçta ucuz olduğu için yoksullar giyerken, bugün tekstil ve moda enstüstrisinin en çok tüketilen giysilerinin başında geliyor. Çivit mavisi kotun anavatanı aslında Amerika olmasına rağmen Amerika’daki sıkı denetimler nedeniyle mavi kot üretimi bugün Pakistan, Hindistan gibi ülkelerde yapılıyor.
Kaynak: Politiken.dk
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.